33. İstanbul Onur Haftası kapsamında bugün Ortaköy'de gerçekleştirilen 23. İstanbul Onur Yürüyüşü’ne polis müdahale etti.
“Yaşamda Israr” sloganıyla düzenlenen yürüyüşe katılmak isteyen çok sayıda kişi daha alana ulaşamadan polis tarafından engellendi.
Gazetecilere gözaltı
Yürüyüşün başlamasından kısa süre sonra, aralarında avukat ve gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi polis kalkanlarıyla ablukaya alındı. Polis, İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu'ya da müdahale etmeye çalıştı.
Katılımcılara ve onların gökkuşağı bayraklarına sert müdahalede bulunan polis, en az 40 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında, yürüyüşü bianet için takip eden gazeteci Nur Kaya, bianet Sosyal Medya Editörü Evrim Gündüz ve Özgür Gelecek muhabiri Yusuf Çelik de var.
Polis, kitleyi dağıtmak amacıyla ablukayı genişletti ve Ortaköy’ün ara sokaklarında bazı yurttaşlara “Genel Bilgi Toplama” (GBT) kontrolü uyguladı.
Aktivistlerin aktardığına göre, gözaltına alınanların bir kısmı, sağlık kontrolünün ardından Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edilecek.
“Yaşamı yeniden ördük, buradayız”
LGBTİ+'ların gözaltına alınmadan okumaya çalıştığı basın açıklamasından bir bölüm şöyle:
“Onur Haftası olarak 2025 yılı temamızı 'Yaşamda Israr' olarak seçtik. Varoluşumuzun inkârına, yaşamlarımızın değersizleştirilmesine, kimliklerimizin kriminalize edilmesine, sokakta, evde, işyerinde maruz bırakıldığımız şiddete karşı yaşamda ısrar ediyoruz dedik.
Şimdi, bizleri yok saydığınız yerlerde kendimizi var etmeye geldik. Geri çekilmiyoruz. Görünmez kılınmıyoruz. Sessizliğe razı olmuyoruz. Yaralarımızı, öfkemizi sardık. Kayıplarımızı isyanla uğurladık. Yaşamı yeniden ve yeniden ördük. Buradayız.
Geçtiğimiz yıl her gün yeni bir yasakla, yeni bir saldırıyla, yeni bir yok sayılmayla mücadele ettik. 'Aile Yılı' ilânıyla, sansürlerle, tutuklamalarla, baskılarla sinmemiz, susmamız beklendi. Ama yine de çatlaklardan sızmayı başardık. Her sene olduğu gibi bu senede yine buradayız.
Her yasaktan sonra yeniden toplanan, her saldırıdan sonra yeniden tutunan, her kayıptan sonra yeniden kenetlenen bir lubunya direnişiyiz. Bu mücadele yalnızca sloganlardan ibaret değil, birbirimize tuttuğumuz ışıkla, gösterilmeyen emeğimizle, gündelik hayatta kurduğumuz dayanışmayla örülüyor. Lubunyalar olarak bakım emeğini üstleniyoruz.
Yaralarımızı birbirimize sarılarak sarıyoruz. Kriz anlarında birbirimizi ayakta tutuyoruz. Devletin yok saydığı, sistemin dışına gittiği her yerde biz varız. Hastane kapısında, mahkeme salonunda, cezaevi önünde, mutfakta, sokakta, yaşamı sürdürülebilir kılan bu görünmeyen emek bizim. Ve bu emeği birbirimize, kendimize, kolektif geleceğimize adıyoruz. Aile Yılı'na karşı Onur Yılımızda tüm lubunyaları kendimizle onur duymaya çağırıyoruz.”