Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından olma suçlamasıyla tutuklanan menajer Ayşe Barım hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.

Barım'a cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme suçlaması yöneltildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

İddianamede Barım'ın tiyatro, sinema ve TV dizileri oyuncularıyla birlikte Gezi Davası'ndan tutuklu kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtları yer aldı.

Barım'ın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili olarak "hem toplumsal hem de küresel algı oluşturulması kapsamında film, belgesel ve video çekimleri yapılmasını sağladığı" iddia edilirken, bu amaçla Gezi Parkı eylemleriyle ilgili oluşturulmuş etiketleri de sosyal medyada kendisine bağlı sanatçılara paylaştırdığı öne sürüldü.

Sanatçıları Gezi Parkı protestolarına yönlendirmekle suçlanan Barım 24 Ocak'ta gözaltına alınmış ve 27 Ocak'ta tutuklandıktan sonra eski adı Silivri Cezaevi olan Marmara Cezaevi'ne gönderilmişti.

Şubat ayında Barım'ın tutukluluğuna yapılan itiraz sonrası mahkeme tahliye kararı vermiş fakat tahliye gerçekleştirilmeden savcılık bir üst mahkemeye başvurarak tahliyeye itiraz etmiş ve bu itirazın kabul edilmesi sonucu Barım'ın tutukluluğu devam etmişti.

Soruşturma nasıl başlamıştı?

Ayşe Barım hakkında ilk olarak, dizi sektöründe tekelleşmeye neden olduğu suçlamasıyla "çalışma hürriyetinin ihlali" ve "şantaj" iddialarına ilişkin soruşturma açıldı.

TV100 yazarı Fuat Uğur'un 26 Eylül 2024 kaleme aldığı bir makale ile başlayan süreçte 10 Ocak'ta Barım hakkında piyasada tekelleşme ve şantaj iddialarıyla ilgili soruşturma başlatıldı.

13 Ocak'ta Barım'a yurtdışına çıkış yasağı getirildi.

15 Ocak'ta Serenay Sarıkaya tanık olarak, 21 Ocak'ta Deniz Işın mağdur olarak, 23 Ocak'ta Nedim Saban tanık olarak ifade verdi.

Tekelleşme iddialarıyla ilgili soruşturma sürerken Barım 24 Ocak'ta gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada Barım'ın 29 Mayıs - 2 Haziran 2013 tarihleri arasında şirketi bünyesindeki sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği iddia edildi.

Barım'ın evinde ve iş yerinde aramalar yapıldı.

Soruşturma kapsamında sanatçılar Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler polis eşliğinde adliyeye götürülerek ifade verdi.

İfadelerine başvurulan oyuncular Rıza Kocaoğlu ve Halit Ergenç hakkında da "yalan tanıklık" iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 4 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, iki aktörün ifadelerinde Gezi Parkı davasının sanıklarından sanatçı Memet Ali Alabora ile irtibatlı olup olmadıklarına yönelik sorulara verdikleri cevaplarının çelişkili olduğu iddia edildi.

Barım savcılık ifadesinde ne dedi?

Barım savcılık ifadesinde, "Ben yakın olduğum, ortak iş yaptığım sanatçılarla hiçbir zaman meydana çıkıp beyanat vermedim. Onlara da böyle bir açıklama yapmaları hususunda herhangi bir yönlendirme ve telkinim asla olmadı" dedi.

BBC Türkçe'nin incelediği savcılık ifadesi şöyle devam etti:

"Birlikte çalıştığım oyunculardan hiçbirisi bana gelip birlikte Gezi Parkı'na gidelim gibi bir şey söylemedi. Ben genelde onların gittiği gün orada bulundum."

Barım, Gezi Parkı'na hatırladığı kadarıyla bir ya da iki kez gittiğini söyledi:

Faruk Bildirici, habersizce AKP'ye üye yapıldı Faruk Bildirici, habersizce AKP'ye üye yapıldı

"İlk gittiğimde sanatçılar şiir okurken izleyici olarak katıldım. İkinci gittiğimde çok kısa süreliğine gittim. Biriyle beraber gidip gitmediğimi hatırlamıyorum. Sanatçılarla beraberdim diye hatırlıyorum."

