Bolu Kartalkaya'da 36'sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin de yaralandığı Grand Kartal Otel'deki yangın faciasının ilk duruşması yarın Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılacak. Aralarında otel sahipleri ile kamu görevlilerinin de yer aldığı 32 sanığın yargılanmasına, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu'nda başlanacak.
Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta gece yarısı çıkan yangın, dünyadaki en büyük on otel yangınından biri olarak kayıtlara geçmişti. DW Türkçe, yangının çıktığı günden bugüne yaşananlara mercek tuttu.
Yangın nasıl çıktı, faciaya neden olan ihmaller neler?
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan bilirkişi raporuna göre, yangının otelin dördüncü katında bulunan restorandaki "grill plate" yani elektrikli ızgaranın açık bırakılmasının neden olduğu aşırı ısınma sonucu başladığı belirlendi. Aşırı ısınma sonucu ızgaranın yağ haznesindeki yağların yanmaya başladığı belirtildi. Yangının çıkış saati 03.17 olarak tespit edildi. Ancak personel yangını 03.24'te fark edebildi. İş güvenliği eğitimi almayan personel, alevlere müdahale edemedi, yangın ahşap oteli çok kısa sürede sardı. Bu esnada alarm sistemleri ile "sprinkler" olarak bilinen yağmurlama sistemi çalışmadı. İtfaiye ise saat 04.24'te yangına müdahale edebildi.
Personel, müşterileri yangına karşı uyarmakta bile geç kaldı. Bilirkişi raporuna göre de 12 katlı otelden insanların tahliyesi eşit gerçekleşmedi. Raporda, yangının önce otel yöneticilerine, daha sonra onların yakınlarına haber verildiği yazılı. Bilirkişi, "Tahliye şansı düşük olan ayrıcalıklı kişiler için kurtarma gerçekleştirildi" diyor.
Ancak tek skandal bu değil. Personelin yangının ilk anlarında insanlara yardım etmek yerine otelin kapalı otoparkındaki araçları dışarıya çıkarmaya çalıştığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Otelde kalanlar ise kendi başlarına alevlerden kurtulmaya çalıştı. Kimisi çarşafları birbirine bağlayarak binadan kurtuldu, kimisi ise itfaiyenin onları kurtarmasını bekledi.
Gecelik ücreti yaklaşık 30 bin TL olan otelin yönetimi, çok sayıda yangın önlemini göz ardı etmişti. Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin raporuna göre, yangın merdivenlerine ulaşımı sağlayan kaçış yolu kapıları alevlere dayanaklı ve duman sızdırmaz özellikte yapılmamıştı. Müfettişler otelde 72 personelin bulunduğunu tespit etti. Ancak bunlar arasında ne bir iş güvenliği uzmanı vardı ne de bir iş yeri hekimi.
İhmaller zincirinin sorumlusu kim ya da kimler?
Kamu kurumlarının da oteli yeterince denetlemediği ortaya çıktı. Bu durum, uzunca bir süre "denetimde kim yetkili" tartışması yaşanmasına sebebiyet verdi. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, facianın henüz ilk anlarında sorumlu olarak Bolu Belediyesine bağlı itfaiye yetkililerini işaret etti. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise tam tersi şekilde Turizm Bakanlığının sorumlu olduğunu savundu.
Bürokratlar neden yargılanmıyor?
Yargılananlar arasında bilirkişinin faciadan sorumlu tuttuğu Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı bürokratları ve personeli yer almıyor. Çünkü bakanlıklar personeli için soruşturma izni vermiş değil.
Bakan Ersoy, 16 Nisan'da aralarında Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan da bulunduğu 13 personeli için soruşturma izni vermedi. Kamu görevlilerinin yargılanması, 4483 sayılı Kanun kapsamında yapılıyor. Kanuna göre, görevinden dolayı suçlanan bir bürokrat veya bakanlık çalışanının yargılanması, bakanın iznine tabi.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Bakan Ersoy'un bu kararına itiraz etti. Ancak Bakan Ersoy, 17 Haziran'da bir kez daha bürokratları için soruşturma izni verilmedi. Bu kararda da Turizm Bakanlığı görevlilerinin oteli denetleme sorumluluğu olmadığı ileri sürülüyor. Ayrıca bilirkişi raporu hakkında da değerlendirmeler yer alıyor. Bakanlığın iddiasına göre bilirkişi raporu, "bilimsellikten uzak, somut veri içermiyor, hukuka aykırı değerlendirmeler içeriyor."
"Adalet makul sürede yerini bulsun"
Yangında yaşamını yitirenlerden Alp Mercan'ın ablası Nihan Ece Mercan Hasarpa, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Adalet makul sürede yerini bulsun" diyor.
Aynı zamanda avukat olan Hasarpa, mühendis kardeşi Alp Mercan ile yakın arkadaşı intern doktor Yiğit Gençbay için adalet arıyor. Mercan ve Gençbay, yangından sağ olarak dışarı çıkmış ancak insanları kurtarabilmek için geri döndükleri otelde hayatını kaybetmişti.
"Bu yalnızca hayatını kaybeden iki kahramanın değil, aynı zamanda sorumluların hukuk önünde hesap vermesini bekleyen herkesin mücadelesidir" diyen Hasarpa, hiçbir kişi ya da kurumun yargı denetiminin dışında tutulamayacağına vurgu yapıyor. Hasarpa, yargının görevlerinden birinin kamu gücünü kullananları denetlemek olduğuna dikkat çekiyor: "Alp ve Yiğit başkalarını kurtarmak için hayatlarını ortaya koydu. Onların bu cesareti, hukuki süreçlerde karşılık bulmalı. Bu süreç, toplumsal hafızada adalet algısının nasıl yer edeceğini belirleyecek. Bu sadece Alp ve Yiğit için değil, gelecekte yaşanabilecek benzer acıların önüne geçmek içindir."