Türkiye yaz aylarıyla birlikte artan orman yangınlarıyla mücadele ederken, bu yangınların ardından doğacak ikinci felaket riski de gündeme geliyor. Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, İzmir’de son bir ayda 25 bin hektarlık alanın yandığını belirterek, yangın sonrası yaşanabilecek erozyon, sel ve heyelan tehlikesine karşı uyardı.
“Yangın mevsiminin bitmesine daha 1,5 ay var. Son 1 ay içerisinde Türkiye genelinde 80 bin hektardan fazla alan yandı. Bunun 25 bin hektarı yalnızca İzmir’de. Bu çok üzücü bir tablo,” diyen Önalan, yangınların kısa, orta ve uzun vadede iklimsel ve coğrafi açıdan büyük riskler doğuracağını vurguladı.
“Bitkisel toprağı kaybediyoruz”
Yanan alanlarda yağışların artmasıyla birlikte erozyonun kaçınılmaz hale geleceğini belirten Önalan, “Ağaçlar ve ormanlar erozyonu önlemede en büyük doğal engel. Ormanlar yok olduğunda, toprak korumasız kalıyor ve hızla sellerle vadilere, oradan da yerleşim alanlarına taşınıyor. Böylece çok değerli bitkisel toprağımızı kaybediyoruz” dedi.
Türkiye’de her yıl Kıbrıs büyüklüğünde bir toprak parçasının erozyonla yok olduğuna dikkat çeken Önalan, ormanların yağmuru tutma kapasitesine sahip olduğunu ve bu özelliğin kaybolmasının sel riskini artırdığını söyledi.
Heyelan tehlikesi kapıda
Bazı bölgelerdeki jeolojik koşullar ve yamaç eğimlerinin, heyelanları tetikleyebileceğini söyleyen Önalan, yalnızca “orman yandı” diyerek konunun geçiştirilemeyeceğini ifade etti. “Ödemiş, Seferihisar gibi birçok bölgede ciddi erozyon riski var. Toprak kayıplarıyla birlikte heyelanlar da kaçınılmaz hale gelecek” dedi.
“Yanan alanlara imar izni verilmemeli”
Afet planlamasında ciddi eksikler olduğunu belirten Önalan, özellikle yangına komşu olan yerleşim alanlarının bir daha imara açılmaması gerektiğini vurguladı:
“Bir yerleşim alanı planlanmadan önce mutlaka etüt yapılmalı. Yanan alanlarda yeniden inşa izni verilirse, aynı bölgeler 10 yıl sonra tekrar yanabilir. Bu durumda ne doğamızı, ne de kültürel mirasımızı koruyabiliriz.”
Son olarak, orman alanlarının imar baskısıyla yok edilmemesi gerektiğini belirten Önalan, “Yangınlara karşı dirençli, bölgeye özgü endemik ağaçlar dikilmeli ve bu alanlar yeniden ormanlaştırılarak korunmalı” dedi.