Medyayazar ekibi olarak siz değerli medyayazar okurları için, DİSK/GÜVENLİK-SEN Genel Başkanı Yusuf KÜÇÜK’le özel güvenlik sektöründeki sorunları, son dönemde yaşanan intiharların nedenlerini, çalışma koşullarının yarattığı psikolojik tahribatı ve çözüm yollarını ele alan kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Özel güvenlik sektörü, ülkemizde genellikle görünmez kalan, emeği hafife alınan bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Ancak son dönemde artan intihar vakaları, bu mesleğin derin psikolojik ve ekonomik bedellerini gözler önüne seriyor. Uzun mesai saatleri, ağır vardiya düzenleri, düşük maaşlar ve güvencesiz sözleşmeler, güvenlik görevlilerinin hem ekonomik hem de ruhsal olarak baskı altında olduğunu ortaya koyuyor. Bu röportajda DİSK/GÜVENLİK-SEN Genel Başkanı Yusuf KÜÇÜK ile sektördeki sorunları, intiharların nedenlerini, çalışma koşullarının yarattığı psikolojik tahribatı ve çözüm yollarını kapsamlı bir şekilde ele alıyoruz.
“İntiharların Yükselişi Ne Anlatıyor?”
Medyayazar: Son dönemde özel güvenlik görevlileri arasında artan intihar vakaları bize ne anlatıyor?
Yusuf KÜÇÜK: Merhaba, öncelikle sektörle ilgili bu konuya eğilip tarafıma ulaşmanız çok değerli. Temsil ettiğim sektör çalışanları adına ilginize teşekkür ederim. Kamu ve özel sektörde çalışan özel güvenlik işçilerinin intihar vakalarıyla gündeme gelmesi, işçileri temsil eden STK yöneticileri olarak üzerine düşünmemiz gereken bir konudur. Sendikal mücadele ve toplu sözleşmeler genellikle sayısal veriler ve örgütlü iş yeri sayıları üzerinden şekillendiği için, asıl konumuz olan insanca yaşam koşullarını yaratmak ve koruyacak bir işçi sınıfı oluşturma sorumluluğu geri planda kalıyor. Bu tablo, sektörde çalışan özel güvenlik işçilerinin kendilerini çok yalnız ve sahipsiz hissettiğini, bu yalnızlık ve sahipsizlik hissinin işçinin iç dünyasında büyük yıkımlara yol açtığını gösteriyor.
Medyayazar: Temel nedenler neler olabilir?
Yusuf KÜÇÜK: İntihar vakalarının temel nedenleri birkaç başlıkta ele alınabilir:
1. Ekonomik koşullar: Ülkeyi kasıp kavuran ekonomik kriz, asgari ücretle çalışan özel güvenlik işçilerinin hayatını zorlaştırıyor. Örneğin, Esenyurt’ta kiralar 19.000–23.000 TL arasında değişirken, 22.104 TL maaş alan bir güvenlik işçisi yaşamını idame ettirebilir mi? Vardiyalar genellikle 12 saatlik sistemle döndüğü için işçilere aylık 22–25 saat fazla mesai yaptırılıyor ve bu ekstra mesai, bir lütufmuş gibi sunuluyor. Geçinemeyen bir işçi, kendisini psikolojik olarak köşeye sıkışmış hissediyor ve intiharı bir çözüm olarak görebiliyor.
2. Sosyal çürüme: Gece vardiyalarında sosyal izolasyona giren işçiler, online casino ve kumar sitelerinde ciddi maddi kayıplara uğruyor. Bu kayıplar işçiler için öyle büyük meblağlara ulaşıyor ki, kredi çekip motorunu, evini ya da arabasını satan vakalarla karşılaşıyoruz. 90’lı yıllarda kumarhaneler serbestken bile bu kadar yoğun kumar oynayan bir kitle yoktu; para erişimi bu kadar kolay değildi. Toplumun birbirine bağlı olduğu ve aile kavramının güçlü olduğu dönemlerde insanlar hatalarından utanır ve hayaya saygı gösterirdi. Günümüzde ise kötü davranışlar normalleşti; uyuşturucu, kara para ve çetelerin çatışması gibi sorunlar yaygınlaştı. Gençler kolay para kazanma yollarına, özellikle online kumara yönlendiriliyor. En az suça karışabilecek kitle olan özel güvenlik işçileri bile bu durumdan etkileniyor.
