Bu tür vergiler, doğrudan hedef ülkeye değil, o ülkeyle ticaret yapan üçüncü taraflara yönelik uygulanıyor. Yani Rusya’dan enerji ithal etmeye devam eden ülkelerin, ABD’ye yaptıkları ihracat ağır vergi yüküyle karşılaşabilir.
Trump, bu hamleyle ülkeleri Rusya’dan hammadde almaktan caydırmak ve Moskova’nın enerji gelirlerini azaltmak istiyor.
Ancak bu plan kolay değil. AB ve ABD ithalatı kısmış olsa da birçok Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkesi hâlâ Rus gazı ve petrolüne bağımlı durumda. Türkiye de bu ülkeler arasında yer alıyor.

Türkiye Rusya’nın en büyük ticaret ortaklarından
OEC verilerine göre, 2023 yılında Türkiye, Çin ve Hindistan’ın ardından Rusya’nın üçüncü büyük ticaret ortağıydı. Türkiye, Rusya’nın en çok ihracat yaptığı üçüncü, ithalat yaptığı ikinci ülke konumunda.
TÜİK’e göre Türkiye’nin 2024’te Rusya’dan ithal ettiği yakıtın değeri 32 milyar doları aştı. Aynı dönemde Türkiye’nin ABD’ye ihracatı 14,4 milyar dolara ulaştı. En çok ihracat yapılan sektörler: makine, kıymetli taşlar, motorlu taşıtlar, halı ve silah.
Bu sektörlere %100 gümrük vergisi uygulanması, Türk ürünlerinin ABD pazarına girişini fiilen imkânsız kılabilir.
Türkiye’ye istisna mümkün mü?
TABA Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, Trump’ın önceki başkanlık döneminde Türkiye’ye %10’luk görece düşük vergi uyguladığını hatırlatıyor. Şu anda karşılıklı gümrük indirimi için müzakereler sürdüğünü belirtiyor.

Sanlı, Türkiye’nin günlük yaklaşık 400 bin varil Rus petrolüne bağımlı olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullanıyor:
“Türkiye’nin hem Rusya ile komşu olması hem de Ukrayna’yı desteklemesi nedeniyle, ABD’nin Türkiye’ye ağır yaptırım uygulaması beklenmemeli. Müttefik ülkeler, Türkiye’nin enerji bağımlılığını bugüne kadar anlayışla karşıladı.”
“Karar Washington-Ankara ilişkilerine bağlı”
Prof. Mahmut Tekçe (Marmara Üniversitesi), ikincil yaptırımların kâğıt üzerinde ciddi riskler barındırdığını ancak uygulamanın nasıl olacağının belirsizliğini koruduğunu söylüyor.
“Türkiye daha önce İran ve Rusya yaptırımlarından muaf tutuldu. Benzer bir esneklik bu süreçte de sağlanabilir. Karar büyük ölçüde Washington ile Ankara arasındaki siyasi ilişkilere bağlı olacak. Şu anki olumlu atmosfer, bu riskleri azaltabilir.”
“50 günde enerji politikası değişmez”
Dr. Mühdan Sağlam (TEPAV Enerji ve İklim Çalışmaları Merkezi), işlerin bu kadar ileri gitmeyeceğini ve Türkiye’ye istisna tanınacağını düşünüyor:
“Japonya gibi ABD’nin müttefikleri bile hâlâ Rus gazı alıyor. Ayrıca Trump’ın öngörülemezliği dikkate alındığında, kararlar değişebilir.”
Dr. Sağlam’a göre, enerji politikaları uzun vadeli sözleşmelere dayanıyor ve 50 gün içinde değiştirilmeleri mümkün değil:
“Enerji hukuku net: Mücbir sebep olmadıkça sözleşmeler bozulamaz. Aksi takdirde yüksek tazminatlar söz konusu olur. AB bile Rus gazından çekilirken bunu kademeli olarak yaptı.”
Sağlam, Türkiye’nin Rusya ile Mavi Akım üzerinden yaptığı doğalgaz sözleşmesinin yıl sonunda biteceğini ve şu an yeni sözleşme müzakerelerinin sürdüğünü belirtiyor:
“ABD, Türkiye’ye sözleşmeyi yenilememesi yönünde baskı yapabilir. Ancak Türkiye de ABD’ye ‘Aynı fiyata ve miktarda gaz ver, senden alayım’ diyerek yanıt verebilir.”
Sonuç olarak Sağlam, Türkiye’nin bu süreçte “bekle-gör” politikası izleyerek diplomatik dengeyi koruyacağını öngörüyor.




