Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinin son 30-40 yıllık döngüsünü değerlendirdiği blog yazısında, faiz ve kur politikalarındaki değişikliklere rağmen temel yapısal sorunun değişmediğini belirtti: Türkiye hala yüksek risk üreten bir ekonomi.
Eğilmez’e göre, faiz oranları ve kur seviyeleri üzerinden yapılan müdahaleler, yapısal riskler azaltılmadığı sürece kalıcı sonuçlar vermiyor. Blogunda 2020 yılında yaptığı bir paylaşımı da hatırlatan Eğilmez, Türkiye’nin yüksek faiz-düşük kur, düşük faiz-yüksek kur ve şimdi de yüksek faiz-yüksek kur gibi farklı kombinasyonları yaşadığını; ancak sonuçların değişmediğini ifade etti.
“Riskler sabit, reçeteler değişiyor”
Eğilmez, kur ve faizin aslında ulusal paranın iç ve dış değer kayıplarını yansıttığını, bu kayıpların ise ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik risklerinden kaynaklandığını söyledi. Normal koşullarda risk üretmeyen ülkelerde faiz ve kurun dengeli seyrettiğini belirten Eğilmez, Türkiye’de bu dengenin yıllardır sağlanamadığını vurguladı.
“Enflasyonu ne kadar doğru ölçüyoruz?”
Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu bir diğer önemli sorunun ise veri güvenilirliği olduğunu belirten Eğilmez, TÜİK ve ENAG tarafından açıklanan enflasyon verileri arasındaki büyük farka dikkat çekti. “Hangisi doğru?” diye soran Eğilmez, doğru veri olmadan doğru analiz ve politika üretilemeyeceğini ifade etti.
TÜİK verilerine göre hareket edilirse Merkez Bankası’nın faiz indirmesi gerektiğini, bu durumun kur üzerinde baskı yaratabileceğini belirten Eğilmez, ENAG verilerinin esas alınması durumundaysa faizlerin zaten düşük olduğunu ve kurun daha da yükselmesi gerektiği sonucuna varıldığını söyledi.
“Tartı bozuksa kilo eksilmez”
Veri güvenliğinin önemini vurgulayan Eğilmez, durumu çarpıcı bir benzetmeyle özetledi: “Fazla kilosu olan birinin tartıyı düşük ayarlayarak kendini kandırması gibi, ekonomide de gerçek verilerle yüzleşmeden sorun çözülemez.”
Eğilmez’in değerlendirmelerinin tamamına kişisel blog sayfası üzerinden ulaşılabiliyor.
