Avrupa’da son yıllarda aşırı sağın yükselişiyle birlikte iktidara gelen, yabancı düşmanı Geert Wilders liderliğindeki dört partili sağ hükümet yalnızca 11 ay ayakta kalabildi. Wilders’ın göç yasası önerisinde yaşanan anlaşmazlık sonrası Haziran ayında dağılan koalisyonun ardından erken seçim tarihi 29 Ekim 2025 olarak belirlendi.
Geçmişin hatalarından ders çıkaran Hollanda solu, bu kez birleşerek seçime hazırlanıyor. Yeşiller Partisi (GroenLinks) ile İşçi Partisi (PvdA), ortak bir listeyle seçime girme kararı aldı ve GroenLinks-PvdA adıyla ülkenin en büyük ikinci siyasi gücü haline geldi. Anketlere göre Wilders’ın Özgürlük Partisi (PVV) ve koalisyon ortakları (VVD, BBB, NSC) ise büyük bir oy kaybı yaşıyor.
PvdA üyesi ve tarihçi Zafer Aydoğdu, Hollanda solunun yükselişi ve yaklaşan seçim sürecine dair sorularımızı yanıtladı.
Duvar yıkılıyor
29 Ekim’de yapılacak seçimlerde sol nasıl bir tabloyla karşımıza çıkacak?
PvdA ve GroenLinks, kongre kararları doğrultusunda seçimlere ortak listeyle, birleşmiş bir yapı olarak katılacak. GroenLinks-PvdA adıyla kurulan bu yapı, sadece anketlerde ikinci sıraya yerleşmekle kalmadı, aynı zamanda toplumsal düzlemde yeni bir umut hareketi oluşturdu. Koalisyon ortakları ise vaatlerini yerine getirememelerinin sonucu olarak ciddi bir güven kaybı yaşıyor.
Görünen o ki, seçimler bu kez uç fikirler arasında değil, merkez sağ ve merkez sol arasında geçecek. Solun birleşmesi, geçmişin hesabını vermesi ve topluma yeniden yaklaşması, halkın güvenini kazanmaya başladı.
Sol salonlardan sokağa indi mi?
Hollanda solunun bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
2012 seçimleri sonrası VVD ile kurulan koalisyon, PvdA’ya ve sosyal devlet yapısına büyük zarar verdi. Sosyal hakların kısıtlanması, kamu konutlarının özelleştirilmesi ve sivil toplumla yaşanan gerilim, parti ile halk arasına adeta bir duvar örmüştü.
Ancak son dönemde bu duvarı yıkacak adımlar atılmaya başlandı. Parti, halkla yeniden temas kurmak için yeni yollar deniyor.
Solun yeniden inşası
Solun halkla yeniden bütünleşmesi için ne gibi faaliyetler yürütülüyor?
Film günleri gibi etkinliklerle parti içi dayanışma güçlendiriliyor. Mahalle buluşmaları, ev ziyaretleri ve halkın doğrudan dinlendiği toplantılar, partiye olan ilgiyi artırdı. “Sol bizi unuttu” diyen insanlar, bugün kendilerini dinleyen ve sorunlarını meclise taşıyan bir PvdA ile karşılaşıyor. CHP’nin Türkiye’de yaptığı sokak toplantılarını örnek aldığımızı söyleyebilirim. Ancak bunun daha da yaygınlaştırılması şart.
Silahlanmaya karşı sosyal güvence
Hollanda solu Avrupa’daki silahlanma yarışına nasıl bakıyor?
Trump’ın Ukrayna politikası sonrası Avrupa genelinde güvenlik kaygıları arttı. Hollanda halkı da bu endişeyi taşıyor. Ancak sol, bu korkular üzerinden geliştirilen militarist politikalara karşı çıkıyor. Sosyal harcamaların güvenlik bahanesiyle kısılmasına kesin bir şekilde karşıyız. Bu bizim kırmızı çizgimiz.
“Büyük Hollanda” hayali: Gerçek mi tehlike mi?
Flaman milliyetçileri tarafından tekrar gündeme getirilen “Büyük Hollanda” fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Bu fikir, Trump’ın “Amerika’yı yeniden büyük yap” vizyonunun Avrupa versiyonu. Sömürge geçmişine duyulan nostaljik özlemin dışa vurumu. Ancak hem Hollanda hem Belçika, geçmişteki sömürgecilik ve kölelik sistemleriyle yüzleşmeye yönelik önemli adımlar attı. Buna rağmen, sistemin içinde hâlâ bu hayalleri besleyenler var. Hollanda’daki askerî eğilim de bu açıdan dikkatle izlenmeli.