Kuzey İrlanda barış süreci, modern tarihin en kapsamlı ve öğretici barış deneyimlerinden biri olarak kabul ediliyor. İrlanda örneği, barışın yalnızca şiddetin durması değil; birlikte yaşama iradesinin hayata geçirilmesi olduğunu gösteren güçlü bir model sunuyor. Peki Kuzey İrlanda modeli nereden geliyor, hangi adımlarla inşa edildi ve neden dünyaya örnek gösteriliyor?
Sorunun Tarihsel Kökeni: Kimlik, Eşitlik ve Yönetişim Krizi
Çatışmanın kökenleri 1600’lü yıllara, İngiliz ve İskoç yerleşimcilerin adaya gelişi ve Katolik İrlanda halkı üzerinde kurulan baskıya dayanıyor. 1916’da kurulan IRA, bağımsızlık mücadelesini başlattı ve 1922’de adanın güneyinde İrlanda Cumhuriyeti kuruldu. Kuzey ise İngiltere yönetiminde kaldı.
1960’larda Kuzey’deki Katolik İrlandalılar birleşik bir İrlanda talebiyle IRA’yı yeniden örgütledi. Çatışmalar; Katolik milliyetçiler ile Protestan birlikçiler arasında, kimlik, eşit yurttaşlık ve yönetişim ekseninde derinleşti.
Ayrımcı kamu politikaları, temsil sorunları, kollukta taraflı yaklaşım, adaletsizlik ve tüm topluma yayılan güvensizlik, sorunu uzun yıllara taşıdı.
The Troubles Dönemi: Şiddetin Karanlık Yılları
1970’lerden itibaren IRA’nın saldırıları arttı; İngiltere kentleri hedef oldu. 1972’deki Kanlı Pazar saldırısında 14 sivilin öldürülmesi, şiddeti doruğa çıkardı. Britanya yanlısı paramiliter gruplar da Katolik sivillere yönelik saldırılar düzenledi.
Bu dönem boyunca:
3600’den fazla kişi öldü, yarısı sivil,
On binlerce kişi yaralandı,
Ekonomik çöküş, göç ve toplumsal travma derinleşti.
Siyasallaşan Mücadele: “Bir elimizde seçmen kartı, diğerinde silah”
1981’de Bobby Sands’in açlık grevinde ölümü, IRA tabanında siyasal zemine yönelişi hızlandırdı. Sinn Féin bu dönemde yeniden güçlendi; Gerry Adams 1983’te parlamentoya girdi. 1990’larda hem kamuoyu baskısı hem diplomatik temaslar artarken, iki önemli gelişme yaşandı:
1993 Downing Street Bildirisi: İngiltere “Kuzey İrlanda’da çıkarı olmadığını” ilan etti.
1994 IRA ateşkesi: Sürecin resmi başlangıcı oldu.
Her ne kadar 1996’da ateşkes bozulsa da zemin kaybedilmedi. 1997’de Tony Blair’in iktidara gelişiyle süreç ivme kazandı ve Sinn Féin müzakere masasına oturdu.
1998 Hayırlı Cuma (Belfast) Anlaşması: Barışın Mimarı Metin
10 Nisan 1998’de imzalanan anlaşma, Kuzey İrlanda barış sürecinin dönüm noktası oldu. Üç temel ayağı vardı:
1. Kuzey İrlanda’da güç paylaşımı ve özerk yönetim
2. Kuzey İrlanda – İrlanda Cumhuriyeti iş birliği
3. İrlanda Cumhuriyeti – Birleşik Krallık iş birliği
Anlaşma; self-determinasyon, kimliklere saygı, iki toplumlu yönetim, polis reformu, siyasi mahkûmların şartlı tahliyesi ve silahsızlanma süreçlerini içeriyordu. Halk oylamasında %71 destek aldı.
Anlaşmayı reddeden küçük bir grup olan Gerçek IRA, dört ay sonra Omagh saldırısıyla 29 kişiyi öldürdü; bu saldırı barışa desteği daha da artırdı.
Uluslararası Destek: ABD’nin Kritik Etkisi
ABD Başkanı Bill Clinton’ın ve arabulucu George Mitchell’ın rolü belirleyiciydi. Clinton’ın Gerry Adams’ı Beyaz Saray’da ağırlaması, barışın meşruiyetini güçlendirdi. Mitchell’ın raporu, müzakerelerin teknik çerçevesini oluşturdu.
2005: IRA Resmen Silah Bıraktı
Uluslararası denetim altında yürütülen “decommissioning” sürecinin tamamlanmasıyla IRA 2005’te resmen silah bıraktı. Böylece 25 yıllık çatışma defteri kapandı ve Kuzey İrlanda’da siyasal rekabet şiddetin yerini almaya başladı.
Barışın Yapıcıları: Liderlik, Cesaret ve Risk Alma
Sürecin mimarları arasında:
Tony Blair ve İngiliz Hükûmeti
İrlanda Hükûmeti
Sinn Féin ve IRA temsilcileri
Ulster Unionist Party
ABD (Clinton – Mitchell)
Sivil toplum ve dini liderler
Özellikle Tony Blair’in “Bu mesele siyasi hayatıma mal olsa bile çözeceğim” sözü, güçlü siyasi iradenin barış süreçlerinde ne kadar kritik olduğunu ortaya koydu.





