Bugün, insanlık tarihinin en büyük toplumsal dönüşümlerinden biri olan Büyük Ekim Devrimi’nin 108. yılı. 7 Kasım 1917’de (eski takvime göre 25 Ekim), Petrograd’da işçi, köylü ve asker sovyetlerinin önderliğinde gerçekleşen devrim, yalnızca Rusya’da bir iktidar değişimini değil, aynı zamanda tüm dünya halklarına umut veren yeni bir çağın başlangıcını simgeliyordu.

2025 yılının kelimesi: “Vibe Coding”
2025 yılının kelimesi: “Vibe Coding”
İçeriği Görüntüle

Lenin önderliğindeki Bolşevikler, yüzyıllardır süren sömürüye, savaşlara ve eşitsizliklere karşı insanlık tarihinin yönünü değiştiren bir adım attılar. “Bütün iktidar Sovyetlere!” sloganı, emekçilerin kendi kaderini tayin ettiği yeni bir dönemin habercisiydi.

Ekim Devrimi, sadece bir ülkenin kaderini değil, 20. yüzyılın tamamını şekillendiren bir olguya dönüştü. Sovyetler Birliği’nin kuruluşuyla birlikte eğitimden sağlığa, sanayiden bilime kadar her alanda devrim niteliğinde adımlar atıldı. Kadınların toplumsal yaşama katılımı, işçilerin üretimde söz sahibi olması ve halk egemenliği fikri dünyanın dört bir yanında yankı buldu.

Bugün, 108 yıl sonra, emperyalizmin krizleri derinleşirken, gelir adaletsizliği büyürken ve savaşlar sürerken Ekim Devrimi’nin mirası hâlâ güncelliğini koruyor.

Tıpkı o gün Petrograd sokaklarında yankılanan sloganlar gibi, bugün de meydanlarda, grev çadırlarında ve kampüslerde benzer bir ses yükseliyor:

“Ekmek, özgürlük ve barış!”

Kadınlar İstanbul Sözleşmesi için, işçiler insanca ücret için, gençler geleceğini geri almak için direniyor. Ekim Devrimi’nin mirası, geçmişin bir anısı değil; bugünün her direnişinde yeniden doğan bir fikirdir. Devrimin açtığı yol, emeğin, eşitliğin ve dayanışmanın yeniden hatırlandığı bir çağrıyı bizlere ulaştırıyor.

Ekim Devrimi’nin 108. yılı, sadece geçmişin anılması değil; geleceğe dair bir mücadele çağrısının da simgesidir.

“Devrim, bir tarihin sonu değil, insanlığın özgürleşme yürüyüşünün başlangıcıdır.”