YAŞAM

Dünya mülteciler günü: Her 67 kişiden biri evinden edildi

Bugün, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Birleşmiş Milletler’in mülteci haklarına dikkat çekmek amacıyla ilan ettiği bu özel günde, zorla yerinden edilen milyonlarca insanın yaşadığı insani kriz yeniden gündeme geliyor.

Bugün, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Birleşmiş Milletler’in mülteci haklarına dikkat çekmek amacıyla ilan ettiği bu özel günde, zorla yerinden edilen milyonlarca insanın yaşadığı insani kriz yeniden gündeme geliyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 2024 Küresel Eğilimler Raporu’na göre, dünya genelinde zorla yerinden edilen insan sayısı 123 milyona ulaştı. Bu, dünyadaki her 67 kişiden birinin evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldığı anlamına geliyor.

“İnsanlığın ağır sınavı”: Koruma sistemleri geriliyor

Hayata Destek Derneği, bu tabloyu “insanlığın ağır bir sınavı” olarak nitelendirirken, savaşlar, baskılar, iklim krizi ve yoksulluğun milyonlarca insanı göçe zorladığını vurguluyor. Sudan’dan Suriye’ye, Afganistan’dan Myanmar’a, Ukrayna’dan Gazze’ye uzanan çoklu krizler; mülteci koruma rejimini ciddi şekilde zorlarken, sığınma hakkı da giderek daha fazla siyasallaşıyor.

İsrail-İran gerilimi yeni bir göç dalgası başlatabilir

Ortadoğu’da yeniden tırmanan İsrail-İran gerilimine dikkat çeken Hayata Destek Derneği, Tahran’daki hava saldırıları sonrası başlayan hareketliliğin bölgesel bir mülteci krizine yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Dernek, İran’dan ayrılan sivillerin komşu ülkelere yönelmeye başladığını aktarıyor.

Gazze’de ise abluka, sınır kapılarının kapalı olması ve sivillerin tahliye edilememesi, uluslararası koruma sisteminin yapısal sorunlarını bir kez daha gözler önüne seriyor. UNHCR verilerine göre, 2025 yılı başından bu yana Gazze nüfusunun yüzde 90’ı yerinden edildi.

En fazla mülteci Türkiye’de

Hayata Destek Derneği İletişim Yöneticisi Çiğdem Usta Güner’e göre, Türkiye halen dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda. Ülkede yaklaşık 3,5 milyon kişi uluslararası koruma arayışı içinde yaşıyor. Bu nüfusun büyük kısmını 2,7 milyon Suriyeli oluştururken, Afganistan, İran, Irak ve Somali gibi ülkelerden gelen 222 bini aşkın kişi de Türkiye’de sığınma talep ediyor.

Ancak Türkiye, 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne taraf olmasına rağmen coğrafi sınırlamayı kaldırmayan tek ülke. Bu nedenle Avrupa dışından gelenlere kalıcı mülteci statüsü verilmiyor. Suriyeliler için uygulanan Geçici Koruma Statüsü ise uzun vadeli güvence sağlamıyor. Güner, artan sınır dışı uygulamaları ve statü iptallerinin uluslararası hukuktaki “geri göndermeme” ilkesini riske attığı uyarısında bulunuyor.

“Sığınma hakkı Ssiyasetin değil insanlığın meselesi”

Hayata Destek Derneği, 20 Haziran kapsamında yaptığı çağrıda şu mesajları öne çıkarıyor:

• Sığınma hakkı siyasetin değil, insanlığın meselesidir.

• Geçici çözümler kalıcı belirsizlik yaratır; uzun vadeli, hak temelli politikalar geliştirilmelidir.

• İnsani yardım bütçeleri artırılmalı, ev sahibi toplumlarla dayanışma büyütülmelidir.

• Gazze ve diğer kriz bölgelerinde insani koridorlar acilen açılmalı, siviller korunmalıdır.

Dernek, mültecilere yalnızca bir gün değil, her gün dayanışma gösterilmesi gerektiğini vurgularken, mülteci krizinin insani yönünün asla göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor.