Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunulan süreç raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporun giriş bölümünde, CHP’nin komisyona katılım gerekçesi de açıklanarak, TBMM Başkanı’nın çağrısıyla oluşturulan komisyonun yöntemine ilişkin itirazlara rağmen, Kürt sorununa dair daha önce kapsamlı raporlar yayımlayan ilk parti oldukları hatırlatıldı.

Raporda, “şiddet içermeyen hiçbir fiilin terör suçu olarak nitelendirilmemesi” gerektiği belirtilirken; Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) muğlak ifadelerden arındırılması, ifade özgürlüğünü daraltan hükümlerin ayıklanması ve terör/örgüt üyeliği tanımının “hukuki belirlilik” temelinde yeniden ele alınması önerildi. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gibi suçlarda ise somut saldırıya sebep olma gibi ölçütlerin getirilmesi istendi.

AYM–AİHM vurgusu: “Uygulamak için yeni yasa gerekmiyor”

CHP raporunda, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının eksiksiz uygulanması çağrısı öne çıktı. Bu konuda yeni bir kanuni düzenleme gerekmeksizin, mevcut anayasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerektiği ifade edildi. AYM/AİHM kararlarını uygulamayan yargı mensuplarıyla ilgili disiplin süreçlerinin işletilmesi gerektiği de raporda yer aldı.

Kayyım önerisi: “Seçimle gelen seçimle gitmeli”

Raporda dikkat çeken başlıklardan biri de kayyım uygulamalarının sona erdirilmesi oldu. CHP, belediyelere kayyım atanmasını mümkün kılan “olağanüstü hâl kalıntısı” düzenlemelerin kaldırılmasını ve seçilmişlerin görevden alınmasının idari tasarrufla değil, demokratik denetimle yürütülmesini önerdi.

Güllü'nün oğlu müşteki olarak savcılıkta ifade verdi
Güllü'nün oğlu müşteki olarak savcılıkta ifade verdi
İçeriği Görüntüle

Kürt sorunu: “Sadece güvenlik başlığıyla çözülemez”

CHP, raporda Kürt sorununun yalnızca güvenlik politikaları ve terörle mücadele perspektifiyle ele alınmasının çözüm üretmediğini savunarak, meşru siyaset alanının daraltılmasına dönük uygulamaların geri çekilmesini ve demokratik siyasal zeminin güçlendirilmesini istedi. Nevroz’un resmî tatil ilan edilmesi, eski Diyarbakır Cezaevi’nin “İnsan Hakları ve Demokrasi Müzesi”ne dönüştürülmesi, faili meçhul cinayetlerde zamanaşımının kaldırılması, koruculuk sisteminin kaldırılması ve bazı arşivlerin araştırmacılara açılması gibi öneriler de raporda sıralandı.

“Umut hakkı” raporda yok

Raporda, PKK üyelerinin entegrasyon süreci ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a ilişkin “umut hakkı” başlığında özel bir öneriye yer verilmedi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de gazetecilerin bu konudaki sorusuna, “Umut hakkına dönük bir atıf yok; bilinçli olarak koymadık” sözleriyle yanıt verdi.

Emir: “Sorunları meşru aktörlerle Meclis zemininde konuşmak gerekir”

Raporu TBMM’ye sunan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP’nin terörün kalıcı olarak bitmesi için açık bir tutum aldığını belirterek, sorunun meşru siyaset zemininde konuşulması gerektiğini savundu. Emir, yalnızca infaz düzenlemeleriyle sonuç alınamayacağını; daha bütüncül bir demokratikleşme perspektifinin şart olduğunu dile getirdi.

CHP’nin raporunda ayrıca seçim sistemi ve parti finansmanına dair öneriler (barajın düşürülmesi, siyasi partilere devlet yardımında daha adil model, TBMM denetim kapasitesinin artırılması) ile Alevilerin haklarına ilişkin başlıklar (cemevlerine ibadethane statüsü, ayrımcılığa karşı yapısal önlemler) da yer aldı.

Kaynak: Evrensel Gazetesi