Raporda, Türkiye’de suç ağlarının siyaset ve ekonomi çevrelerinden güç aldığı, bu sayede “dokunulmazlık zırhı” kazandığı belirtildi. Yargı ile yürütme arasındaki anlaşmazlığın ise organize suçla kurumsal mücadelenin etkinliğini zayıflattığı vurgulandı.
Türkiye’nin endekste Asya kıtasında 3’üncü, Avrupa ülkeleri arasında ise birçok ülkenin önünde yer aldığına dikkat çekilen raporda, devletin suç örgütleriyle yoğun mücadelesine rağmen “suçun kontrol altına alınamadığı” ifade edildi.
Rapor, yüksek enflasyon, döviz krizleri ve işsizliğin organize suç ekonomilerini besleyen temel etkenler olduğuna işaret etti. Türkiye’de uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığının yanı sıra eğlence sektörü ve özel güvenlik şirketleri üzerinden de yasa dışı gelir elde edildiği kaydedildi.
Ayrıca bazı suç örgütlerinin terör yapılarıyla iş birliği içinde olduğu, vergi kaçakçılığı, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının zimmete geçirilmesi gibi suçların yaygınlaştığı ifade edildi.
Raporda, siyasi baskılar, keyfi tutuklamalar ve çelişkili yargı kararlarının adalet sistemine güveni zayıflattığı, “cezasızlık kültürünün” hesap verilebilirliği ortadan kaldırdığı değerlendirmesine yer verildi.




