Kanada’nın Quebec eyaletinde yaşayan yazılımcı Pierre Cote, yıllarca travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve depresyon için kamu sağlık sisteminde sıra bekledi. Çözümü sıra dışı bir yolda buldu: Kendi yapay zekâ terapistini geliştirdi.

Reuters’ın aktardığına göre, Cote’nin geliştirdiği DrEllis.ai, özellikle bağımlılık, travma ve depresyonla mücadele eden erkeklere destek sunmayı amaçlıyor. 7/24 erişilebilirliğiyle öne çıkan yapay zekâ terapist, binlerce sayfalık terapi materyali ve klinik döküman üzerine inşa edilmiş “özel bir beyin”e sahip.

Elon Musk–Sam Altman gerilimi tırmanıyor: Apple ve X algoritması suçlamaları
Elon Musk–Sam Altman gerilimi tırmanıyor: Apple ve X algoritması suçlamaları
İçeriği Görüntüle

“Hayatımı kurtardı”

Cote, uygulamanın kendi ruh sağlığı açısından kritik bir destek olduğunu belirterek, “Hayatımı kurtardı” diyor. DrEllis.ai, kullanıcılarla sanki gerçek bir terapist gibi iletişim kuruyor. Hatta kurgusal bir geçmişe de sahip: Harvard ve Cambridge mezunu, ailesi olan, Fransız-Kanadalı bir psikiyatrist kimliğiyle sunuluyor.

Gerçek terapistlerden en büyük farkı ise her an ulaşılabilir olması. Cote, “Bir kafede, parkta ya da arabada kısa bir görüşme açabiliyorum. Bu, hayatın içine gömülü günlük bir terapi” sözleriyle deneyimini anlatıyor.

Yükselen trend: Yapay zekâ terapistleri

Cote’nin girişimi, ruh sağlığında yapay zekânın giderek daha fazla kullanılmaya başladığını gösteriyor. Geleneksel sağlık sistemlerinin artan talebi karşılamakta zorlanması, yapay zekâ tabanlı araçları cazip hale getiriyor.

Benzer bir motivasyonla hareket eden girişimcilerden biri de Anson Whitmer. Ailesinden birkaç kişiyi intihar nedeniyle kaybeden Whitmer, geliştirdiği uygulamaların “hızlı çözümler” sunmak yerine sorunların köküne inmeyi hedeflediğini belirtiyor. Ona göre 2026’ya gelindiğinde yapay zekâ terapileri, birçok açıdan insan terapilerinden daha etkili olabilir. Ancak Whitmer da yapay zekânın insan terapistlerin yerine geçmesini değil, onlarla rolleri paylaşmasını savunuyor.

Uzmanlardan uyarı: “Yerini tutamaz”

Öte yandan uzmanlar, yapay zekânın insan iletişiminin yerini alamayacağı konusunda uyarıyor. Dublin City University’den psikoterapi öğretim üyesi Dr. Nigel Mulligan, “İyileşmenin tek yolu insan-insan bağlantısıdır” diyerek, yapay zekânın duygusal derinlik, sezgi ve kişisel bağ kurma becerisinden yoksun olduğuna dikkat çekiyor.

Mulligan ayrıca, yapay zekânın intihar eğilimi ya da kendine zarar verme gibi kritik kriz durumlarını yönetmede yetersiz kalabileceğini vurguluyor. Ona göre sürekli erişilebilirlik de düşündüğümüz kadar avantajlı değil:

“Danışanlarım bazen beni hemen göremedikleri için hayal kırıklığına uğruyor. Ama çoğu zaman bu beklemek iyi bir şey. İnsanların yaşadıklarını sindirmeye zamanları olmalı.”