Yaşadığımız 1999 depremi sonrası sürekli olarak gündeme getirilen, gündemde olan “Kentsel dönüşüm” hikayesi var. Olası depremlere en güvenli önlem, güvenli binalar inşa etmek, güvenli binalarda ikamet etmektir. Zamanın deprem dedesi Ahmet Nejdet Işıkara: “ Deprem öldürmez binalar öldürür” demişti. Böylece depremin ardından ilk yıllarda kentsel dönüşüme dikkat çeken ilk kişilerden biri olmuştu.

                Son olarak Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar  Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı  Mehmet Özhasaki ile kentsel dönüşüm konusunu görüştükten sonra şu açıklamayı yaptı; “Dirençli bir şehir oluşturmak zorundayız ve biz kentsel dönüşümü başaracağız. Adapazarı, Erenler ve Serdivan başta olmak üzere 5 yıl içerisinde kentsel dönüşümü gerçekleştiremezsek belki de canlarımızı yitireceğiz. Hizmetlerin hepsi olur ama bir deprem olduğunda kaybettiğimiz canları bir daha geri getiremeyiz. Kentsel dönüşüm noktasında eylem ve söylem birliği yapmamız gerekiyor. Sayın bakanımıza durumu arz ettik, çalışma yapıyoruz. Tekrar ifade ediyorum; kentsel dönüşüm önceliğimiz olacak”

Yusuf Alemdar’ın da ifade ettiği gibi kentsel dönüşümün olabilmesi için “Eylem ve söylem birlikteliği” yapmak  gerekir. Ancak depremin üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen bahsi geçen “Eylem ve söylem birlikteliği” bir türlü gerçekleşemedi ve kentsel dönüşüm gerekliliği hep lafta kaldı.

 Bahsi geçen eylem ve söylem birlikteliğinin sağlanamamasının bence en büyük nedeni, mal sahipleri. Çükü kentsel dönüşüm için bina sahiplerinin deprem riski taşıyan yapılarını kendilerinin yıkması ve yerine depreme dayanıklı binalar yapması gerekir. İş bina sahiplerinin binalarını kendilerinin imkanları ile yıkıp, yenisini yapmaya gelince kentsel dönüşüm orada “Stop” ediyor.

Çünkü bina sahiplerinin hemen-hemen tamamı deprem riski taşıyan binalarında oturmayıp,  depreme güvenli 2. evlerinde oturuyorlar. Deprem riski taşıyan binalarını ise çoğu ev sahibi badana boya ile güzelleştirip kiraya veriyorlar.

Diyeceğim kentsel dönüşüm içen tüm fedakarlığı bina sahiplerinin yapması gerekince kentsel dönüşüm hep lafta kalıyor. Kentsel dönüşüm için sanırım belediyeler proje konusunda bina sahiplerine destek olmayı üstleniyorlar, bu da ne yazık ki yeterli olmuyor.

       Dörtyol örneği

Zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Adapazarı Dörtyol için güzel bir dönüşüm projesi hazırlamıştı. Yıllardır hep  görüntü kirliliği yaptığı söylenen Dörtyol söz konusu proje ile güzel bir görünüme kavuşacaktı.

Proje güzeldi, ancak projenin bina sahipleri tarafından finans edilmesi konusu sıkıntı yarattı. Ve büyük hazırlık yapılan Dörtyol Kentsel Dönüşüm Projesi gerçekleşemedi.

Diyeceğim kentsel dönüşümün gerçekleşmesi için tüm yıkım ve yeniden yapım masraflarının bina sahiplerine yüklenmesi, sorunun kitlenme noktası oluyor. Bunun aşılması da devlete büyük mali külfet getireceğinden mümkün olmuyor.