Bazı şarkılar vardır, acıyı değil teslimiyeti kutsar.
“Ben feleğe küstüm” der ama aslında felekle gayet iyi anlaşır.Arabesk müzik, yıllarca işçi sınıfının iç çekişini fon müziğine dönüştürüp, sömürünün üstünü bağlama tınısıyla örttü. Fakat ne yazık ki o tını, ezilenlerin isyanını değil, kaderine razı olmasını daha da estetik hale getirdi.
Bir düşünün:
İşçi sabah 6’da kalkıyor, 12 saat çalışıyor, patron kârını katlarken o, dönüş yolunda arabesk açıyor:
“Yalnızım dostlarım, dertliyim ben…”
Oysa dertli olmasının nedeni, sadece sevgilisi değil ‘’sistem’’. Ama arabesk, sistemi değil kalbi suçluyor.
Kapitalizm bundan daha iyi bir uyuşturucu bulabilir miydi?
Bir zamanlar “Dünyayı garipler yakar” diye bir cümle dolanmıştı ortalıkta.
Ne güzel, ne romantik bir yanılgı. Oysa gariplerin dünyayı yakmak gibi bir lüksü yoktur; elektrik faturasını zor öderler. Dünyayı yakmak değil, dünyayı değiştirmek gerekir çünkü kül olunca paylaşacak ekmek de kalmaz.
Sınıf bilinci, melodramla değil mücadeleyle yükselir.
Ben hiç arabesk dinlemem ama bütün arabesk şarkıları bilirim. Çünkü bu ülkede arabesk dinlememek bile bir ayrıcalıktır. Çocukken bakkalda, minibüste, kuaförde, inşaatta hep aynı sözler çalardı: “Kader utansın.”
Sokaklar öyle bir koroya dönüşmüştü ki, farkında olmadan hepimiz birer yedek vokal olduk. Arabeski öğrenmedim evet ama arabeskle büyüdüm.
Çünkü bu topraklarda sınıf, sadece maaş bordrosuyla değil kulağındaki melodiyle de belli olur.
Arabesk, kapitalizmin en tatlı tuzağıdır: İnsana ağlarken bile “ne güzel ağlıyorum” dedirtir. Yoksulun gözyaşını “sanat” yapar ama o gözyaşının nedenini hiç sormaz. Sorsa, konser değil komite toplantısı olurdu. O yüzden hep “of” der ama hiç “yeter” demez. Çünkü “of” bireyseldir, “yeter” kolektif.
Ve sen ey düzen, ağlayan bireyden korkmazsın; ama gülen kalabalıktan ödün kopar.
Belki de artık bağlamayı ters çevirmek gerekiyor. Yani mızrabı değil, fikri değiştirmek. Çünkü gariplerin gerçekten şarkısı varsa, o şarkı ağlamakla değil, örgütlenmekle başlar.
Bir gün o şarkının nakaratı şöyle olacaktır:
“Kader değil yoldaş, düzen yaktı bizi!”