Bugün saat 18.00’de Sakarya Üniversitesi Kampüs Girişi’nde yapılan basın açıklamasında kadınlar, yaşam hakkı, adalet talebi ve gerçeklerin üzerinin örtülmemesi için bir araya geldi.
Basın açıklamasında, öğrencilerin ve kadınların güvenli yaşam hakkının sistematik biçimde tehdit edildiği vurgulandı. Açıklamada, “Bu artık bir barınma krizi değil, onurumuza ve yaşam hakkımıza yönelmiş topyekûn bir saldırıdır. Bu saldırının en acı sembolü ise şüpheli bir şekilde hayattan koparılan ve ölümü hâlâ aydınlatılmayan arkadaşımız Rojin’dir” denildi.
Rojin’in ölümünün kamuoyuna bir intihar olarak yansıtılmaya çalışıldığı, ancak bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örneklerinin bulunmasının kadın cinayeti şüphesini güçlendirdiği ifade edildi.
Açıklamada ayrıca yurt yönetiminin kamera kayıtlarını haftalarca gizlediği hatırlatılarak, “Bu süreç delil karartma şüphesini açıkça ortaya koymaktadır” denildi.
Platform, yalnızca Rojin için değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki KYK yurtlarında yaşanan mahremiyet ihlalleri, taciz vakaları, sağlıksız koşullar ve güvenlik eksiklikleri nedeniyle hayatı tehdit edilen tüm öğrenciler için dayanışma çağrısı yaptı.
Açıklamada, “Rojin’in katilini koruyan zihniyetle, Cevizlibağ’da odalara giren zihniyet aynıdır. Öğrencilerin sesini kısmaya çalışan zihniyetle, kadınların hayatını hiçe sayan zihniyet aynıdır. Bu nedenle öğrenci mücadelesiyle kadın mücadelesi bir bütündür!” ifadeleri yer aldı.
Sakarya Kadın Platformu açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Kadınların yaşam hakkını, adalet talebini ve gerçeklerin üzerinin örtülmesini kabul etmiyoruz. Herkesi Rojin’e ses olmaya çağırıyoruz.”
Basın açıklamasında, Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili soruşturmanın kadın cinayeti şüphesiyle derinleştirilmesi, KYK yurtlarında yaşanan taciz vakalarının faillerinin cezalandırılması ve hak aradığı için tutuklanan öğrenci Burak Başer’in serbest bırakılması talep edildi.
Kadınlar, “Rojin intihar etmedi! Rojin’e ne oldu?” sloganıyla Sakarya’dan bir kez daha adalet çağrısını yükseltti.