Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanlar Kurulu'nun 7 Eylül'de Hatay'da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesi açıklandı.

11 ilde yaşayan  13-14 milyon insanı etkileyen deprem felaketinden sonra toplanan DİSK Başkanlar Kurulu'nun “Bu ülkeyi, bu halkı enkaz altında bıraktılar” tespiti ile başlayan sonuç bildirgesinde, "Depremin yedinci ayında Hatay’da bir kez daha sosyal devletin yıkımının ağır sonuçlarını gördük. “Gölgesini satamadığı ağacı kesen”, “memleketi adeta bir şirket gibi yöneten” bu siyasal iktidarın depremi süreklileşen bir felakete dönüştürdüğü gerçeğine tanıklık ettik" denildi.

AKP iktidarırın ülkeyi giderek daha da sınırsız ve sorumsuz hale gelen bir sermaye egemenliği ile yönettiği vurgulanan bildiregede, yeni açıklanan 2024-2026 dönemi Orta Vadeli Programı'nın (OVP) da bu düzenin ruhuna uyduğu, işçi sınıfı başta olmak üzere halkın taleplerine, özlemlerine, beklentilerine yanıt vermediği, sermayenin diliyle konuşup, sermayeye seslendiği kaydedildi.

Sendikalardan 1 Mayıs için Taksim çağrısı Sendikalardan 1 Mayıs için Taksim çağrısı

Bildirgede Orta Vadeli Programa ilişkin şu tespitlere yer verildi:

"Orta Vadeli Program’da örgütlenme özgürlüğü, toplu iş sözleşmesi, vergide ve gelirde adalet, emeklilik, ücretler, sosyal güvenlik ve sosyal diyaloğa ilişkin hedeflere yer verilmezken, ücretlerin daha da eriyeceğini, alım gücünün düşeceğini, güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaşacağını, emeklilik sorunlarının büyüyeceğini gösteren değerlendirme ve hedefler yer almıştır:

  • Orta Vadeli Program’a göre hem asgari ücret hem de emekli aylıkları yılın ikinci altı ayı için planlanan enflasyonun çok altında kalmakta ve ücretler erimeye mahkûm edilmektedir. Orta Vadeli Program’daki 2023 yılı enflasyonu öngörüsü yüzde 65’tir. Buna göre ikinci altı ayda öngörülen enflasyon oranı yüzde 38’dir. Oysa asgari ücret yılın ikinci yarısı için yüzde 34 artmıştı. Emekli aylıklarına ise Temmuz 2023’te iyileştirme ile birlikte yüzde 25’lik bir artış uygulanmıştı. Milyonlarca emekli ise sıfır zam almıştı. Orta Vadeli Program’da ilan edilen enflasyon öngörüsüne göre işçiler ve emekliler gelir kaybına uğramaktadır.
  • Orta Vadeli Program’da kadınlar, gençler ve engelliler başta olmak üzere işçi sınıfına daha da güvencesiz çalışma biçimleri dayatılmaktadır. Programda uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ve platform çalışması gibi güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması bir hedef olarak belirtilmektedir. Böylece halihazırda esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerine maruz bırakılan bu grupların daha da güvencesiz çalışmalarının önü de açılmış olacak.
  • Orta Vadeli Programda, milyonları ilgilendiren haklı bir talep olan “8 Eylül 1999 ve sonrası işe başlayanlar için kademeli emeklilik” başta olmak üzere emeklilikte adalet taleplerine kapı kapatılmıştır. “Sosyal Güvenlik Sisteminin Mali Sürdürülebilirliğinin Güçlenmesi” adı altında “sosyal güvenlik sisteminde kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik eden” bir sistemin hayata geçirileceği belirtilerek “bir gün yüzünden 17 yıl geç emekli olma” garabetine devam denmiştir.
  • Orta Vadeli Program, kamusal emeklilik sistemini güçlendirmek yerine sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesinin önünü açabilecek ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına yol açabilecek tehlikeli hedefler içermektedir. Bu hedefler Orta Vadeli Program’da “İkinci basamak emeklilik sistemi” veya “tamamlayıcı emeklilik sistemi” olarak sunulmuştur. Görülen odur ki ülkeyi yönetenler kıdem tazminatını sürekli olarak başka başka adlar altında, farklı farklı çuvallara sokarak gasp etme hülyasından vazgeçmemektedir. Kıdem tazminatını hedef aldıkları her girişimde başta DİSK olmak üzere işçi sınıfından gerekli yanıtları alanlar, yine de gerçekleşmesi imkânsız bu hülyalarından vazgeçememektedir."

EMEĞİN MÜCADELE PROGRAMI

"Evet, sermayenin ve sermaye iktidarı AKP’nin bir programı var. Emeği daha fazla yoksullaştırmak, daha fazla güvencesizleştirmek ve bölüşüm krizini büyütmek gibi temel direkler üzerine inşa edilen bu programın karşısına emeğin mücadele programı ile çıkmak DİSK’in üzerine düşen tarihsel bir görevdir.

Özellikle kıdem tazminatına el koyma girişimleri geçmişte de çeşitli kez karşımıza çıkmış, DİSK bu konudaki kararlılığını ve duruşunu işyerlerinden meydanlara defalarca göstermiştir. Başta DİSK olmak üzere işçi sınıfı bu yöndeki her girişimde göstermiştir ki kıdem tazminatına el uzatılamaz. Kıdem tazminatını hedef alan bir girişimde, üretimden gücü kullanmak da dahil olmak üzere demokratik direnme hakkının tüm gerekleri yerine getirilmesine dair kararlılığımızı ülkeyi yönetenlere bir kez daha hatırlatırız."