AKP iktidarının “Aile Yılı” olarak ilan ettiği 2025, yoksul çocuklar için ölümler yılına dönüştü. Bir yıl önce İzmir Selçuk’ta beş küçük kardeşin yoksulluk koşulları içinde hayatını kaybetmesinin ardından bu kez İstanbul Pendik’te üç küçük çocuk aynı kaderi paylaştı.
Pendik Fevzi Çakmak Mahallesi’nde 11 Aralık gecesi çıkan yangında, evde yalnız bırakılan 2 yaşındaki Özden Sepetçi, 5 yaşındaki Zülfikar Sepetçi ve 9 yaşındaki Cennet Çelikkol yaşamını yitirdi. 11 yaşındaki Muhammed Ali Çelikkol ise ağır yaralı olarak yoğun bakıma alındı. Çocuklar, anneleri kağıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığı sırada evde tek başınaydı.
Devlet hayattayken yoktu
Komşuların anlatımlarına göre çocuklar okula gitmiyordu. Ailenin ağır yoksulluk koşulları içinde yaşam mücadelesi verdiği, annenin 6 aylık bebeğini yanına alarak çalışmaya gittiği, diğer çocukların ise çoğu zaman evde yalnız kaldığı belirtildi. Yangını fark eden komşular camları kırarak çocukları çıkarmaya çalıştı ancak üçü için artık çok geçti.
Çocukların hayatta olduğu süreçte ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan ne Milli Eğitim Bakanlığı’ndan koruyucu bir adım geldi. Pendik’teki ölümlerin ardından ise bakanlık, aileye sosyal destek verilip verilmediğine dair tek bir açıklama dahi yapmadı.
Ölümden sonra ‘suç kaydı’ servis edildi
Yangının hemen ardından Emniyet, ajanslara annenin 15, eşinin ise 41 suç kaydı olduğu bilgisini servis etti. Çocukların ölümüne gerekçe sunar gibi dolaşıma sokulan bu bilgi, bir kez daha sorumluluğun yoksul ebeveynlere yıkıldığını gösterdi.
Oysa Selvi Sepetçi, ilk çocuğunu doğurduğunda henüz 17 yaşındaydı. Yıllar boyunca dört çocukla birlikte kağıt toplayarak hayatta kalmaya çalıştı. Devlet, ne o gün yanındaydı ne de çocuklar okula gidemeden, evde yalnız kalırken.
Cenazede protokol ön saftaydı
Üç küçük çocuğun cenazesi Pendik Yeni Şeyhli Mezarlığı’nda toprağa verildi. “Güvenlik” gerekçesiyle anne Selvi Sepetçi törene getirilmezken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdürü, vali yardımcısı, kaymakamlar ve belediye başkanı cenazede protokol sıralarında yer aldı.
Cenazeye katılan aile yakınları ise annenin hedef gösterilmesine tepki göstererek, “Hangi anne evladını ateşe atar?” sözleriyle yaşananların bir yoksulluk ve devlet ihmali sonucu olduğunu vurguladı.
‘Aile Yılı’ bilançosu
İktidar, “Aile Yılı”na girerken İzmir’de beş çocuğun yoksulluk nedeniyle ölümünün hesabını vermedi. Yılın sonuna yaklaşılırken tablo değişmedi:
Çocuk işçiliği, staj adı altında sömürü, cinsel istismar dosyaları ve bu yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybeden en az 87 çocuk…
Pendik’te hayatını kaybeden Özden, Zülfikar ve Cennet’in ardından geriye kalan soru yine aynı:
Çocuklar yaşarken ortada olmayan devlet, neden sadece cenazelerde görünür oluyor?
İktidarın “suç kaydı” kabarıyor.





