Türkiye’de barajların hızla boşalması ve göllerin çekilmesi tarımsal üretimi tehdit ediyor. Uzmanlar, kuraklığın gıda arzını daraltarak fiyatları artıracağı uyarısında bulunuyor.
Çorum’un Alaca ilçesinde çiftçilik yapan Ümit Ayduğan, DW Türkçe’ye verdiği demeçte yaşadığı sıkıntıları şöyle özetliyor:

“Buğdaydan da ayçiçeğinden de nohuttan da verim alamıyoruz. Geçen yıla göre verim yarı yarıya düştü. Girdi maliyetlerimiz yüzde 100 artıyor ama ürünümüz yalnızca yüzde 30 değerleniyor. Bu da bizi zarara sokuyor. Çiftçi borçla ekim yapıyor. Zamanında verilmeyen destek para sayılmaz.”
Türkiye genelinde barajlardaki doluluk oranı geçen yılın aynı dönemine göre 11 puan azalarak yüzde 42’ye düştü. Bursa’daki Nilüfer Barajı tamamen kururken, İzmir Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 7’nin altına indi. Burdur Gölü ve Akşehir Gölü gibi birçok sulak alan ise son yıllarda hızla çekildi.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, tarımın doğa koşullarına bağımlı stratejik bir sektör olduğunu vurguluyor. Kuraklık, don, dolu ve sel gibi afetlerin yalnızca çiftçiyi değil tüketiciyi ve ihracatçıyı da zincirleme biçimde etkilediğini belirtiyor. “Arz açığı oluştuğunda fiyatlar yükseliyor, sağlıklı gıdaya erişim zorlaşıyor” diyor.
TÜİK’in bitkisel üretim tahminleri de tabloyu doğruluyor. Bu yıl tahıllar ve diğer ürünlerde yüzde 4,1, sebzelerde yüzde 1,7, meyvelerde ise yüzde 24,4 oranında düşüş bekleniyor. Özellikle fındıkta yüzde 27,5, Antep fıstığında yüzde 54,6, kirazda yüzde 55,7 oranında gerileme öngörülüyor.
Uzmanlar, tarımsal kuraklıkla mücadelede mevcut stratejilerin kâğıt üzerinde kalmaması gerektiğini, modern sulama sistemleri ve iklim koşullarına dayanıklı tohumların yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Somut önlemler alınmadığı takdirde kuraklığın hem üreticiyi hem de tüketiciyi daha ağır sonuçlarla karşı karşıya bırakacağı belirtiliyor.