GÜNDEM

Futbol Türkiye'de iktidarın gündem değiştirme aracı mı?

Türkiye’de futbol, ekonomik kriz ve siyasi gündemin üzerini örten bir “cambaza bak” mekanizmasına mı dönüştü.

Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve siyasi çalkantılarla boğuşan Türkiye’de, futbol transferleri kamuoyunun gündemini belirlemeye devam ediyor. Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe’nin bu transfer döneminde yaptığı astronomik harcamalar, kulüplerin devasa borçlarına ve ülkenin ekonomik koşullarına rağmen manşetlerden düşmedi.

Uzmanlara göre futbol, yalnızca spor değil; aynı zamanda iktidar lehine işleyen bir “ideolojik uyutma mekanizması” ve güçlü bir “gündem değiştirme aracı.”

Göz göre göre ihlaller

Türkiye’de kulüplerin borçlanmasını sınırlandırmak için çıkarılan Spor Kanunu ve TFF’nin belirlediği harcama limitleri kâğıt üzerinde kalsa da uygulanmıyor. Hiçbir yaptırım görmeyen kulüpler, Avrupa’nın önde gelen takımlarıyla yarışacak bonservis bedelleri ve yıllık maaşlarla dünya yıldızlarını transfer ediyor.

Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Talimciler’e göre bu tablo, hükümet için büyük bir avantaj:

“Türkiye’nin dünyaca ünlü futbolcuları transfer etmesi, kamuoyunda güçlü ülke algısı yaratıyor. Bu, iktidar için adeta bir can simidi.”

“Cambaza bak” siyaseti

Talimciler, futbolun toplumsal işlevini şu sözlerle özetliyor:

> “Futbol, insanların konuşması gereken konuların üzerini örten bir şal. İdeolojik bir uyutma mekanizması. Ekonomik sıkıntıların en yoğun hissedildiği dönemde, taraftar cebindeki son parayla orijinal forma alabiliyor.”

Gazeteci Bilgin Gökberk de futbolla gündem saptırma taktiklerine dikkat çekiyor:

“CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atandığı günün en çok konuşulan konusu Galatasaray’ın İlkay Gündoğan transferiydi. Bir gün önce ise Fenerbahçe Ederson’u almıştı. Bu tür tesadüflere inanmak zor.”

“Ekmek ve sirk” politikası

Spor yazarı Onur Özgen ise tabloyu “Panem et circenses” (ekmek ve sirk) siyasetine benzetiyor:

“Enflasyon, işsizlik, borç yükü tavan yapmışken, milyonların tutkusu futbolla kitleler meşgul ediliyor. Dev ekranlı imza törenleri, bomba transferler… Bu, geçim derdinden forvet derdine kaydırılmış bir gündem yaratıyor.”

Yeni bir kutuplaşma hattı

Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki “transfer yarışı”, taraftar kimlikleri üzerinden toplumsal kutuplaşmayı da derinleştiriyor. Talimciler, bu durumun milliyetçilikte olduğu gibi ötekileştirmeyi beslediğini ve “tehlikeli” bir noktaya doğru evrildiğini belirtiyor.

Özgen ise sosyal medya troll ağlarının ve kulüp yanlısı medya organlarının bu rekabeti “organik olmaktan çıkarıp bir iç savaş atmosferine dönüştürdüğünü” vurguluyor.

Siyasete etkisi

Spor-siyaset ilişkisine dair uluslararası akademik çalışmalar da bu tabloyu destekliyor. ABD’de Stanford Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, tuttukları takım kazandığında seçmenlerin iktidara olan desteğinin arttığını ortaya koymuştu. Bu bulgu, futbolun yalnızca sahada değil, siyasette de belirleyici bir güç haline geldiğini gösteriyor.