UNICEF Çocuk Koruma Uzmanı Pınar Öktem Arıkan, afet ve acil durumlarda cinsel istismar ve sömürü olaylarının da ciddi şekilde artma riski taşıdığına dikkati çekti.

T24'ten Eray Görgülü'nün haberine göre, Deprem bölgesindeki kayıp çocuklarla ilgili tartışma sürerken, Meclis’teki komisyon toplantısında başka bir tehlikeye daha dikkat çekildi. TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu’nda milletvekillerine sunum yapan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Temsilcisi Çocuk Koruma Uzmanı Pınar Öktem Arıkan, BM’nin bölgeye yönelik yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. 11 ilde 120 ilçede 466 kilit bilgi sağlayıcı ile araştırma yapıldığını kaydeden Arıkan, bölgede erken ve zorla evliliklerin artacağına yönelik uyarılarda bulundu. Arıkan, şu ifadeleri kullandı:

“Afet sonrası cinsel şiddet artıyor”

“Kovid-19 döneminde de gözlemledik, dünyada kadına yönelik şiddette ve cinsel şiddette artış oldu. Dünyada, bizim de ülkemizde maalesef yaşamış olduğumuz depreme benzer başka afetlerin, depremlerin yaşandığı Haiti 2021, Nepal 2015 ve 2022 depremlerinin ardından yapılan araştırmalar kadına yönelik şiddetin ve cinsel şiddetin afetlerden sonra arttığını göstermekte. Türkiye'de yaşanan depremler sonrasında da Birleşmiş Milletler örgütleri 11 ilde 120 ilçede 466 kilit bilgi sağlayıcıyla bir araştırma gerçekleştirdi ve burada da çocuk yaşta evlilikler konusunda bölgede ciddi bir artış beklendiği tespit edildi maalesef. 11 ilde, etkilenen 11 ilde gerçekleştirilen araştırmaya göre, bu konuda erken ve zorla evliliklerin artacağına dair bir risk tespit edildi.

“Bir başka artış cinsel istismar ve sömürü olaylarında”

Afet ve acil durumlarda çok fazla konuşulmayan ama aynı derecede risk taşıyan bir başka konu insani yardım koşullarında gerçekleşen cinsel istismar ve sömürü olayları. İnsani yardım çalışanlarında görevli olanların insani yardımın en temel etik ilkelerini ihlal etmesiyle oluşan insani yardım çalışanının fail, faydalanıcının mağdur olduğu cinsel istismar biçimi. Burada acil durum müdahalesinde göz önünde bulundurduğumuz önemli risklerden biri. UNICEF; bu konuda tüm insani yardım programlarında yer alan personellerin bu konu hakkında eğitim almasını, çalışma ortaklarının bu konuda bir protokol geliştirmesini, bu bakımdan denetlenmesini, bireylerin güvenli ve erişilebilir raporlama mekanizmalarına ulaşmasını ve böyle bir durum olursa da soruşturma yapılabilmesini içeren bir önlem paketi uygulamakta ve bu paketin hem kamu hem sivil toplum hem uluslararası kuruluşların personelleri bizler hem gönüllüler dâhil olmak üzere afet müdahalesinde çalışan herkese uygulanmasını tavsiye etmekte.”

Ulukol: Çocuğun şiddetten korunmasına yönelik müstakil yasa yok

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Betül Ulukol da çocuğun şiddetten korunmasına yönelik müstakil bir yasanın eksikliğine dikkati çekti. Ulukol, “Hatta çocuğa karşı şiddetin önlenmesi eylem planımız yok” dedi. Ulukol, “2011'de Aile Bakanlığı kuruluyor, Sosyal Hizmetlerden artık bakanlığa evriliyor, yapı ve görev Aile Bakanlığı'na veriliyor. Çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi eylem planı. 2011, 2021, 2023, hâlâ bir eylem planımız yok. O yüzden bana göre yapılması gereken en temel şey” diye konuştu.

Editör: Tuncer Kalaycı