Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Gezi Direnişinin 11. yılında yayımladığı yazılı açıklamada yaşamını yitirenleri andı.

Kaynarca'daki OSB'ler Meclis gündeminde Kaynarca'daki OSB'ler Meclis gündeminde

Halkın birleşik mücadelesinden korkan iktidarın direnişten yıllar sonra, Gezi üzerinden bir "darbe" girişimi yaratmaya çalıştığı, haksız hukuksuz tutuklamalara imza attığı kaydedilen açıklamada "İktidarın ve dayandığı sermaye güçlerinin halkın mücadelesinden ve tepkisinden kaçışı yoktur. Gezi’nin yıldönümünde uydurma gerekçelerle hapsedilen Gezi tutuklularının serbest bırakılması, kamu görevlilerinin yargılanması, Can Atalay’ın gasp edilen milletvekilliğinin iade edilmesi bir an önce gerçekleşmelidir. Gezi’de bir darbeci, provokatör, lobi ve tertipçi aranamaz. Ve halk cezalandırılamaz. Muhtemel Gezilere ve halk hareketlerine gözdağı olarak verilen cezalar iktidarın yazgısını değiştirmeye yetmeyecektir. Bugün Türkiye’de de kapitalist sömürücülere ve onların tek adam iktidarının uyguladığı, halkı biraz daha yoksullaştırıp işsizleştiren, kentleri yaşanamaz hale getiren ekonomi politikasına karşı ekmek, adalet, barış ve özgürlük için mücadeleyi yükseltme zamanıdır" diye seslendi.

Emek Partisi'nin açıklaması şöyle:

"Gezi Direnişinin üzerinden 11. Yıl geçti. Bu direniş tarihe damgasını vuran güçlü ve önemli bir halk direnişidir.

27 Mayıs 2013’te Taksim Gezi Parkı’nda çevrenin ve doğanın talan edilmesine, kentin yağmalanmasına karşı başlayan bu hareket; hızla tüm Türkiye’ye milyonların katılımıyla yayıldı. Taleplerinin karşılanması için bir araya gelen halk; günlerce sokaklarda, parklarda baskıya ve şiddete karşı mücadele etti.

Gezi Direnişi’nin simgeleri haline gelen ve iktidarın baskıcı kurumlarının vahşi saldırıları sonucunda yaşamlarını yitiren Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım ve Berkin Elvan’ı saygıyla anıyoruz. Onların cesareti ve inancı, demokrasi mücadelemizde bize yol göstermeye devam ediyor/edecek.

Halkın birleşik mücadelesinden korkan iktidar, direnişten yıllar sonra, Gezi üzerinden bir 'darbe' girişimi davası icat ederek, haksız hukuksuz tutuklamalara imza attı. Direnişin bütün sorumluluğunu onlara yükleyerek ağır cezalar verilmesinde yönlendirici oldu.

İktidarın ve dayandığı sermaye güçlerinin halkın mücadelesinden ve tepkisinden kaçışı yoktur. Gezi’nin yıldönümünde uydurma gerekçelerle hapsedilen Gezi tutuklularının serbest bırakılması, kamu görevlilerinin yargılanması, Can Atalay’ın gasp edilen milletvekilliğinin iade edilmesi bir an önce gerçekleşmelidir. Gezi’de bir darbeci, provokatör, lobi ve tertipçi aranamaz. Ve halk cezalandırılamaz. Muhtemel Gezilere ve halk hareketlerine gözdağı olarak verilen cezalar iktidarın yazgısını değiştirmeye yetmeyecektir.

Bugün Türkiye’de de kapitalist sömürücülere ve onların tek adam iktidarının uyguladığı, halkı biraz daha yoksullaştırıp işsizleştiren, kentleri yaşanamaz hale getiren ekonomi politikasına karşı ekmek, adalet, barış ve özgürlük için mücadeleyi yükseltme zamanıdır.

Geleceği, işçilerin ve ezilen halkların mücadelesiyle kazanacağız."

Editör: Tuncer Kalaycı