CHP Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücrete temmuz ayında ara zam yapılmasına ilişkin Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nu (TİSK) ziyaret etti.

Özgür Özel, bugün saat 09.30 sıralarında Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nu (DİSK) ziyaret gerçekleştirdi.

DİSK yönetimi ile yaptığı görüşmenin ardından Özgür Özel ile DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

DİSK'e teşekkür eden Özel, "Bugün burada Haziran ayı boyunca sürdüreceğimiz bir mücadelenin, yükselteceğimiz sesin ilk adımını atmak üzere DİSK’i ziyaret ederek güne başladık" dedi.

Asgari ücret konusunda iktidara tepki gösteren Özel, "Temel talebimiz şudur: Türkiye’de asgari ücret, geçen sene 17 bin 2 liralık asgari ücret, açlık sınırının altındaki asgari ücret, geçinmenin mümkün olmadığı bir sefalet ücreti noktasındaki asgari ücret, bir yıl boyunca bir kuruş zam görmedi. Oysa bu ülkeyi yöneten iktidar, emekçilerden oy isterken 2023 yılı seçimlerinde; hem 14 Mayıs’ta, hem 28 Mayıs’ta şunu söylüyordu. ‘Enflasyonist ortamda asgari ücrete yılda dört güncelleme düşünülebilir, düşünülmelidir, yapılmalıdır.’ O sene biliyorsunuz 2021 ve 2022’de Temmuz zammı yapıldı ama 2023’te dört kez zam yapmayı taahhüt eden ve bunu söyleyerek oy isteyen bir iktidar yönetiyor bugün" dedi.

İKTİDARA TEPKİ

Özel, şunları söyledi: "Ama oyu aldıktan sonra sırtını döndü emekçilere ve 2024 yılında bir kez verdiği, o da TÜİK’in yalandan ilan ettiği, kendince ilan ettiği, rakamların ne olduğunu kimseye izah etmediği enflasyon oranına göre zam aldı emekliler, emekçiler ve bu hale gelindi. Bugün geldiğimiz noktada Temmuz ayı geliyor ve asgari ücret 22 bin liraydı verildiği gün. TÜİK’in rakamlarına göre ilk dört ayda %14’lük enflasyonla… TÜİK’in yani Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’nun dediği doğru bile olsa 3 bin lira eridi bile. İki ay da böyle geçecek. Bu erime TÜİK’e göre bile 4 bin 500 lirayı geçecek. Yani asgari ücretin aldığı zammı enflasyon canavarı altı ayda yemiş olacak. Öbür altı ayda geçen seneden de berbat günler başlayacak. Enflasyon canavarı bu sefer emekçinin zammını değil, geçinemediği 17 bin lirasını da yemeye başlayacak. Bu rakamlar TÜİK’e göre."

"Siyaset Saray ile Silivri Arasında Sıkıştı”
"Siyaset Saray ile Silivri Arasında Sıkıştı”
İçeriği Görüntüle

"TÜİK, GERÇEK OLMAYAN BİR ENFLASYON AÇIKLIYOR"

TÜİK'e de tepki gösteren Özel, "TÜİK, 20 yıldır ilan ettiği, ‘Ben bu enflasyonu nasıl hesapladım, sepetimde neler var ve bu fiyatı nereden aldım, şimdi ne oldu?’ verisini gizliyor. Gizleyince de gerçek enflasyonu değil, Tayyip Bey’i üzmeyecek bir enflasyonu ama emeği sömürecek bir enflasyon açıklıyor. Gerçek olmayan bir enflasyon açıklıyor" ifadelerini kullandı.

Özel, şöyle devam etti: "Buna dava açtılar, davayı kazandılar. Bütün aşamaları geçti ama uygulanmıyor. DİSK’in atmış olduğu bu adam çok önemli bir adımdır. Karşısındaki duyarsızlık ise hukuk devleti olmadığımızı, artık buradaki kanunların, hukukun, mahkemenin hiçbir anlamının kalmadığının açıkça itirafıdır. Kazanılan mahkemeye göre açıklamalar yapılıp enflasyon tartışılsa belki bugün ilan edilen enflasyonun 10 puan üzerinde bir enflasyon ortaya çıkacak ve o aradaki fark herkesin cebine, sofrasına yansıyacak. O açıklanmayan rakamlar, düşük ve yanlış açıklanan enflasyon; sofradan zeytin çalıyor, tencereden iki kepçe çorba çalıyor, çocuğun okula giderken beslenme çantasından muz çalıyor, peynir çalıyor, mandalina çalıyor. Bu böyle bir mücadele. Kimse kendisi için bir şey istemiyor ve emekçiler için isteniyor."

İşçilere seslenen Özel, "Bütün işçileri, sözümüze değer veren bütün işçileri; kendisine, emeğine, alın terine değer veren bütün işçileri sendikalarda örgütlenmeye, sendikalı olmaya davet ediyoruz. Sendikalı olmayan emek sömürülür" diye konuştu.

