Şimdiye kadar kaydedilmiş en sıcak Temmuz'u yaşadık! Gezegenimizin büyük bölümünü kaplayan okyanuslarda ortalama deniz suyu sıcaklığı mevsim ortalamasının ciddi üstüne çıkmış. İklim üzerinde önemli rolü olan denizler hızla ısınıyor. Gezegenin ısınması artık "yok canım"ların, "abartılıyor"ların, "bize bir şey olmaz"ların ötesine geçti! İnsanlık olarak daha yılın yarısında karbon kotamızı doldurmuşuz. Yakılan her fosil yakıt, yok edilen her ağaç, topağı bozan her girişim, sera gazları salınımını arttırarak ısıyı yükseltecek.

Şehirlerde sıcaklığın "anormal" ölçüde olduğunu hissediyorsunuz, bunalıyorsunuz. Biz kırlarda çok daha fazlasını yaşıyoruz. Güneşten kavrulan, yağıştan boğulan, hastalıklardan kurtulamayan ürünler... "Bu yıl maalesef kuru üzümümüz olamayacak, bölgedeki tüm bağlar mildiyö hastalığından etkilendi ve üzüm kalmadı desek yeridir," diye yazmış Cansu (Güneş Bostanı) Ege Bölgesindeki hemen hemen tüm bağlar  aynı durumda...

Artık iklim krizinin farkında olmayan kalmadı! "Geri dönüşü olmayan" aşamaya hızla ilerliyoruz. Olumlu bir şeyler duymayı beklerken, doğa ve çevre katliamları katlanarak artıyor. Dünyada sürdürülen kirli savaşlar, ülkemizde gasp edilen topraklar, yok edilen ormanlar... Bu ne biçim bir vurdumduymazlıktır!

 Bu sabah güneşin ilk ışıkları bile yakıcıydı. Ne kuşların sesi duyuldu, ne bir yel esti. Bugün Akbelen'de "Büyük Buluşma" var. Salı günü TBMM Akbelen için olaganüstü toplanacak. Bir umut ol Akbelen, ihtiyacımız var...