Dostum için özel bir yazı. Dostumun anısına saygıyla

Ölüm yıl dönümünde Özgül’ü anarken, hayatında iz bırakan değerleri, örgütçü ruhunu ve dayanışma gücünü ifade etmeye çalışacağım. Çünkü bir miras devraldık. O ölümün soğuk yüzüyle karşılaştıktan sonra bile umutla, inatla mücadeleden geri durmadı.

Bizlere ölümle yüzleşmenin en onurlu yolunun, yaşamı çoğaltan eylemler ve dayanışmayı büyütmekte olduğunu tekrar hatırlatıyor.Ona göre umut pasif bir duygudan ibaret değildi; umut ve direnç içimizde filizlenir, büyürdü; yeter ki ellerimizi sıkıca tutalım, seslerimize daha çok kulak verelim, birbirimizin yaralarını saralım, birlikte hareket edelim ve mücadeleden asla vazgeçmeyelim.

Özgül yalnızca iyi bir örgütçü değildi; aynı zamanda öğretmen, çok iyi bir insan, dost, kız kardeş,yoldaş ve devrimciydi. İçtendi, güven veren tavrıyla, dokunduğu her insana kattığı değerlerle bir dönüştürücüydü.Kendini dönüştürmenin en zor meydan olduğunu biliyordu; ama bunu cesaretle başardı ve bizlere de örnek oldu. O yüzden bugün burada, onun anısına toplanan herkese bir görev düşüyor. Onun şen kahkahalarının yankısını hatırlayarak, onun gücünü ve yaşam sevincini burada yeniden canlandırmalıyız.

Özgül’ün adını anmak, çoğu kez ölümle yüzleşmenin en sade ve sert hakikatini hatırlatıyor. Ama bugün kaybedişin ötesinde bir var oluşun inşasına şahit oluyoruz. Dostlarına, öğrencilerine, yoldaşlarına bıraktıkları onlarda yaşamaya devem ediyor.Medya yazar aracılığıyla köşesinden umudu, direnişi, inancı ve fikirleriyle bizlere ışık olmaya devam ediyor.

“Biz bir arada oldukça tüm acılara rağmen yarınlar bizim.”

Bu sözler sevgili Özgül’ün muhtemelen Hendek havai fişek fabrikasında yitirdiklerimiz üzerine “Mavi kapı ile ölüm arasındaki hayatlar! Adlı medya yazar köşesindeki bir metinden alıntı.. “Yas tutacağımız günler de gelecek” yazısında ise şöyle diyor. ”Başka bir söylemin zamanı. 103 kere daha fazla gülmeli bugün ki gülmek devrimci bir eylemdir. 103 kat yükseltmeliyiz yüreğimizin sesini.” Haksızlık karşısında sessiz kalamazdı. Ankara gar katliamından sağ dönmenin ağırlığını hep taşıdı. Kendinden önce geldi hep yoldaşları ve mücadele. Adalet ve eşitlik mücadelesinin yılmaz savaşçısıydı.

Mücadeledeki her zayıf kalmış alanı dert edinirdi. Eğitim sen mücadelesi içinde birlikte mücadeleye başladık. Ama zorlanıyorum. Ev iyiydi çıkmak istemiyorum. Dışarısı zor, mücadele zor. Ama Özgül elimi hiç bırakmadı. Eğitim sen’le başladık. Kadın mücadelesiyle devam ettik. Yetmedi tabi Özgül’e, medya yazar’da yazıyor ve yazmam için beni sürekli teşfik ediyor. Ben daha yapabileceğimin bile farkında değilken o beni yüreklendiriyordu. Dedik ya iyi örgütçü sizdekini görür ve mücadeledeki yeriniz artık hazırdır. Partimizi temsilen Ankara’ya gittik. İstanbul sözleşmesi davası var. Ben çok heyecanlıyım. Tarihe tanıklık ediyoruz. Müthiş bir kalabalık. Müthiş donanımlı onlarca kadın etrafımızda ,korkusuz ve asi bir kalabalığın ortasındayız. Benim için olağanüstü bir atmosfer, düşünceler girdabında karma karışığım. Özgül beni her zaman görür o günde farkında, anlatıyor sakince olanı olacağı. Her zaman ki gibi güven veriyor bana. O gün bizi bağlayan kız kardeşliğin sonsuza kadar var olacağını hissederek. Aslında yürüyeceğimiz yolun yeni başladığını fark ediyoruz.Tüm mesele politikti ve biz politika yapmalıydık. Ve öylede yaptık. Türkiye işçi partisi çatısı altında yola devam ettik. Aslında Özgül başka bir siyasi örgütlenme içinde politik mücadele veriyordu. Belki de bu ülkede böyle bir geçiş sonrası hiç sorun yaşamayan tek örnek olabilir. Buda Özgül’ün nezaketi ve saygınlığının eseri olarak yorumlana bilir. Şartlar ne olursa olsun kırıp dökmeden hareket edebilirdi. Uzun süre partimizde özellikle kadın mücadelesini büyütmek için görevler aldı, mücadele etti. Gösterdiği fedakarlıklar bugünde saygıyla anılıyor.Parti çatısı altında politik mücadeleyi birlikte öğrenip, deneyimleyip hayata geçirmek için yıllarca omuz omuza da mücadele ettik. Bugünden baktığımda hayat akarken aslında kimle karşılaştığınız ne kadar önemli. Her insanın bir ruhu olduğuna inanırım. Çok sevdiklerimiz gerçekten sıkıştığımızda yanımızda ben hala Özgül’ün benimle olduğunu biliyor, hissediyorum.

Özgül’ün anıları, kararlılığı, gücü, öfkesi, inadı ve direnişi bize mirastır. Bu mirası yaşatmakta görevimizdir. Özgül’ünde dediği gibi “Yaşamadan ölmeyelim”.Tüm devrimcilere bin selam. Işıklar yoldaşınız olsun.