"MÜCADELE" VURGUSU

Asgari ücrete ara zam için 'mücadele' vurgusu yapan Özel, şunları ifade etti:

"Haziran ayı boyunca iktidarın asgari ücreti yeniden belirlenmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu çalışmaya çağıracak bir mücadele, herkesin ekmek mücadelesidir. Bugün AK Partili işçi de MHP’li işçi de başka görüşlerden olan işçiler de aynı açlıkla, aynı yoklukla, aynı yoksullukla karşı karşıyadır. Siyaseti bir kenara bırakalım. Elbette bu da bütün siyasetin ana konusudur ama siyaseti bir kenara bırakalım. Ekmek için mücadele edelim. Ekmek için talepte bulunalım. Birazdan da işverenlere ziyarette bulunacağız. Bunu da işverenlerle ilgili de koruyucu tedbirleri alarak; bilhassa küçük esnafı, KOBİ’leri kollayarak, kaydırarak yapalım. Ama mutlaka ve mutlaka asgari ücrete bir düzenleme, bir enflasyon ara zammı yapılması için bir büyük mücadeleyi hep birlikte yapmak zorundayız."

İZMİR'DEKİ GREV

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde işçilerin grevi hakkındaki bir soruya yanıt veren Özel, şunları söyledi:

"Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bütün işçiler, isteyen her işçi sendikalı olacak ve bu mücadele demokratik zeminde sürdürülecek. İşçinin hakları, haklı talepleri vardır. İşverenin bu konuda yaşadığı zorluklar vardır. Gerçek ne o kadar beyaz, ne o kadar siyahtır; ortada bir noktadadır. Bunun içinde işçi ile işverenin bir masada bir araya gelmesi gerekmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönemlerden gelen ağır borç yükleri, özellikle hükümetin belediyeleri silkeleme noktasında Sosyal Güvenlik Kurumu, vergi borçları ve diğer meselelerde birden, hemen, şimdi, bütün faiziyle birlikte saldırmaları belediyemizi ciddi bir sıkıntıya sokmuştur. Ancak bir az önce anlattığımız gibi ülkenin şartları da emekçilerin haklı taleplerini ortaya çıkarmaktadır.

Bu konuda önemli olan olabilecek makul bir yerde anlaşmaktır. Sendikanın, belediyenin zorluklarını ancak belediye yöneticilerinin de ülkenin şartlarını görerek bir zeminde buluşacaklarına inanıyoruz. Bu grev kararı, sendikanın yasal hakkıdır, buna karşı bir şey söylemek hiçbirimizin haddi değildir. Ancak dün akşam bir masanın yeniden kurulduğunun, bir uzlaşma çabasının olduğunu görüyoruz. Ben de örgütlenme özgürlüğünün ve emek mücadelesinin arkasında olan bir genel başkanı olarak arkadaşlarıma olumlu telkinlerde bulundum. Bir noktada buluşmalarını ve toplu iş sözleşmesini en iyi şekilde bağlamalarını ümit ediyorum."

"İYİ HESAP KİTAP ETSİNLER"

"Ara zam talebi için farklı bir yol deneyecek misiniz?" şeklindeki soruya Özel, şu cevabı verdi:

"Geçtiğimiz dönemlerde bütün siyasi partiler, elbette tüm çalışmaları da göz önünde bulundurarak, söylenen tüm sözleri, ülke şartlarını göz önünde bulundurarak bir asgari ücret talebi dile getiriyorlardı. Şimdi biz bu dönemde bunu yapmadan önce sendikalarla ve konunun bütün tarafları ile bir araya gelmeyi düşündük. Daha sonrasında bir somutlama mı yapacağız, yoksa bir şey mi tarif edeceğiz? Ona hep birlikte karar vereceğiz. Geçtiğimiz dönemde iktidar, şunu hatırlayın, asgari ücretle ilgili yükselen anlamlı, tutarlı ve gerçekçi talepleri görmezden geldiğinde Temmuz 2024’teki anketlerde belki de kendi siyasi tarihlerinin en büyük düşüşünü yaşadılar. Halen daha da oradaki düşüşü telafi edebilmiş değiller. Üstünden ne çalkantılar geçti. İşte Suriye meselesinin köpürtmelerinden tutun da ‘Terörsüz Türkiye’ meselelerinden beklentileri bir yana gelen her anket Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ikinci parti olduğunu tescilliyor ve bugün seçim olsa Cumhur İttifakı’nın seçim kaybettiğini tescilliyor. O yüzden bu mücadelenin kendisinde bizim ne isteyeceğimiz, ne söyleyeceğimiz önemli. Ama iktidarın ne yapacağı önemli. Bu masaya oturmamanın, söz verdiği bu düzenlemeyi yapmamanın ağır bedelini emekçiler onlara ödetecektir. Bunu iyi hesap kitap etsinler. Temmuz’da bir ara zam verilmemesi durumunda bunun hükümetin intiharı olacağını ve bizim de bu konuda mücadeleyi en sert şekilde sürdüreceğimizi ifade etmek isterim."

TİSK'E ZİYARET

Özgür Özel, saat 12.30 sıralarında TİSK'e de ziyaret gerçekleştirdi.

Özel, ziyaretin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Asgari ücrete temmuz ayında ara zam konusundaki beklentimizi, yürüttüğümüz çalışmayı ifade ettik" dedi.

Diyarbakır'da Ekrem İmamoğlu pankartı asanların gözaltına alınmasına tepki gösteren Özel, "Demokratik olgunluk meselesi. Gözaltında olan ya da tutuklu olan birisine özgürlük talep etmek, bütün dünyanın en meşru talebidir. Suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur. Kaldı ki suçu ispatlanmış kişilere dahi özgürlük talepleri ve hiç beklenmedik siyasetçilerce kampanyalaştırıldığı bir süreçteyiz. Yapılan iş son derece anti demokratiktir ve üzücüdür. Serbest kalmalarını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.