Bilecik’in Pazaryer'i ilçesine bağlı Bozcaarmut Köyü’nde Kavak Madencilik tarafından yapılmak istenen altın madeni projesinin ÇED süreci tartışma yarattı.
Proje sahası, Küçük Elmalı Tabiat Parkı’na 6 kilometre, birinci derece arkeolojik sit alanına ise 2 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Tarımsal üretim alanlarına yakın olan bölge, Gedikpınar ve Bozcaarmut göletlerini asitle kirletme riski taşıyor. Bozcaarmut, Gedikpınar, Güney Kestane, Sulhiye ve Alınca köyleri, toz ve kimyasal risklerle karşı karşıya kalabilir.
Madenin patlatma yöntemiyle çıkarılması planlanıyor. Bu yöntem, maden sahasıyla sınırlı kalmayıp yeraltı su kaynakları, kayaçlar ve orman ekosisteminde geri dönülmez tahribat yaratma potansiyeline sahip. ÇED raporuna göre, devasa miktarda toprak taşınacak ve mevcut kırsal yollar yetersiz kalacağı için yeni yollar açılması planlanıyor; bu durum orman kaybını ve yüzey tahribatını artırabilir. Ayrıca sahaya 5 ila 10 kilometre mesafede diri fay hatları bulunuyor.
Bölge halkı, “Bizler altın madeni değil, temiz su, verimli toprak ve sağlıklı bir gelecek istiyoruz. Zehirlenmiş bir geleceği kabul etmiyoruz” diyerek projeye tepkisini dile getiriyor.
Avukat Mert Türk, maden sahasının Bozcaarmut Göleti’ne yalnızca 900 metre uzaklıkta olduğunu belirterek, ruhsat sürecinin 2007’den bu yana birçok şirket arasında el değiştirdiğini söyledi. 2018’de verilen “ÇED gerekli değildir” kararının süre sınırı nedeniyle geçersiz kaldığını ifade eden Türk, şirketin yeniden aynı kararı alabilmek için hızla proje tanıtım dosyası hazırladığını açıkladı. Türk, başvuruda 994 hektarlık alan yerine yalnızca 3 hektarın gösterilmesini projeyi küçültülmüş gösterme yöntemi olarak nitelendirdi. Ayrıca numune alımında denetimin Kırşehir İl Müdürlüğü tarafından yapılmasının sorumluluktan kaçma girişimi olduğunu söyledi.
Doğa-Der Başkanı Murat Demir ise altın madeni projesinin tam kapsamlı bir ÇED süreci ve bağımsız denetimler olmadan yürütülmesinin geri dönülmez ekolojik zararlara yol açacağını belirtti. Demir, projenin yeraltı sularını, koruma altındaki kara kaplumbağası ve boz ayının yaşam alanlarını tehdit ettiğini vurguladı. Projenin küçük bir alanda gösterilerek ÇED’den kaçınılmasının “arkadan dolanma” yöntemi olduğunu ifade eden Demir, toprak taşınacağı iddiasının gerçekçi olmadığını ve yeni yollar ile patlatmaların tüm bölgeye geri dönülmez zararlar vereceğini
söyledi.




