DÜNYA

Gazze’de yardım görevlileri de açlıkla mücadele ediyor: “Tüm sistem çöküyor”

İsrail’in “Gazze Rivierası” planı tartışma yaratıyor

Gazze’de yalnızca siviller değil, yardım çalışanları da açlıkla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler’e bağlı UNRWA’nın Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail ablukası nedeniyle bölgede insani sistemin çökme noktasına geldiğini belirtti.

Lazzarini yaptığı açıklamada, “Bu derinleşen kriz, savaşın parçaladığı bölgede hayat kurtarmaya çalışanlar da dahil herkesi etkiliyor. Yardım görevlileri yeterince yiyecek bulamadığında, tüm insani yardım sistemi çöküyor,” dedi.

Açlıktan ölenlerin sayısı artıyor

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre savaşın başlangıcından bu yana en az 113 kişi, çoğu çocuk, açlık nedeniyle hayatını kaybetti. BM ise bu kişilerin 45’inin sadece son dört gün içinde öldüğünü bildirdi.

UNRWA direktörü, bölgede görev yapan bir çalışanının şu sözlerine de yer verdi:

“Gazze’deki insanlar ne ölü ne de diri, yürüyen cesetlere döndüler.”

Lazzarini ayrıca, 6 bin kamyon dolusu gıda ve tıbbi yardımın Mısır ve Ürdün’de bekletildiğini, İsrail’in ise yardım girişine izin vermediğini belirtti.

Yardım vakfı noktalarında katliam

27 Mayıs’tan bu yana, İsrail ve ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyetleri ise insani krizi daha da büyüttü. Vakfa ait erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere yönelik sistematik saldırılarda en az 1.000 kişi öldü, 7.000’den fazla kişi ise yaralandı.

“Gazze Rivierası”: İşgal ve turizm planı

Gazze’deki insani felaket derinleşirken, radikal sağcı İsrailli siyasetçiler bölgeyi “lüks tatil şehrine” dönüştürme planı üzerinde çalışıyor. Proje, ilk kez eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından dile getirilmişti.

Trump’ın önerdiği plana göre, Filistinliler çevre ülkelere yerleştirilecek, Gazze ABD kontrolüne geçecek ve bölge turizme açılacaktı. Bu öneri, İsrail hükümeti tarafından da benimsenmiş görünüyor.

Guardian’ın haberine göre, İsrail Meclisi’nde dün yapılan toplantıda “Gazze Şeridi’nde Yerleşim için Ana Plan” başlıklı proje görüşüldü. Bu plana göre, bölgeye 850 bin konut inşa edilmesi, kripto para ticareti yapılan yüksek teknolojili “akıllı şehirler” kurulması hedefleniyor.

Proje metninde, bu dönüşümün hem ekonomik kazanç sağlayacağı hem de “İsrail halkının bu topraklara yerleşme hakkı” olduğu savunuluyor.

“Bu bir etnik temizlik planıdır”

İsrail’in önde gelen insan hakları avukatlarından Michael Sfard ise projeye sert tepki gösterdi:

“Bu bir etnik temizlik planıdır. Uluslararası hukuka göre bu, insanlığa karşı işlenmiş bir suç anlamına gelir. Tehcir küçük ölçekte işlendiğinde savaş suçu, büyük ölçekte işlendiğinde ise insanlığa karşı suçtur.”