Medyayazar: Bu intiharların yükselişi, özel güvenlik sektörünün çalışma koşullarına dair nasıl bir fotoğraf çekiyor?
Yüşür KÜÇÜK : İntihar vakalarının yükselişi, çalışma koşulları ve yöneticilerin tutumlarıyla doğrudan ilişkili. Örneğin, 2024 Nisan sonunda İstanbul Göztepe’de bir kamu diş hastanesinde özel güvenlik amirinin yardımcısını döverek öldürdüğü haberini hatırlıyoruz. Bu durum, yalnızca intihar değil, ölümle sonuçlanan diğer vakaların da göstergesidir. İşverenlerin çalışanlara psikolojik destek sağlama zorunluluğu getirilmeli ve işçiler düzenli periyodik muayenelerden geçirilmelidir.
“Bitmeyen Nöbetler ve Ağır Vardiyalar”
Medyayazar: Uzun mesai saatleri ve vardiya sistemi psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor?
Yusuf KÜÇÜK: Vardiyalı sistemlerde uyku düzeninin bozulması, insan bedeni ve psikolojisi üzerinde ciddi tahribata yol açıyor. Bu tahribat bazen tedavi edilebilir sağlık problemleri, bazen uzun süreli veya kalıcı hastalıklara neden oluyor. Uzun süre ayakta durmak, sürekli insan yoğunluğuna maruz kalmak ve yönetici baskısı, bel fıtığı, boyun fıtığı, varikosel, damar tıkanıklığına bağlı varis, yorgunluk ve strese bağlı kalp krizi gibi fiziksel sorunlar yaratıyor; aynı zamanda psikolojik anksiyete ve antidepresan kullanımı gibi durumlara yol açıyor.
Medyayazar: Görev yapılan alanlarda baskı, mobbing ve değersizleştirme bu sürecin neresinde duruyor?
Yusuf KÜÇÜK: Yaklaşık 20 yıldır sektörde olan biri olarak, güvenlik işçilerinin kendilerini en çaresiz hissettikleri alanlar AVM, hastane, fabrika, site ve kamu kurumlarıdır. İşverenler ve amirler, işçilere sürekli “siz sakin olmalısınız, bir adım geride durmalısınız” telkini veriyor. Avm’lerde en çok mesai yapan güvenlik işçisi asla memnun edilmiyor. Ziyaretçiler hakaret, küfür ve saldırıda bulunabiliyor; fakat işçi, haklarını savunamıyor ve yalnız bırakılıyor. Ekstra işlerin yapılması ve disiplin cezalarının haksız uygulanması, işçiyi sürekli baskı altında bırakıyor ve anlık öfke ile kendine zarar verme riskini artırıyor.
Medyayazar: İş ortamındaki yalnızlık ve sürekli “ikinci planda olma” duygusu intihar vakalarında belirleyici bir faktör olabilir mi?
Yusuf KÜÇÜK: Kesinlikle. İşveren temsilcileri, bilinç altında işçiyi kontrol etme ve hükmetme dürtüsüyle hareket ediyor. Mevzuata aykırı emirler uygulanmasa bile, işçi bunun bir bedeli olacağı endişesiyle psikolojik baskı altında kalıyor. Mesaiye gelmek istemeyen işçiye tehdit, kamera takibi ve hukuksuz tutanaklarla baskı yapılabiliyor; bu durum sektörde yaygın.
“Geçim Sıkıntısı Tabloyu Ağırlaştırıyor”
Medyayazar: Düşük maaşlar ve güvencesiz sözleşmeler işçileri nasıl etkiliyor?
