CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden memleketi Trabzon’da düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingine bir mektup gönderdi. Mektubunda iktidarın baskılarına, hukuksuz yargı süreçlerine ve halk iradesine yapılan müdahalelere karşı kararlılığını dile getiren İmamoğlu, “Bu millete duyduğum sevgiyi, bağlılığı, hizmet aşkını ne zindan duvarları durdurur ne de yargı sopasının arkasına saklananların baskısı…” ifadelerini kullandı.
Mitingde İmamoğlu’nun mektubunu CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak okudu. Kalabalık, duygusal anlara sahne olan mesajı uzun süre alkışladı.
“Bugün memleketime gözlerimle değil, yüreğimle bakıyorum”
İmamoğlu, Karadenizli hemşehrilerine şu sözlerle seslendi:
“Karadeniz’in yiğit evlatları, kıymetli hemşehrilerim; bugün Trabzon’a, canım memleketime gözlerimle değil, yüreğimle bakıyorum. Karadeniz’in her dalgada göğe savurduğu tuzunu yüzümde hissedemiyorum. İlk kez, iki bayramda baba ocağıma varamadım. Hele ki bir eksiklik var ki tarifi zor: Kardeşim Volkan Konak’ı uğurlarken yanınızda olamadım.”
“Ama bilin ki siz neredeyseniz ben de oradayım. Bugün burada olmayışımın sebebi hukuki değil, tamamen siyasidir. Diplomamla, hakkımda açılan davalarla, kurulan kumpaslarla milletin iradesine set çekmek istiyorlar.”
“Zalimin baskısı büyürken biz cesaretimizi büyüteceğiz”
“Sesimi, görüntümü, özgürlüğümü kısıtlasalar da bu millete hizmet etme aşkımı söndüremeyecekler. Onlar zalimliklerini çoğaltsın, biz dayanışmamızı, cesaretimizi ve mücadelemizi büyüteceğiz. Çünkü biz inanıyoruz: Devletin dini adalettir. Adalet yalnızca mahkemede değil; okulda, limanda, fabrikada, yaylada, yani hayatın tam ortasında olmalıdır.”
“Karadeniz’e yatırım değil, vizyon gerek”
Mektubunda Karadeniz bölgesine dair ekonomik ve çevresel politikalarla ilgili görüşlerini de paylaşan İmamoğlu şöyle devam etti:
“Trabzon, Giresun, Rize, Ordu, Artvin… Bu bölgenin insanı emeğin, toprağın, suyun kıymetini bilir. Yıllardır hor görülen bu coğrafya artık hakkını arıyor. Trabzon yeniden Karadeniz’in ticaret kapısı olacaksa bu halkın alın teriyle olacak. Gençler memleketlerinde kalacak, dereler özgür akacak, yaylalar talana değil yaşamaya açılacaksa bu sizin iradeniz sayesinde olacak.”
“Buraya yatırım değil, vizyon gerek. Ve biz buna hazırız.”
“Bu hikâye yarım kalmayacak”
“Bugün aranızda değilim ama bu hikâye burada yarım kalmayacak. Trabzon’un dalgası ne kadar sertse inancı da o kadar diridir. O dalgaların kıyıya vurduğu gibi, biz de adaletsizliğin duvarlarını yıkacağız. Başımızı eğdiremeyecekler, diz çöktüremeyecekler.”
“Yalçın dağlar gibi dik, Karadeniz gibi engin duracağız. Hakkımı yemeyecek, hakkınızı da yedirmeyeceğim. İlk günkü aşkla, coşkuyla mücadeleye devam edeceğim. Kazanan biz olacağız. Her şey çok güzel olacak.”
