2025 yapımı yeni Şirinler filmi, çocukluğun pastel tonlarını terk ediyor; bizi maviye boyanmış bir distopyanın kıyısına çağırıyor. Bu mavi artık neşenin değil; dışlanmışlığın, görünmezliğin ve kolektif hafızanın rengi. Şirinler Köyü bir ütopya değil; sınıfsal bir alegorinin haritası.
Adı olmayanlar: Sınıfsal Silinmişliğin metaforu
Yeni filmde adı olmayan bir Şirin var. Var ama yok. Konuşuyor ama adı geçmiyor. Görünüyor ama tanınmıyor.
Bu isimsizlik yalnızca bir karakter özelliği değil; bir sınıf temsili.
O Şirin; oturum izni olmayan bir göçmen çocuk, SGK’sız bir işçi ya da mezar taşı bile olmayan bir kadın kadar gerçek.
“Kim olduğun değil, ne işe yaradığın konuşuluyorsa, sınıfsal silinmişlik başlamıştır,” diyor film. Sessiz ama derinden.
Şirine’nin dönüşümü: Gölgelerden gelen dayanışma
Şirine, serinin en karmaşık karakteri. Bir zamanlar kötülük için yaratıldı, sonra kolektife katıldı ve iyiliği seçti.
Bu kez, yalnızca bir isim değil; bir hak sunuyor.
Adı olmayan Şirin’e bir isim vererek değil, onun ad alma hakkının yanında durarak ses veriyor.
“Kendi geçmişiyle hesaplaşmamış biri, başkasına yön gösteremez,” dedirtiyor film ona.
Bu, bir bağış değil. Bir dayanışma önerisi.
Köyün çatlağı: Uyumun yerine müzakere
Eskiden tüm Şirinler birbirine benzerdi: aynı şarkı, aynı tempo, aynı kahkaha.
Şimdi her biri farklı.
Farklılık artık zaaf değil; kolektifin oksijeni.
Gerçek kolektif, benzerlerin sessizliğinde değil; farklıların birlikte konuşabildiği yerde kuruluyor.
Şirinler Köyü artık bir uyum ütopyası değil; bir çelişkiler müzakeresi.
Razamel: kibirle kurulan İktidar
Yeni karakter Razamel, Gargamel’in kardeşi. Daha kötü değil; daha kibirli.
Gargamel yok etmek istiyordu. Razamel küçümsüyor.
Ve bu kibir öyle sarsıcı ki, Gargamel’i bile isyana sürüklüyor.
“Kibirle kurulan iktidar, yalnızlığa mahkumdur,” diyor film.
Gargamel’in dönüşümü: Sınıf bilincinin çatlağı
Gargamel artık yalnızca bir kötü karakter değil.
Yetersizliğiyle aşağılanan, emeği hor görülen biri.
Kırılma noktası şu: Onurun tarafını seçiyor.
Film hatırlatıyor: Sınıf, nerede durduğunla değil; neye artık tahammül edemediğinle ilgilidir.
Ve Şirinler gerçek dünyaya geliyor: Ütopya bir kaçış değil, hazırlıktır
İlk kez Şirinler bizim dünyamıza adım atıyor.
Bu yalnızca bir kurgu oyunu değil; politik bir önerme.
Masal, artık mavi bir köyde değil; sokaklarımızda.
Adı olmayan Şirin, artık bir birey değil; bir sınıf.
Rihanna’nın sesiyle söylenen masal: Feminist bir nefes
Filmin müzikleri Rihanna’ya emanet. Bu bir sanatçı seçimi değil; bir pozisyon alma.
Feminist, siyah, yoksul ve özgürleşmiş bir ses, Şirine’nin anlamını da derinleştiriyor.
Ses olmak bazen konuşmak değil; başkasının söyleyemediklerini taşımaktır.
“Ütopya bir kaçış değil, gerçekleşmesi engellenmiş bir olasılıktır,” der gibi.