Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkesini neredeyse 20 yıldır yöneten ve dünya çapında sağ popülist liderlere ilham veren bir figür. Ancak 2026’daki seçimlere yaklaşırken, Orban’ın gücünde ilk kez ciddi çatlaklar oluşuyor. Üstelik bu tehdit, liberal soldan değil, kendi siyasi çevresinden geliyor.

Macarların meşhur sözüyle özetlemek mümkün: “Visszanyal a fagyi” – Dondurma da sizi yalar.

Sürpriz rakip: Peter magyar

Nepal'de sosyal medya protestolarında 16 kişi hayatını kaybetti
Nepal'de sosyal medya protestolarında 16 kişi hayatını kaybetti
İçeriği Görüntüle

Skandalların ve istifaların ardından Şubat 2024’te siyasi sahneye çıkan Peter Magyar, kısa sürede ülke genelinde destek topladı. Eski Adalet Bakanı Judit Varga’nın eski eşi olan Magyar, hükümetin içinden gelen ancak dışarıdan konuşan bir isim olarak dikkat çekiyor.

Çocuk istismarı nedeniyle hüküm giymiş bir kişiye af çıkması sonrası yaşanan tepkilerle ivme kazanan Magyar, hükümeti yolsuzluk, kayırmacılık ve kurumsal çöküşle suçluyor.

Yeni kurulan muhalefet partisi Tisza, son anketlerde Orban’ın partisi Fidesz’in %9 ila %18 önünde. Macaristan’ın kamu hastanelerinden demiryollarına kadar birçok temel hizmetinde yaşanan sorunlar da bu değişimi besliyor.

Orban’ın aşınan stratejileri

Orban, yıllardır seçmenlerin korkularını ustalıkla belirleyip yöneten bir lider olarak biliniyor. 2010’dan bu yana dört seçimi ezici farkla kazandı. Ancak şimdi bu stratejiler eskisi kadar işlemiyor.

Budapeşte’deki Onur Yürüyüşü’nde 100 binden fazla kişinin toplanması, hükümetin LGBTİ+ karşıtı yasalarına rağmen muhalefetin toplumsal tabanda güç kazandığını gösterdi. Ancak Fidesz tabanı içinde bu tür etkinlikler hâlâ büyük oranda olumsuz görülüyor.

Bununla birlikte, yaşanan ekonomik durgunluk, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerdeki kötüleşme, Orban’ın “istikrar” ve “güçlü liderlik” imajına zarar veriyor.

Uluslararası şöhret, yurtiçinde tedirginlik

Donald Trump’ın övdüğü “güçlü adam” modeli, AB içinde liberal değerlere karşı çıkan ülkelerde destek buluyor. Orban; Almanya’dan AfD, Hollanda’dan Geert Wilders, Slovakya ve Gürcistan’dan hükümet liderleri gibi birçok isme esin kaynağı oldu.

Ancak bu dış destek, yurtiçindeki ekonomik sorunları, kurumsal yozlaşmayı ve artan yoksunluğu gölgeleyemiyor. Orban’ın “Batı’nın ruhu için mücadele” dediği şey, Macar halkı için artık daha çok ekonomik hayatta kalma meselesine dönüşmüş durumda.

2026 seçimleri: Macaristan’ın ruhu için bir mücadele mi?

Tisza Partisi’nin yükselişi, kararsız seçmenlerin eğilimleriyle birleşirse, Orban’ın 15 yıllık iktidarı sona erebilir. Gözlemciler, Nisan 2026’daki seçimlerin sadece siyasi değil, toplumsal ve kültürel anlamda da bir dönüm noktası olabileceği görüşünde.

Macaristan ya “yarı otoriter” sisteminden demokratik bir geçişe hazırlanacak ya da daha kapalı ve merkeziyetçi bir rejime doğru yol alacak.

Kaynak: BBC Türkçe