Sakarya'nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020'de yedi işçinin hayatını kaybettiği Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası patlamasının 5. yıl dönümünde, aileler ve avukatlar adalet arayışlarını sürdürdü. Düzenlenen anma etkinliğinde yapılan açıklamalarda, iş cinayetlerinin "kader" olmadığı vurgulanarak sorumluların cezalandırılması talep edildi.

Patlamanın yıl dönümü dolayısıyla bir araya gelen mağdur aileler ve avukatlar, hukuksuzluklara, cezasızlık politikalarına ve denetimsizliklere tepki gösterdi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın cezaevinden gönderdiği mesaj okundu. Atalay, mesajında bu mücadelenin "ekmeğini emeğiyle kazananlarla insan canını yalnızca bir maliyet olarak görenlerin mücadelesi" olduğunu belirtti.

Sakarya’nın SES karnesi: Hanelerin çoğu orta alt ve alt gruplarda
Sakarya’nın SES karnesi: Hanelerin çoğu orta alt ve alt gruplarda
İçeriği Görüntüle

"Denetimsizlik, cezasızlık, liyakatsizlik hepimizin katili "

Patlamada ağabeyini kaybeden bir yurttaş, "Kimse benim başıma gelmez demesin. Benim abimle aramda beş yaş vardı. Bugün ben büyüdüm, o öldü. Ben artık bu yıldan sonra abimden büyük olacağım," diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi. Bu davanın sadece yedi işçinin değil, "toplumsal adalet mücadelesi" olduğunu belirten acılı yakın, "Çünkü bu ülkede denetimsizlik, cezasızlık, liyakatsizlik hepimizin katili," ifadelerini kullandı.

"Önleyebilirsiniz, denetleyebilirsiniz"

“Memleket mezarlık gibi” diyerek sözüne başlayan Avukat Gülşen Uzuner devamında şu cümleleri kaydetti:

“Hergün önlenebilir ölüm haberleri alıyoruz. Bizim babamız, kardeşimiz, teyzemiz, çocuğumuz sıradaki olmasın diyoruz. Kimse çalışırken ölmesin. Arkamızda gördüğünüz fabrika yıllar boyunca işçi öldürmeye devam etti. Gerek raporlarla, gerek cinayetlerin cezasız bırakılmasıyla adeta cezasız bırakılmış bir yer. Biz bunları yaşamaya mecbur değiliz. Önleyebilirsiniz, denetleyebilirsiniz, adaleti sağlayacak cezalar tesis edebilirsiniz. Bu, kolay bir şekilde ilerletilebilecek bir yargılamaydı ama bir eziyete dönüştü. Yargıtay, bizim söylediğimiz gibi 'olası kast ile kar için öldürmüşlerdir' dedi. Yüzlerce kat patlayıcı depolanmış, kaçak barut ile. Böyle bir süreçte 5 yılın sonunda acaba yerel mahkeme Yargıtay'ın bozma kararına uyacak mı diye tartışıyoruz. Neden biliyor musunuz? Deniyor ki patronlar işçi öldürebilir, işçi olmanın fıtratında bu var. İsteniyor ki adalet arayışı yanıt bulmasın. Biz adaleti hem mahkeme salonlarında alacağız hem de toplumsal olarak alacağız.”

Patlamada hayatını kaybeden Halis Yılmaz'ın babası Muammer Yılmaz, "Benim çocuğum diğer yedi arkadaşıyla beraber, sermaye, siyaset ve yargı üçgeninde katledildi," diyerek tepkisini dile getirdi. Yargıtay'ın ilk derece mahkemesinin kararını bozarak sanık Yaşar Coşkun hakkında "olası kast" suç vasfını değiştirmesinin önemine değinen Yılmaz, duruşma savcısının Yargıtay kararına direndiğini belirtti.

Muammer Yılmaz, sanık Ali Rıza Ergen Coşkun'un cezasının Yargıtay tarafından onanmasına rağmen hala yakalanamamasına tepki göstererek, Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nü eleştirdi.

Açıklamaların sonunda, 14 Temmuz saat 09:30'da Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan karar duruşmasına tüm işçi sendikaları ve meslek örgütleri davet edildi. Özellikle TÜRK-İŞ, Hak-İş ve DİSK başkanları ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın duruşmada bulunması talep edildi. Yargıtay'ın olası kast kararının aksi bir sonucun, siyasi baskı olarak değerlendirileceği açıkça ifade edildi.

Kaynak: Evrensel