22 Haziran’dan bu yana Silivri Cezaevi’nde bulunan gazeteci Fatih Altaylı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadınların miras hakkına ilişkin hutbesini değerlendirdi. Cezaevinden YouTube kanalına gönderdiği mektubunda Altaylı, hutbenin iktidar ile Diyanet arasında gerilim yaratmış olabileceğini söyledi.
Diyanet, geçtiğimiz hafta hutbesinde “kadınların erkeklerle eşit miras hakkına sahip olmasının kul hakkı” olduğunu ileri sürmüştü. Tepki toplayan bu çıkışı yorumlayan Altaylı, “AK Parti’yi hep bir kadın partisi olarak gördüm, bunu da söyledim. Bugün bile AK Parti seçmeninde kadın ağırlığı var. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı son haftalardaki hutbeleriyle bunu değiştirmeye niyetli görünüyor. Bir aydır her cuma hutbesinde kadınlar hedef. Kılık kıyafet, edep derken bu hafta baltayı taşa vurdular” dedi.
Altaylı, kadınların miras hakkına müdahalenin iktidar açısından ağır sonuçlar doğurabileceğini vurguladı:
“Kadınların miras hakkını gasp etmeye yönelik hutbe öyle başka şeylere benzemez, kadınların iktidara bakışını çok derin etkiler. İktidar Diyanet’e çok kızmış olabilir. Kadınların miras hakkını göz dikmek Audi’ye göz dikmeye benzemez, benden söylemesi…”
“Erbaş yeniden atanmak istiyor olabilir”
Altaylı, hutbe tartışmalarının nedenini de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın üçüncü kez göreve gelme isteğine bağladı.
Beyoğlu operasyonu yorumu: “CHP güçlendikçe baskılar artıyor”
Altaylı, mektubunda son olarak Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in gözaltına alınmasıyla gündeme gelen operasyonlara değindi. Daha önce İstanbul’daki bir belediyeye operasyon yapılacağını duyurduğunu hatırlatan Altaylı, bunun AK Parti’nin belediye meclisinde sayı üstünlüğü sağlama çabalarıyla bağlantılı olabileceğini söyledi.
CHP’nin son dönemde güçlenmesinin iktidarı rahatsız ettiğini belirten Altaylı, şu ifadeleri kullandı:
“Öyle karanlık öyle hukuksuz günlerden geçiyoruz ki en olumlu düşünce de en olumsuz düşünce de aynı oranda mümkün görünüyor. Belli ki CHP güçlendikçe, muhalefet iktidara gelme ihtimalini artırdıkça bu operasyonlar da artacak. Kılıçdaroğlu hâlâ CHP’nin başında olsa bu operasyonların hiçbiri olmazdı.”
