Tarihle Kavga Değil, Onunla Yüzleşmek Gerekir
Bir heykel yıkılır. Üzerine beton dökülür, tarihi alan yerle bir edilir. Kamera kaydına alınır, sosyal medyada paylaşılır, alkışlanır. Ancak sorulması gereken soru şudur: Fikirler gerçekten yok edilebilir mi?
Son yıllarda pek çok ülkede Lenin’in heykelleri kaldırıldı, yıkıldı ya da saldırıya uğradı. Ukrayna’da başlayan ve Baltıklara yayılan bu dalga, sadece fiziksel bir “temizlik” olarak sunulmadı. Lenin’i temsil eden her şeyin, Sovyet tarihinin ve komünist ideolojinin silinmesi, unutturulması hedefleniyor. Fakat heykelleri yıkmak, fikirleri yok etmeye yetebilir mi?
Heykeller İdeolojinin Temsilidir, Kendisi Değil
Lenin heykelleri, yalnızca bir tarihi figürün betona ya da bronza dökülmüş temsili değil; aynı zamanda bir çağın, bir düşüncenin dünya üzerindeki ifadesiydi. Bu heykeller, sömürüye, eşitsizliğe ve emperyalizme karşı yürütülen büyük tarihsel mücadeleyi simgelemektedir. Onları yıkmak, tarihle hesaplaşmak değil, tarihsel gerçeklikten kaçmaktır.
Heykelleri yıkmak, alternatif bir tarih sistemi oluşturmak ve propaganda yapmak isteyen iktidarların sıkça başvurduğu bir yöntemdir. Ancak bu yöntem çoğu zaman ters teper. Çünkü fikirler, simgelerden önce insanların zihinlerine kazınır. Lenin’in fikirleri hâlâ üniversitelerde okutuluyor, sokak hareketlerinde yankı buluyor, işçi mücadelelerinde yeniden dile geliyor.
Lenin Neden Hedefte?
Bugün Lenin’in hedef alınması bir tesadüf değil. Emek-sermaye çelişkisinin derinleştiği, eşitsizliğin tarihsel zirvelere ulaştığı bir çağda yaşıyoruz. Sosyalizm, sadece bir tarih anlatısı değil; günümüzün krizlerine alternatif üretebilecek bir düşünce sistemi olarak yeniden yükseliyor. Dolayısıyla Lenin’in adı, heykellerden önce fikir olarak yeniden sahneye çıkıyor.
Lenin, devleti bir baskı aracı olarak analiz eden; sınıf mücadelesini tarihin itici gücü olarak tanımlayan ve ezilen ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunan bir lider olarak güncel sorunlarla doğrudan ilişkili. Bu nedenle yıkılan heykeller, aslında bir fikre karşı yürütülen savaş olarak analiz edilebilir.
Tarihle Kavga Değil, Onunla Yüzleşmek Gerekir
Tarihle yüzleşmek, heykelleri yıkmakla ve fikirleri yok etmekle değil; onları anlamak, tartışmak ve geleceği bu bilinçle kurmaktır. Lenin’i tartışmak elbette ki gereklidir ; onu eleştirmek, sorgulamak da. Ama bu tartışmayı fiziksel yok edişle başlatmak, bir düşüncenin gücünden korkmaktan başka bir şey değildir.