Sakarya Üniversitesi’nin önceki gün aldığı kararı düşünüyorum. Aşağıya koyuyorum, üste koyuyorum bir türlü olmuyor.

Konuyu anlamışsınızdır, güvenlik sorunu nedeniyle kampüs içinde köpek beslemek yasaklandı, söz konusu faaliyeti yürüten Doğa ve Hayvan Hakları Topluluğunun da kapatılmasına karar verildi.

Diyelim ki köpekler ciddi bir tehdit unsuru haline geldi ve böyle bir karar aldınız. Böyle bir karar aldığınıza göre elinizde mutlaka bir veri vardır. Bugüne kadar kampüste kaç kişi köpek saldırısına uğradı, yaralandı diye kamuoyunu aydınlatacaksınızdır mutlaka…

Eğer bu rakamları açıklamazsanız aldığınız kararın gerekçesi düpedüz hayvan düşmanlığıdır, düşman değilseniz bile tepe bir yerden gelen talimata uyarak, hayvan katliamı suçuna ortak olmaktır.

Yok eğer bu kararı hayvanlardan korkan birkaç ya da daha fazla kişinin şikayeti üzerine aldıysanız, size daha başka şikayetleri de hatırlatmak gerekiyor o zaman…

Öğrencilerin şikayetine geçmeden önce, açık kaynaktan, ekşi sözlükten sizin döneminize ait birkaç yorum aktarayım:

-“Eğitimi ve kalitesi fakülteden fakülteye göre değişiklik gösterir. Eğer sayısal bölümleri tercih ederseniz yüksek kalitede eğitim alırsınız. derslerde kirli siyasete pek maruz kalmazsınız.

Lakin sözel ve eşit ağırlık bölümleri tercih ederseniz. hele ki hele fen edebiyat fakültesini tercih ederseniz kirli siyasetin Allahına maruz kalabilirsiniz. Yeni bir Ebubekir Sofuoğlu olma ihtimaliniz çok yüksek olur.”

-Hamas destekçisi, ışid militanı zihniyetli ve imkan verilse kendini patlatacak zekaya sahip, potansiyel terörist zihniyetinde olan bazı öğretim görevlilerinin bulunduğu ne yazık ki benim de öğrenim gördüğüm üniversite. sözde eğitim ve öğretim var evet.”

-“Mülteci kampına dönmüş okul.”

Eski yorumlara girmek istemiyorum ve öğrenmek istiyorum, köpekler mi, yoksa yorumda sözü geçen ‘Hamas destekçisi, ışid militanı zihniyetli ve imkan verilse kendini patlatacak zekaya sahip, potansiyel terörist zihniyetinde olan bazı öğretim görevlileri” mi daha tehlikeli…

Bunlara karşı önlem alıyor musunuz, yoksa destekliyor musunuz?

Sizden önceki rektörün FETÖ militanlarıyla kolkola olduğunu söyleyip, görevden aldırmaya çalışıyordunuz.

O FETÖ militanları temizlendi mi, okul güvenli hale geldi mi? Sosyalistleri saymayacağım bile, Atatürkçü, laik personel ve öğrenciler korkmaya devam mı etmeli?

ÖĞRENCİLERİN ŞİKAYETLERİ

Öğrencilerle de yazıştım, onlarda aşağıdakileri derleyip gönderdiler:

-“Torpilin referans adıyla normalleşmesi, akademisyenlerin siyasi ideolojilerini derslerde yansıtması, akademisyenlerin kendi alanları olmayan bölümde ders vermeleri

-“Okula giriş esnasında güvenlik önlemleri arttırılmış gibi görünse de pek öyle değil, iş yapan dolmuşçuların kim olup olmadığını bilmiyoruz. Güvenlik açığını bulup giren öğrenci olmayan insanlar var.

-“Rektör SAÜ Dayanışmasını kampüste var olmasını istemiyor”

-“Filistin konusunda sözde çok hassas olan akademisyenlerin bir teki bile bugünkü açıklamamızda yoktu, nerede samimiyet?”

-“Yemek ücreti ve çıkan yemeklerin kalitesi çok kötü. Öğrenciler iyi beslenemiyor”

Sayın Rektör, öğrenciler için yaşamsal önemi olan bu konularda nasıl bir önlem düşünüyor acaba… Herhangi bir topluluğu kapatmasına gerek yok, torpili önlese, ideolojik yaklaşımların sonlanmasını salasa ve yemekhaneye nir el atsa yeter de artar bile… Ama o bunları yapmak yerine sahipsiz canları ölüme gidermeyi tercih etti.

Ya topluluğu kapatmak de neyin nesi?

Sevmiyorum ama o sözcüğü kullanacağım, velev ki tehlikeli diye kampüste kedi köpek beslemeyi yasakladınız, o insanların hayvan sevgisini yasakla yok mu edeceğinizi düşünüyorsunuz?
Öyle düşünmediğinizi biliyorum.

Biliyorsunuz kapatılan topluluğun adı Doğa ve Hayvan Hakları Topluluğu…Akılma gelen seçenek ise bugünden absürd görülebilir ama söylemeden geçemeyeceğim: Ufukta yeni bir proje ve doğa katliamı var da, dikensiz gül bahçesi mi amaçlıyorsunuz?

Rektör beyle bir iki kez karşılaştık sanırım. Kendisi hakkında detaylı bilgiye sahip değilim. Karşılaşmamıza vesile olanlar idealist, dinci değil dindar, Allah korkusu olan biri olarak anlatmışlardı. Bunca tanımlamanın benim açımdan tercümesi ‘vicdanlı’ bir insan olduğuydu. Onca cümle yerine tek bir sözcük yeterdi yani.

Peki, hayvanları ölüme terk etmek, hiç vicdanlı bir insanın yapabileceği bir iş midir.

Bana anlatılanlara güvenmek istiyorum, hele 1 Aralık 2023 ve 13 Nisan 2023’te yaptığı iki paylaşım var; kedi ve köpeklerden ‘kampüsün güzelliği’ diye söz ediyor.

Rektör beye sormak istiyorum, o güzellikler ne zaman düşman ve güvenlik tehdidi oldular?

NOT: Son dönemde yazılarımın sonuna alakasın notlar yazmak ya da sorular sormak alışkanlık oldu. Bu sorunun konuyla ilgisi yok. Bir makama ulaşmak için olmadık insanlardan medet umup, karşılarında süklüm püklüm durup da, gücü eline geçirdiğinde canavara nasıl dönüşülür?