Prof.Şengül Hablemitoğlu söyledi de hatırladık. Evet, “yas liderliği” diye bir şey var. Bir örneğini en son Cumhuriyet Halk Partisi, Genel Başkanı Özgür Özel’in şahsında gördük, bu hafta. Yakın arkadaşını zamansız gelen bir ölümle kaybetmesiyle birlikte kendiliğinden gelişen, sahici, hesapsız, kibirsiz, öncesiz ve sonrasız bir şeylere öncülük etti. Manisa’da yaşanan yasın neredeyse tüm yurtta kolektif olarak paylaşılmasına neden oldu. Manisa Belediye Başkanı’nı tanımayan milyonlar bu genç ölümünün, bir iyi insanın yitiminin, bir namuslu seçilmişin gidişinin ardından ağladı. Özgür Özel’in göz yaşlarıyla ağladı, ağladık.
Geç Kalmış ve Soğuk
Konunun önemini anlayabilmemize yardımcı olması için birkaç eski örnek hatırlayalım mı… 1999’un Ağustos’unda yaşadığımız Marmara Depremi’nin ardından, sokaklar, caddeler göçük altında kalmış, çıkartılamamış insanların ölü bedenleri kokarken dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bölgeyi ziyaret etti. İlk açıklamalarında binlerce apartmanın yıkılışının devletin bir sorumluluğu olduğunu net olarak üstlenmedi. Lafı evirdi, çevirdi, kendisini dinleyen halkla mesafeli ve soğuktu. Oysa bir nebze toplumsal travmayı hafifletebilirdi. Tam tersi, hepimizi daha çok öfkelendirdi. Beklerdik ki onun tecrübesinde, kalibresinde bir devlet adamı yaşanan travma ve yasın kolektif olarak paylaşılmasına öncülük etsin.
Empati Yoksunu
2014 yılında meydana gelen Soma Maden Faciası’nda o zaman Başbakan olan Erdoğan’ın 301 maden işçisinin ölümüne binaen, “bu işin fıtratında var” demesi faciadan on bir yıl sonra bile sindiremediğimiz bir cümledir. Travmatik olayların toplumsal boyutunu küçümsedi, Başbakan. Aynı zamanda bir empati yoksunu olduğunu da gösterdi. Hatırlayan çoktur, facia bölgesine ziyareti sırasında protestolarla karşılaştı. Gelişmeleri medya aracılığı ile takip eden (Soma’da yaşamayan) yurttaşlarda da büyük öfke uyandırdığını hatırlıyoruz.
Yas tutmayı kamusal alanla bütünleştirenden yas lideri olur.
Hepimiz
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel kendi acısıyla toplumun kaybını birlikte kardı ve yansıttı, Manisa’da. Acıyı kolektif bir anlamlandırma sürecine tabi kılarak hem iyileşmeyi hem de birlik hissini destekler bir tutum sergiledi. Özel, hem kendi duygularını hem de toplumun duygularını anlayarak geri yansıttı; duyguların aynılığı bir büyük “HEPİMİZ” oldu. Kamusal alanda gözyaşına, acısına, kayıp diline yer verdi böylelikle bireysel yasları da ortaklaştırdı. Bunu sadece “bir lider” yapabilirdi.
İyileşmek
Özgür Özel’in etrafında lafını dinlediği danışmanları vardır. Ayrıca duygusal destek sağlayan eşi, kızı, arkadaşı vardır, diye düşünüyorum. Genel Başkan’ın fiziksel ve zihinsel sağlığını ihmal etmemesi, kendini koruması gerektiğini de düşünüyorum.
Bu hafta Manisa’da her zamankinden daha fazla bir etik duruş sergiledi, toplumsal hafızada iz bıraktı, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Özgür Özel. Bizi duygusal bir yolculukta bir araya getirdi.
Ancak.
Mücadele bitmedi. Hatta bazı parametrelerde yeni başlıyor. Şimdi her zamankinden daha fazla ve yüksek sesle doğru olanı tekrarlamak, bilinmeyeni itiraf etmek, olan-bitenin ciddiyetini vurgulamak gerekiyor.
Umudu büyüten mesajlar da bekliyoruz. Manisa Belediye Başkanı Rahmetli Ferdi Zeyrek’in genç yüzünden okunan umut gibi…
Manisalıların ve Türkiye’nin başı sağolsun.