Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevcut anayasanın 1980 askeri darbesi sonrası döneme ait olduğunu vurgulayarak yeni bir anayasa hazırlanması için 10 hukukçudan oluşan bir ekip görevlendirdiğini açıkladı. Erdoğan’ın bu hamlesi muhalefet tarafından 2028’de sona erecek görev süresini uzatmanın bir yolu olarak yorumlanıyor.

Erdoğan, Salı günü Adalet ve Kalkınma Partisi 'nin (AK Parti) yerel yöneticilerine hitaben yaptığı konuşmada, “Dün itibariyle 10 hukukçu arkadaşımı çalışmalara başlamak üzere görevlendirdik. Bu çabayla, yeni anayasa hazırlıklarını sürdüreceğiz,” dedi.

“23 yıldır, demokrasimizi sivil ve özgürlükçü bir anayasayla taçlandırma niyetimizi defalarca ortaya koyduk,” diye ekledi.

Ancak muhalefet cephesi, Erdoğan’ın bu girişimini, anayasal sınırları aşmak ve iktidarını daha da pekiştirmek amacıyla atılmış bir adım olarak değerlendiriyor. CHP, 'mevcut anayasaya uymayanlarla yeni anayasa yapılamaz' eleştirini yapıyor.

AK Parti, 2002'de iktidara geldiğinden bu yana zaman zaman yeni anayasa söylemini gündeme getirdi. Ancak bu girişimler ya parlamentodaki çoğunluk yetersizliğine takıldı ya da kamuoyundan yeterli destek bulamadı. Şimdi de iktidar, anayasa değişikliği için gerekli olan meclis çoğunluğuna sahip değil.

Bazı siyasi analizlerde, iktidarın son dönemde Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile yıllardır süren çatışmayı sonlandırmaya yönelik adımlarının, meclisteki Kürt siyasetinin desteğini almak için bir strateji olduğu öne sürülüyor.

Yeni anayasa tartışması, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Erdoğan’ın en önemli rakiplerinden biri olan Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklanmasının ardından alevlendi. İmamoğlu’nun tutuklanması, muhalefet ve sivil toplum tarafından 'siyasi' olarak nitelendiriliyor.

Erdoğan, yeni anayasa hamlesini kendi iktidarını uzatma aracı olarak kullandığı iddialarını reddederek, “Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz,” açıklamasında bulunmuştu.

Bitmeyen 'üçüncü dönem' tartışmaları

Türkiye'de 2007 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle, anayasaya bir kişinin sadece iki dönem cumhurbaşkanlığı yapabileceği hükmü eklendi. 2017 yılındaki anayasa değişikliğiyle Türkiye başkanlık sistemine geçti, ancak 101'inci maddede yer alan iki dönem sınırı korunarak aynı şekilde devam etti.

Ancak 2017'deki değişiklikte bir istisna da var. Bu da cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde üçüncü kez adaylığın geçerli olabileceğiydi.

AP Türkiye Raportörü: ‘İmamoğlu dosyası tamamen uydurmadır’
AP Türkiye Raportörü: ‘İmamoğlu dosyası tamamen uydurmadır’
İçeriği Görüntüle

Bu 'istisna' gündemden düşmese de 'üçüncü dönem' tartışmasının temeli ise 2014 yılında Erdoğan’ın parlamenter sistem çerçevesinde Türkiye’nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olmasıyla atıldı. Erdoğan daha sonra 24 Haziran 2018'de yeniden cumhurbaşkanı seçildi.

Bu noktada bazı hukukçular Erdoğan'ın 2018 seçimleri sonrası görevinde ikinci dönem hakkını kullandığını savunarak erken seçim istisnası dışında yeniden aday olamayacağını savundu. Bu durum ana muhalefet partisi tarafından da savunuldu. Hatta eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın 2023 seçimlerinde aday olamayacağını söyledi.

Ancak iktidar, 2018 sonrasının Erdoğan'ın ilk dönemi olduğu görüşündeydi. Buna gerekçe olarak ise 2017'de yapılan 'sistem değişikliği' gösterildi.

Bu kabulden yola çıkarak da parlamentonun erken seçim kararı alması halinde Erdoğan'ın son bir kez daha aday olabileceği savunuluyor.

Erdoğan'ın erken seçim yoluyla yeniden adaylığı için Meclis'te beşte üçlük bir çoğunluğa ihtiyacı var. AK Parti ve MHP böyle bir çoğunluğa sahip değil. Yani iktidar kanadının bu konuda muhalefete ihtiyacı var.

Diğer yandan yasaya göre Erdoğan eğer yetkisini kullanıp erken seçim kararını kendisi alırsa aday olamıyor.

Kaynak: Euronews