New York Eyalet Meclisi üyesi ve sol görüşlü siyasetçi Zohran Mamdani, kentin 111. belediye başkanı seçilerek New York’un ilk Müslüman ve Güney Asya kökenli belediye başkanı oldu. 34 yaşındaki Mamdani, küresel finansın başkentini çalışan sınıf için daha yaşanabilir hale getirme ve ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarına karşı koyma sözü verdi.
Mamdani, seçimlerde hem Demokrat Parti hem de Çalışan Aileler Partisi (Working Families Party) adayı olarak yarıştı. 2017’den bu yana Amerika Demokratik Sosyalistler Birliği (DSA) üyesi olan siyasetçi, kendisini açıkça demokratik sosyalist olarak tanımlıyor.
Solun yükselişini simgeleyen zafer
1 Ocak itibarıyla, son yüzyılın en genç New York belediye başkanı olacak olan Mamdani, zafer konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu gece, tüm engellere rağmen bunu başardık. New York, değişim için bir yetki verdin. Yeni bir siyaset ve gerçekten karşılanabilir bir şehir için bir yetki.”
Al Jazeera’nin analizine göre, Mamdani’nin beklenmedik yükselişi, Demokrat Parti içindeki sol kanadın, seçmenleri yeniden kazanmak için daha ilerici politikalar benimsemesi gerektiği yönündeki görüşü güçlendirdi. Bu gelişme, partide uzun süredir süregelen “merkez mi, sol mu?” tartışmasını yeniden alevlendirdi.
DSA kimdir, neyi savunur?
Demokratik Sosyalistler Amerika (DSA), yaklaşık 100 bin üyesiyle ABD’nin en büyük sosyalist örgütü.
Amacı; toplumu demokratikleştirmek, ekonomik araçların kolektif mülkiyetini savunmak ve kamu kaynaklarının toplum yararına yönetilmesini sağlamak.
1982’de aktivist Michael Harrington tarafından kurulan örgüt, 2016’da Bernie Sanders’ın başkanlık kampanyasıyla geniş bir kitleye ulaşarak ivme kazandı. O dönem, kalıcı sosyal eşitsizliklerden bıkmış genç seçmenlerin önemli bir bölümü bu hareketle politikleşti.
Oxfam’ın Kasım 2025 raporu, ABD’deki en zengin yüzde 1’lik kesimin, 1990’ların başından bu yana en yoksul yüzde 20’nin neredeyse 1.000 katı servet biriktirdiğini ortaya koyuyor. DSA, bu uçuruma karşı “kâr değil insan merkezli” bir sistem öneriyor.
Hedef: “Kârın değil, toplumun ekonomisi”
DSA, evrensel sağlık hizmeti, uygun fiyatlı konut, güçlü sendikalar ve kamu yatırımıyla desteklenen iklim politikaları gibi reformları savunuyor.
Tam anlamıyla serbest piyasanın kaldırılmasını değil, şirket gücünün sınırlandırılmasını ve kamusal kurumların toplum yararına işlemesini amaçlıyor.
Bu yaklaşım, Avrupa’daki sosyal refah sistemlerine benzerlik gösteriyor. İskandinav ülkelerinde sıradan sayılan bu politikalar, ABD siyasetinde hâlâ “radikal” olarak nitelendiriliyor.
Strateji: Partiyi dönüştürmek, dışına düşmeden
DSA, genellikle kendi adaylarını çıkarmak yerine değerlerine yakın ilerici Demokratlara destek veriyor. Bu strateji, örgütün “kurumların içinde kalarak dönüşüm yaratma” anlayışını yansıtıyor.
Vermont Senatörü Bernie Sanders, DSA çizgisinin sembolü olarak görülüyor. 2016’daki başkanlık ön seçimlerinde 13,2 milyon oy alarak Demokrat Parti içinde güçlü bir sol damar oluşturmuştu.
Ocasio-Cortez’den Mamdani’ye uzanan çizgi
Son yıllarda DSA çizgisini ana akıma taşıyan isimler arasında Alexandria Ocasio-Cortez ve Rashida Tlaib öne çıktı.
Ocasio-Cortez’in 2018’deki zaferi, “ABD’de sosyalizmin artık marjinal olmadığı” yönündeki görüşleri güçlendirmişti.
Ona Teksaslı Greg Casar ve Nepal doğumlu Sarahana Shrestha gibi yeni kuşak sol siyasetçiler eşlik ediyor.
Bu zincirin en parlak halkası ise artık Zohran Mamdani.
New York’un yeni belediye başkanı olarak Mamdani, kira dondurma, ücretsiz otobüs ulaşımı ve zenginlere daha yüksek vergi gibi politikalar vaat ediyor.
Bu program, DSA’nın en iddialı ekonomik reform taleplerini New York’un yaşam maliyeti krizine uyarlayan bir çerçeve sunuyor.
Kentte ortalama kira 3.400 dolar, hane geliri ise 6.640 dolar civarında. Bu tablo, Mamdani’nin politik söylemini yalnızca ideolojik değil, yaşamsal bir zemine oturtuyor.
“Bir dönüm noktası”
Zohran Mamdani’nin yükselişi, yalnızca bir belediye seçimi zaferi değil.
Bu sonuç, Demokrat Parti içinde yıllardır bastırılmaya çalışılan sol kanadın artık kalıcı bir siyasi güç haline geldiğinin göstergesi.
ABD siyasetinde “so
syalist” kelimesinin tabu olmaktan çıktığı bir döneme giriliyor.




