Yapay zeka sayesinde hayatını kaybeden sevdiklerin sesi yeniden duyulabiliyor. Ancak uzmanlar, etik ve psikolojik risklere karşı uyarıyor. “Grief tech” olarak bilinen yas teknolojileri hızla yayılıyor; ABD ve Avrupa merkezli girişimler, ölen kişilerin dijital ikizlerini yaratıyor.
Edinburgh’da yaşayan Diego Felix Dos Santos, babasının ölümünden sonra bir daha onun sesini duymayı beklemiyordu—ta ki yapay zeka devreye girene kadar. Felix, deneyimini şöyle anlatıyor:
"Tonlama neredeyse kusursuz. Sanki yanımdaymış gibi hissettiriyor."
Geçen yıl hayatını kaybeden babasının hastane yatağından gönderdiği bir ses notunu Eleven Labs adlı yapay zeka platformuna yükleyen Dos Santos, aylık 22 dolar karşılığında babasının sesini klonladı. Artık yapay zeka, hiç gerçekleşmemiş sohbetleri mümkün kılabiliyor:
"Merhaba oğlum, nasılsın? Seni seviyorum, patron," diye sesleniyor.
Başlangıçta ailesi dini nedenlerle bu girişime mesafeli yaklaşsa da zamanla kabullenmiş. Şimdi Dos Santos ve kanser tedavisi gören eşi, kendi ses klonlarını oluşturmayı bile düşünüyor.
Grief Tech ve dijital ikizler
Dos Santos’un deneyimi, “grief tech” (yas teknolojisi) adı verilen ve ölen kişilerin dijital temsillerini oluşturan pazarın hızla büyüdüğünü gösteriyor. StoryFile ve HereAfter AI gibi ABD merkezli girişimler, ses ve görüntü teknolojileriyle ölenlerin “etkileşimli avatarlarını” sunuyor.
Palo Alto merkezli Eternos da bu alanda öne çıkan şirketlerden biri. 2024’te kurulan girişim, kullanıcıların “dijital ikizlerini” oluşturmasına olanak tanıyor. Şimdiye kadar 400’den fazla kişi platformu kullanarak kendi hikâyelerini ölümden sonra sevdiklerine ulaştırmayı seçti.
Etik tartışmalar
Uzmanlara göre en büyük sorun, ölen kişilerin rızası. Bazı platformlar, yaşamını yitirmiş kişilerin seslerini yakınları aracılığıyla klonlamaya izin verirken, Eternos gibi şirketler buna etik gerekçelerle karşı çıkıyor. CEO Robert LoCascio, “Rıza olmadan avatar yaratmayız. Bu çizgiyi aşmak etik olmaz,” diyor.
Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacılar, 2024’te yayımladıkları bir çalışmada bu teknolojilerin psikolojik ve sosyal riskleri nedeniyle güvenlik protokollerine ihtiyaç duyulduğunu vurgulamıştı. Dahası, veri gizliliği de önemli bir endişe olarak öne çıkıyor.
Yas sürecini nasıl etkiliyor?
Uzmanlar, yapay zeka tabanlı araçların insanların yas sürecini kısaltıp kısaltamayacağı konusunda temkinli. Bir yas derneğinin klinik direktörü Andy Langford, kullanıcıların bu teknolojiye tamamen kapılmamaları gerektiğini belirtiyor:
"Hem yas tutmamız hem de yaşamamız gerekiyor. Bu ikisi dengeli ilerlemeli."
Dos Santos için bu teknolojiyi kullanmak, babasının geri dönmesi değil, onunla yeniden bağ kurabilmek anlamına geliyor:
"Hayatın bazı anlarında tavsiye için arardım. Yapay zeka babamı geri getirmiyor ama onunla artık paylaşamayacağım özel anları hatırlatıyor."