Barım'a Mehmet Ali Alabora ile protestolar sürecinde yaptığı telefon görüşmeleri de soruldu.

Alabora'yı bir oyuncu olarak ve Oyuncular Sendikası başkanı olarak tanıdığını söyleyen Barım, çalıştığı oyuncuların Gezi sürecinde başlarına provokatif bir eylem gelmesinden endişe duyduğu için, Oyuncular Sendikası başkanı olması sebebiyle Alabora'yı aradığını söyledi.

Barım davanın tutuklu sanıklarından Osman Kavala ile görüşmelerine ilişkin soruya ise, Kavala'nın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Anadolu Kültür ile resmi ya da gayrı resmi bir ilişkisinin olmadığı, kimseyi buraya yönlendirmediği ve destekler bir tutumda bulunmadığını söyleyerek yanıt verdi.

Osman Kavala: 'Barım ile konuşmalarımız Gezi protestoları bittikten sonra başladı'

İddialarla ilgili Gezi davası nedeniyle 1 Kasım 2017'den bu yana cezaevinde tutulan iş insanı Osman Kavala, avukatları aracılığıyla 7 Şubat'ta yazılı bir açıklama yaptı.

Kavala, Ayşe Barım ile ilgili soruşturma sürecini, "Gezi davasında yaşadığımız gerçekliği tahrif etme ve algı yaratmanın çarpıcı bir örneği" olarak nitelendirdi.

Ayşe Barım'la konuşmalarının Gezi protestoları bittikten sonra başladığını belirtti ve ekledi:

"Gezi öncesinde, sırasında ve sonrasında telefonlarım dinleniyordu. Savcı iddia edilen türden hiçbir konuşma olmadığının bilgisine de sahipti."

Osman Kavala açıklamasında, Barım'ın, belediye başkanlarının, siyasetçilerin ve gazetecilerin tutuklanmalarında, "suçlamalar ile suçlananların eylemleri arasında hukuki ilişki kurma ve inandırıcı delil ortaya koyma gereğinin" duyulmadığını savundu.

"Bu uygulama Gezi davasında yetkin hale getirildi, Gezi davası kamuoyunu bu uygulamaya alıştırmak için kullanıldı.

Son günlerde ortaya çıkan Gezi protestolarını kriminalize etme gayretinin de bu amaca hizmet ettiğine inanıyorum" diye ekledi.

Ayşe Barım kimdir?

1970 doğumlu Ayşe Barım, ID İletişim menajerlik şirketini 2002 yılında kurdu.

Barım, şirketin internet sitesinde yayınladığı bir notta, bir süre önce şirketin günlük yönetimini ekibine bırakarak Alice müzikali gibi yaratıcı yapımcılık projelerine yoğunlaştığını söyledi.

ID İletişim'in temsil ettiği sanatçılar arasında Ali Atay, Aslı Enver, Bensu Soral, Bergüzar Korel, Caner Cindoruk, Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert, Ece Sükan, Erkan Can, Ezgi Mola, Fahriye Evcen, Halit Ergenç, Hande Erçel, Hazal Kaya, Hümeyra, Lale Mansur, Mehmet Günsür, Merve Dizdar, Nejat İşler, Okan Yalabık, Pınar Deniz, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Serenay Sarıkaya, Sinem Kobal, Zerrin Tekindor gibi isimler var.

Gezi Parkı davasında kimler cezaevinde?

Gezi Parkı eylemleri nedeniyle açılan dava kapsamında sekiz kişi hüküm giydi.

İş insanı Osman Kavala "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Diğer sanıklardan Can Atalay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ise "hükümeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmeye yardım etmek" suçlamasından 18'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kavala ve diğer yedi sanığa verilen hapis cezalarının ardından, yurt dışında bulunan diğer sanıklar Memet Ali Alabora, Henri Jack Barkey, Pınar Öğün, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyaları ayrıldı.

Memet Ali Alabora, 2013 yılından beri yurt dışında yaşıyor.