İtalya’nın kuzeydoğusundaki Veneto bölgesinde, UNESCO Dünya Mirası listesindeki tepelerde başlayan bir yolculuk, bugün küresel bir fenomene dönüşmüş durumda. Köpüklü şarap türlerinden prosecco, uygun fiyatı, kolay içimi ve etkili pazarlama stratejileriyle şampanya ve cava’yı geride bırakarak dünyanın en çok tüketilen köpüklü şarabı haline geldi.

Şampanyayı geçti, dünyayı ele geçirdi

Geçtiğimiz yıl coğrafi işaretli 780 milyon şişenin üzerinde prosecco satışı yapıldı ve bu satıştan yaklaşık 4,5 milyar euro gelir elde edildi. Dünya çapında satılan prosecco miktarı, Fransa’nın ünlü şampanyası ve İspanya’nın cava’sının toplamından bile fazla. Başlıca pazarlar arasında ABD, Almanya ve İngiltere yer alıyor.

Araştırma: Z kuşağı tarihin en mutsuz yetişkinleri olabilir
Araştırma: Z kuşağı tarihin en mutsuz yetişkinleri olabilir
İçeriği Görüntüle

Veneto Bölge Başkanı Luca Zaia, “Bugün dünyada satılan her üç şişe köpüklü şaraptan biri prosecco” diyerek bu başarının ulaştığı boyutu vurguluyor.

Türkiye: “Niş ama büyüyen” pazar

Prosecco DOCG Konsorsiyumu ve Padova Üniversitesi’nin verilerine göre, Türkiye prosecco için “dalgalı ama büyümekte olan” bir pazar. 2020’de 353 bin euro olan İtalya’dan Türkiye’ye prosecco ihracatı, 2024’te 2,4 milyon euroya ulaştı.

2009’daki “prosecco devrimi”

Bu yükselişin dönüm noktası 2009 yılı oldu. O dönem Tarım Bakanı olan Luca Zaia’nın öncülüğünde çıkarılan yasal düzenlemeyle prosecco, artık yalnızca İtalya’nın Veneto ve Friuli-Venezia Giulia bölgelerinde üretilebilecek coğrafi işaretli bir ürün haline getirildi.

O tarihe kadar “prosecco” üzüm çeşidinin adıydı. Düzenlemeyle birlikte üzümün ismi Glera olarak değiştirildi, “Prosecco” ise sadece bu bölgelerde üretilen köpüklü şarap için kullanılmaya başlandı. Böylece prosecco, Avrupa Birliği’nin coğrafi işaret koruması altına alındı.

Bu süreç, uluslararası pazarda isim hakları üzerinden büyük çekişmeleri de beraberinde getirdi. Örneğin Avusturyalı bir şirketin ürettiği “Rich Prosecco” markası, 2009’dan sonra adını değiştirmek zorunda kaldı. Hırvatistan’ın “prosek” isimli tatlı şarabı için yaptığı AB tescil başvurusu ise İtalya’nın itirazlarıyla reddedildi.

UNESCO desteği ve turizm etkisi

Prosecco’nun küresel imajını güçlendiren bir diğer adım da 2019’da Conegliano ve Valdobbiadene Prosecco Tepeleri’nin UNESCO Dünya Mirası listesine girmesi oldu. Bu gelişme sadece şarabın prestijini artırmakla kalmadı, aynı zamanda bölge turizmini de canlandırdı. 2019’a kıyasla bölgede turist sayısı yüzde 20’nin üzerinde arttı.

Aperol Spritz ve “İtalyan yaşam tarzı”

Prosecco’nun dünya genelinde tanınmasında, Campari’nin satın almasının ardından yeniden konumlandırılan Aperol Spritz kokteyli de kritik rol oynadı. Uygun fiyatlı, hafif ve “günlük lüks” imajıyla prosecco, şampanyadan farklı olarak sadece özel kutlamalarda değil günlük tüketimde de tercih edilmeye başlandı.

İklim değişikliği ve yeni üretim yöntemleri

Ancak prosecco’nun geleceği iklim krizinden etkileniyor. Veneto’daki üreticiler, artan sıcaklıkların üzüm yetiştiriciliğini zorlaştırdığını söylüyor. Sarah’ın Bağı’nın sahibi Sarah Dei Tos, “İleride prosecco belki de bu bölgede değil, daha kuzeyde üretilecek” diyerek uyarıyor.

Çiftçiler şimdiden üretim tekniklerini uyarlıyor. “Gece bağbozumu” gibi yöntemlerle üzümler serin havada toplanıyor, böylece hem enerji tasarrufu sağlanıyor hem de meyvenin aroması korunuyor.

Sağlık tartışmaları

Prosecco’nun yükselişi sürerken, alkollü içkilerin sağlığa zararları da gündemde. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 2,6 milyon kişi alkol tüketimine bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. DSÖ, güvenli bir tüketim miktarının olmadığını, “her damlada risk başladığını” hatırlatıyor.

“En demokratik şarap” olarak pazarlanan prosecco, İtalyan yaşam tarzının bir simgesi haline geldi. Uygun fiyatı, güçlü marka kimliği ve kültürel çağrışımlarıyla dünya pazarını fetheden prosecco’nun önünde iki büyük sınav var: iklim krizi ve alkol karşıtı politikalar.

Kaynak: BBC türkçe