Dedikodu, neredeyse tüm kültürlerde görülen evrensel bir davranış. Washington Eyalet Üniversitesi’nden evrimsel antropolog Dr. Nicole Hagen Hess, “Doğru koşullar sağlandığında her kültürde herkes dedikodu yapar” diyor.
Genellikle başkalarının arkasından kötü niyetle konuşmak olarak düşünülse de, dedikodu bundan çok daha fazlası. Dr. Hess’e göre dedikodu, “itibarla ilgili bilgi alışverişi”dir. Bu, arkadaşlarımızın, ailemizin ya da iş arkadaşlarımızın hakkımızda söylediklerini kapsayabildiği gibi, haberlerde duyduklarımızı veya bir spor karşılaşmasının sonuçlarını da içerebilir.
Hess’e göre, dedikodu yapılan kişi yanımızda olsa bile, onun davranışları ya da görünümü hakkında yorum yapmamız da bu kapsama girer.
Peki neden bu kadar yaygındır? İşte bazı temel nedenler:
1. Bağ kurma aracı olarak dedikodu
Evrimsel antropolog Robin Dunbar’a göre, primatlarda tımar hem hijyen hem de sosyal bağ kurma işlevi görür. İnsanlarda ise bu işlevi dedikodu üstlenir.
Kürksüz olduğumuz için “gevezelik” ve dedikodu, sosyal ilişkilerimizi kurmamıza, gruptaki yerimizi belirlememize ve kime güvenip güvenmeyeceğimizi anlamamıza yardımcı olur.
ABD’de Dartmouth Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da, dedikodu yapan kişilerin sadece fikir alışverişinde bulunmakla kalmayıp, birbirlerine daha çok yakınlaştıklarını gösteriyor. Araştırmacılar, bu kişilerin ortak bir “gerçeklik” inşa ederek sosyal bağlarını güçlendirdiğini belirtiyor.
2. Hayatta kalma ve sosyal güvence
Dedikodu, bazı durumlarda bir savunma mekanizmasıdır. Özellikle kadınlar açısından, olası tehlikelere karşı uyarı niteliği taşıyabilir. Dr. Hess, “Bazı kadınlar için dedikodu, özellikle tehlikeli flört durumlarında hayatta kalma stratejisidir” diyor.
Aynı zamanda dedikodu, sosyal hiyerarşideki konumumuzu korumak veya geliştirmek için de kullanılıyor. Kötü bir itibar, ekonomik fırsatlardan dışlanmaya ya da sosyal kaynaklara erişimin kısıtlanmasına yol açabiliyor. Dolayısıyla, insanlar kendi imajlarını korumak ve rakiplerini zayıflatmak için dedikoduyu bir araç olarak kullanabiliyor.
3. Eğlenceli bir iletişim biçimi
Bazıları içinse dedikodu yalnızca keyifli bir sohbet konusudur. “Normal Gossip” adlı popüler podcast’in sunucusu Kelsey McKinney, dedikodunun bir anlatı biçimi olduğunu söylüyor: “Hayatlarımızı hikâyeler üzerinden anlamlandırırız. Dedikodu da bu hikâyelerin bir parçasıdır.”
McKinney, dedikodunun dışlayıcı değil, birleştirici yönüne de dikkat çekiyor. İnsanlar, başkalarının başına gelen ilginç olayları paylaşarak, tanımadıkları kişilerle bile bağ kurabiliyor.
Sonuç: İnsan olmanın bir parçası
Dr. Hess’e göre, dedikodu evrensel bir insan davranışı. Bazen eğlenceli, bazen stratejik, bazen zararlı… Ancak etkisi yadsınamaz:
“Dedikodu gerçek dünyada sonuçlar doğurur. Eğer sadece boş, anlamsız konuşmalar olsalardı, toplumsal ilişkileri bu kadar derinden etkilemezlerdi.”