Hendek'te geçen yıl meydana gelen ve 7 işçinin ölümü, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan havai fişek fabrikası patlamasının birinci yılında, yaşamını yitirenler fabrika önünde anıldı.

Yaralanan işçilerden ve yakınlarını kaybeden ailelerden bir bölümünün katıldığı anmada, bundan sonra yaşanacak iş cinayetlerinin önüne geçilebilmesi için patlamanın sorumlularına gereken cezanın verilmesi çağrısında bulunuldu.

Hendek için adalet¨ pankartıyla fabrikaya yürüyen aileler,  hayatını kaybeden 7 işçinin anısına fabrikanın içine karanfil attı.

MEDYAYA SİTEM: GÖRMEZDEN GELEMEZSİNİZ

Patlamada yaşamını yitirenişçilerden Halis Yılmaz'ın kız kardeşi, "İş cinayetlerinde ölen kişilerin listesi hakkında bir bilginiz var mı? Kayıtlara geçen geçmeyen,isimlerini duyduğunuz duymadığınız onlarca, yüzlerce kişi şu an toprak altında. Kaçını haber yaptınız, kaçı kayıtlara geçti?"  sözleriyle basın kuruluşlarına sitem ederek, şunları söyledi:

"Bu saatten sonra verilecek hiçbir ceza bizim içimizi soğutmayacak veya bizim kayıplarımızı geri getirmeyecek.  Ama bundan sonra, yarın birgün sizler kendi aileleriniz için adalet aramak zorunda kalmayasınız diye bugün bize ses olmak zorundasınız.  Yarın birgün patronlar, "Burada çalışmasaydınız" demesin diye, bu kadar pişkinlik yapmasın diye, 'Ben mağdurum' demesin diye, 'Zorla mı çalıştırdık' demesin diye, yaptığı ihmaller, para hırsı yüzünden almadığı önlemler sanki çok basit bir şeymiş gibi, 'Bu işin doğasında var' demesinler diye, tüm bunları sizin yüzünüze söylemesinler diye bu mücadeleye katılmak zorundasınız. Siz kan kaybetmediniz, siz can vermediniz diye görmezden gelemezsiniz."

AV. CAN ATALAY: PEKÇOK FİLM ÇEVRİLİYOR

Av. Can Atalay da, 7 işçinin öldüğü,127 kişinin de yaralandığı patlamanın göz göre geldiğini belirterek, olayı katilam olarak nitelendirdi.

Atalay, şunları kaydetti:

"Durumşa salonunda gencecik bir kardeşimiz başörtüsünü düzelttikten sonra söyledi: "Hiçbir işin doğasında ölüm yoktur." Evet, hiçbir işin doğasında ölüm yoktur, risk vardır, tehdit vardır, önlem vardır.

Buradaki işveren için, Coşkunlar için ve Türkiye'nin birçok yerindeki işverenler için işçinin canı önemsiz bir ayrıntı. İşyerleri için neredeyse bir sarf malzemesi. 2009'da, 2010'da, 2011'de, 2012'de, 2013'te ve 2014'te patlayan ama hiçbir hukuki sonucu olmadığı için aynen devam ettikleri işte 7 işçinin canı pahasına durmak zorunda kaldılar. 

Davamız kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir."

Atalay, devam eden dava süreci için ise 'Pekçok film çevriliyor, pekçok dolap döndürülüyor' ifadelerini kullandı.

HENDEK DAVASI

3 Temmuz 2020'de Hendek'teki Büyükcoşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda meydana gelen patlamada, işçiler Muhammet Seyfi Çanakçı, Erhan Ateş, Halis Yılmaz, Havva Çelik, Sabahattin Tepeçınar, Muhammet Aygün ve Ramazan Kor hayatlarını kaybetmiş, 127 işçi de yaralanmıştı. 

Patlamadan sonra şirket yetkilisi ve fabrika sahibi Yaşar Coşun, fabrika müdürü Hasan Ali Velioğlu, Genel Ustabaşı Ersan Öztürk, Sorumlu Müdüru Asiye Angın ve İş Güvenliği Uzmanı Aslı Bozkurt tutuklanmış,  Kimyager Ahmet Çağırıcı ve fabrika sahibi Alirıza Ergenç Coşkun ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Haklarında  2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle dava aılan sanıklardan Sorumlu Müdür Asiye Angın ile İş Güvenliği Uzmanı Aslı Bozkurt, davanın ikinci duruşmasında tahliye edilmişlerdi.

Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşması 13 Eylül'de yapılacak. 

Anmayaişçiler ve ailelerinin yanı sıra Sosyal Haklar Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Eğitim Sen Sakarya Şubesi, SES, Sakarya Kent Çalışma Derneği, Türkiye İşçi Partisi Sakarya İl Örgütü, Emek Partisi Sakarya İl Örgütü, CHP Hendek İlçe Örgütü katıldı.