Yusuf KÜÇÜK: Maaşlar düşük ve düzensiz ödeniyor; bazı firmalar maaşın bir kısmını bankaya yatırıp geri kalanını elden ödüyor. Sendikalar da çoğunlukla yan hakları iyileştiriyor, taban ücretleri artırmıyor. Bu, işçilerin ekonomik çıkmazını derinleştiriyor ve intihar riskini artırıyor.
Medyayazar: Çalıştıkları şirketler sorumluluk alıyor mu, yoksa sorunun parçası hâline mi geliyorlar?
Yusuf KÜÇÜK: İşverenler genellikle sorumluluk almıyor. Personel yetersizliği, bütçe ve eğitim eksikliği gibi gerekçelerle, yaşanan ölümlü veya yaralanmalı olaylarda sistemin parçası oluyorlar.
“Çıkış Yolu Dayanışmada”
Medyayazar : Sendikal örgütlenme ve hak arayışları işçilerin yaşamını nasıl değiştirebilir?
Yusuf KÜÇÜK: Sendikal haklar ve toplu sözleşmeler, işçilerin hayatını olumlu yönde dönüştürebilir. Sosyal etkinlikler, eğitim programları ve motivasyon çalışmalarıyla işçilerin psikolojisi güçlendirilip, intihar riskleri azaltılabilir. Örneğin, sendikal örgütlenmeyle işçilere ikramiye, eğitim destek primleri, ölüm izni, mesleki risk primi gibi haklar sağlanabilir; sosyal etkinliklerle ailelerin sosyalleşmesi desteklenebilir.
Medyayazar: İntiharların önlenmesi için hangi adımlar atılmalı?
Yusuf KÜÇÜK:
• Taban maaş belirlenmeli, insanca yaşam sağlanmalı.
• İş yerlerinde psikolojik destek birimleri kurulmalı, haftalık toplantılar düzenlenmeli.
• Çalışma saatleri ve alanları iyileştirilmeli, konfor alanları yaratılmalı.
• Mesleki itibarsızlaştırıcı durumlar, örneğin sentetik ve kalitesiz kıyafetler kaldırılmalı.
• Haklarını savunan yasal düzenlemeler güçlendirilmeli, işverenler sorumluluk almak zorunda bırakılmalı.
“Kadın Güvenlik Görevlilerinin Yükü Daha Ağır”
Medyayazar: Kadın çalışanlar cinsiyet temelli hangi sorunlarla karşılaşıyor?
Yusuf KÜÇÜK: Kadınlar sektörde dezavantajlı çalışanlar olarak uzun vardiyalı AVM, market ve site gibi alanlarda görev alıyor. İş bulma imkânları sınırlı, iş yerinde sözlü ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Temas ettikleri insanların bilinçsizlik ve tepkileri işleri zorlaştırıyor.
Medyayazar: Sözlü ve psikolojik şiddet kadınların mesleki ve kişisel hayatını nasıl etkiliyor? İntihar vakalarıyla bağlantısı nedir?
Yusuf KÜÇÜK: Şiddet sadece ziyaretçilerden değil, çalışma arkadaşları ve yöneticilerden de geliyor. Kadınları içten içe çalışma ortamından uzaklaştırıyor. Evli ya da yalnız yaşayan kadınlar, iş yerindeki olumsuzluklar nedeniyle işi bırakmak zorunda kalabiliyor. Kadınların ekonomik özgürlüğü ve eğitimle desteklenmesi, pozitif ayrımcılık programları ve sistemin ataerkil yapısının farkındalığı, bu sorunları azaltabilir.
Medyayazar : Çalışma saatleri ve vardiya düzeni kadın güvenlik görevlilerinin aile ve sosyal yaşamını nasıl zorluyor?
Yusuf KÜÇÜK: Uzun çalışma saatleri ve vardiyalı sistem, evli ve çocuklu kadınlar için çok zorlayıcı. Ev içi emeğe erkeklerden 2–3 kat fazla katkı sağlıyorlar. Bu durum boşanmalar ve intihar riskini artırıyor. Çocuklu kadınların ücretsiz ve güvenli kreşlere erişimi kritik öneme sahip. İşverenler ve sendikalar, işçilerin performansını ve motivasyonunu artıracak ortak çalışmalar üretmeli.