Yazar, her ne kadar “özgürlük yoksa aşk da yoktur” demişse de alt başlıkta, takla attırmanın bir sakıncası olmayacaktır: “Aşk yoksa özgürlük de yoktur”. Her ikisi de birbirini besleyen, birbirini taşıyan, birbirini yücelten kavramlar.

Darbelerden önce yemek tarifi ile doldurulan köşe yazıları, darbe sonrasında yerini edebiyata, sanata bırakmış. “Sansür Yasası” gündemdeyken yayımlanan Ahmet Ümit’in bu masalının “altını kazıyınız özgürlük çıkar”. Okurun imgeleminde canlanan masal ve masal kahramanlarının dünyayı değiştirmekten başka da bir amacı yoktur.

Masalın kazandırdığı…

Biz söze, “derler ki” diye başlarsanız, bunun bir rivayet olduğunu, gerçeklikle doğrudan bir bağlantısının olmadığını, deyim yerindeyse “ay ışığı ile eşeğin kuyruğu arasındaki diyalektik bağı” kurmanız istendiğini düşünürsünüz.

Ahmet Ümit, Komser Nevzat’ını bir yana (belki de nadasa) bırakıp daha soyut ama okuru çok daha sarıp sarmalayacak bir masalla ulaşınca bizlere o akıcı anlatının keyfini sürmek kalıyor.

Masal bu ya…

Üzerinde yaşadığımız yerde, ama bambaşka bir yaşam tarzının sürdüğü bir dünyada beş kıtada sadece beş ülke varmış. Her mevsim karlarla örtülü olan Buz Ülkesi. Uçsuz bucaksız çöllerin ortasındaki Kum Ülkesi. Denizlerin arasında kocaman bir ada olan Su Ülkesi. Fırtınası eksik olmayan Rüzgâr Ülkesi. Sonuncusu da dorukları kucaklayan Dağ Ülkesi. Küresel ısıtma geldi değil mi aklınıza… Aşk olmazsa kültürel, ekonomik, siyasal, toplumsal, ekolojik sorunlar çözülemez. Masalın temel anlattıklarından biri de kadınların gücü ve başarısı. Keyfani (köyün yaşlı kadını, son sözü söyleyen kişisi) hayatın içindeyse masalın içinde de kadının gücü göz ardı edilmemeli…

Masal bu ya, bütün ülkeler birer hükümdar (sanki gerçekte pek farklı da…) tarafından yönetilirmiş. Doğal olarak her bir hükümdarın bir veliaht prensi varmış. Bu beş prens aynı gece aynı rüyayı görmüşler… Biliyorsunuz, gönül ferman dinlemez, buna da bağlı olarak onların da rüyalarına giren kızları aramaları bir zorunluluk…

Yazar, katı gerçekçilikten uzaklaşarak kendi cümleleriyle aşk masalını günümüz dünyasının anlatıldığı bir romana dönüştürmüş. Rüyaların, düş(ünce)lerin aşka çağrı olduğunu ve ne rüya görmenin (yani düşlemenin) ne düşünce açıklamanın ne de düşünceyi hayata geçirmenin engellenebileceğini anlatıyor. Keyifle anlatıyor. Prensler şöyle itiraz ediyor egemen erkin kurulu düzenine bir yerinde kitabın: “Hekimler yapamıyorsa büyücüler getirtin kıtanın dört bir yanından, bildiğim ne varsa o rüyaya dair hepsini unuttursunlar!” İşte bu itiraz okuru kendi dünyasına taşıyor, yeni bir dünya kurmasını istiyor masal dünyasının cesur prensleriyle birlikte.

Bir Aşk Masalı
Ahmet Ümit
Roman
Yapı Kredi Yayınları, Ekim 2022, 248 s.