İstanbul Küçükçekmece’de 3 katlı bir binanın durduk yerde hiçbir alt veya yan etken olmadan çökmesi, aslında gündemimizden hiç düşmemesi gereken deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı.

Deprem bilimciler söz birliği yapmışçasına beklenen büyük İstanbul depremi ile ilgili neredeyse gün sayıyorlar. Allah korusun böyle bir felaketten Sakarya’nın da 7 büyüklüğünde bir deprem ile etkileneceği söyleniyor.

İşin doğrusu bu yazdıklarım özellikle bu konuda 1. derecede sorumlu olması gerekenlerde biliniyor. Biliniyor ama hepsi kulaklarının üstüne yatmış bekliyorlar. İşi “İnşallah, maşallah” ile geciçtirmeye çalışıyorlar.

Efendim; “Valiliğe soruyorum, Büyükşehir’e soruyorum” gibi ifadeleri hiç sevmem. Benim görüşüm; biz sorunu ve soracaklarımızı belirtiriz. Bu konuda yetkili olanlar ise lütfederlerse bir yanıt verir. 99 depreminden çeyrek asır geçti. Periyodik olarak bölgemizde yeni bir şiddetli deprem beklendiği hep söyleniyor.

 Bunları söyleyenler, bu gerçeği dile getirenler nedense Sakarya’da 99 depremi sonrasında orta hasarlı olarak tespitleri yapılan binaların büyük bölümüyle ilgili çeyrek yüzyıldır hiçbir önlem alınmadığından söz etmiyorlar. Etmek istemiyorlar. Sorunu halı altına süpürmekle yetiniyorlar. Tamam da nereye kadar!

İsmini şimdi hatırlamıyorum ama 99 depremi sonrası bir açıklama yapan bir bilim adamı, Sakarya’daki onarılıp güçlendirilmeyen orta hasarlı binalarla ilgili sorunun yeni bir deprem ile son bulacağı şeklinde bir ifade kullanmıştı.

Bence tam bir kara mizah örneği.

Kimse orta hasarlı binaların büyük bölümü ile ilgili bir şey yapmadığından, bir çözüm üretmediğinden söz konusu binalar ile ilgili sorunun ancak yeni bir deprem ile yıkıldıklarında çözüleceği ifadesi aslında bir bilim adamına pek yakışmıyor ama iş geldi geldi oraya dayandı.

Böyle bir duyarsızlık, böyle bir sorumsuzluk olur mu?

Burası Sakarya, burada oluyor ve gerek üst düzey idareciler ve gerekse tüm siyasiler su akar misali öylece duruyorlar. Bakalım nereye kadar duracaklar.

Sik-sık belirtiyorum, ancak bu umursamazlık Sakarya’nın Ankara lobisinin yıllardır kış uykusunda olmasından kaynaklanıyor.

Örneği tüm büyükşehirlerde şehir içi ulaşım raylı sistem ile sağlanıyor. Sakarya’da raylı sistem yıllardır ihmal ediliyor. Ne zaman olacağı konusunda da kimse bir şey bilmiyor. Bir ara kampüs-merkez arasında raylı sistem projesinden söz ettiler. Onun da tasarruf tedbirlerine takıldığından söz ediliyor.

Tasarruf tedbirleri Sakaryalı siyasetçilerin sanki can simidi oluyor.

Bize gelince can simidi, başka illere gelince çift kaşarlı tost…