Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adapazarı İlçe Başkanı Ayşe Füsun Çetin, Ahbap derneğine çadır satışı yapan Kızılay'ın asli görevinden uzaklaşarak, ticarethaneye dönüştüğünü belirterek, "Kızılay’da ortaya çıkanlar; çürümüş bir sistemin bastırılamayan kokusudur" dedi. Çetin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Adıyaman'da helallik istemesiyle ilgili olarak da, " Size Helallik vermek daha fazla kitlesel ölümler daha fazla baskı daha fazla yoksulluk daha fazla yolsuzluk demektir. Size verilecek en anlamlı helallik, sandıkta iktidarınızı devirmek olacaktır" ifadelerini kullandı.

27 yaşındaki kadın yaylada ölü bulundu 27 yaşındaki kadın yaylada ölü bulundu

CHP Adapazarı ilçe Örgütü, son gelişmelere ilişkin basın açıklaması yaptı. Kızılay'ın kamu yararı değil, kar amacı güden bir kuruma dönüştüğünü ifade eden İlçe Başkanı Ayşe Füsun Çetin, şunları kaydetti:

6 Şubat 2023 tarihinde merkezi Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem 11 ilimizi etkiledi. Büyük yıkımda 45 bin vatandaşımız hayatını kaybetti, yüz binlerce vatandaşımız yaralandı, milyonlarca vatandaşımız da evsiz kaldı. 
Basında çıkan haberlerde Kızılay, depremin üçüncü günü AHBAP’a 46 milyon TL tutarında çadır satışı gerçekleştirmiş. Ayrıca elindeki stokları ve gönderilecek yardımları da cemaat, tarikat vakıf ve derneklerine yönlendirdiği ileri sürülmüştür.
Vatandaş can derdindeyken, enkaz altında canlar varken, dondurucu soğukta dışarıda üşürken Kızılay’ın çadırları bedelsiz dağıtmak yerine satması asli görevinden uzaklaşan kurumun ticarethane haline geldiğini açıkça göstermektedir. Kuruluş amacı, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak olan Kızılay’ın ayrıca elindeki stokları ve gönderilecek yardımları da cemaat, tarikat vakıf ve derneklerine yönlendirdiği ileri sürülmektedir. Ülkemizin en köklü kurumlarından olan 155 yıl öne kurulan Kızılay, iktidar tarafından ticarethaneye çevrilmiştir. Türkiye Tek Yürek adıyla düzenlenen bağış kampanyasında vatandaşlardan Kızılay’a para toplanırken, çocuklar kumbarasında biriktirdiği parayı, harçlıklarını bağışlarken, böyle bir afet zamanında Kızılay’ın çadır satıyor olması kuruma olan güveni bir kez daha derinden sarsmıştın.

SATIŞ VE PAZARLAMA
Depremzedeler çadır ve bir tas sıcak çorba beklerken, “Kızılay Nerede” diye sorarken, Halk yardım beklerken, Kızılay bırakın yardım etmeyi kar etme derdine düşmüş!
Kızılay'ın kamu yararı değil kâr amacı güden bir kuruluşa dönüştüğü tescillenirken ülkeyi şirket gibi yöneteceğiz diyenlerin bu konuda aldıkları mesafe de insanların vicdan duygusunu ticaret konusu yapacak kadar ustalaştıkları bu olayla bir kez daha ortaya çıkmış oldu!
Kızılay nerede, neden çadır yok diye soranların ‘’Ülkeyi şirket gibi yöneteceğiz” diyenlerce Vatan haini ilan edilmesi, hakarete uğraması, bu durumu protesto edenlerin gözaltına alınması, darp edilmesi bu gerçeğin tüm çıplaklığı ile açığa çıkmasından!
Ülke büyük bir felaketi yaşarken Kızılay nerede diye soranlar, merak edenler artık şunu iyi biliyorlar KIZILAY meğer satış ve pazarlama yapmakla meşgulmüş.

ÇÜRÜMÜŞ SİSTEMİN BASTIRILAMAYAN KOKUSU
AKP iktidarı ülkeyi bir şirket gibi yönetirken devletin siyasi veya sosyal kurumlarını da bu şirketin uzantısı haline getirdi. Bütün kamusal hizmetlerin özelleştirildiği, Bütün kamu hizmetlerinin ticaretin konusuna dönüştürüldüğü günümüz koşullarında iktidar rant ve yolsuzluk trafiğinin tam ortasında duruyor. Dolayısıyla deprem gibi bir felaketin içinde bile kâr-zarar hesabı yapmaktan utanmayan sorumlular yaygın ve makbul insan haline geldiler. Bu gelişmenin Kızılay’ı da içererek yayılması iktidar işleyişinin ranta kurban etmediği hiçbir hizmetinin kalmadığını gösterir. 
Bugün henüz artçı sarsıntılar devam ederken, depremzede üzerinden siyasi ve ticari rant elde etmek için temel atmaya kalkan bir iktidar zihniyeti bütün köklü saygın kurumları olduğu gibi Kızılay’ı da bu duruma düşürmüştür. Bugün on binlerce insanın cansız bedeni, ranta, ticarete, kâr hırsına bir kez daha feda ediliyor. Kızılay ve AFAD bütün hesaplarını şeffaflık ilkesi temelinde açıklamalı, yöneticilerin görevlerine son verilmelidir. Halkın parasını, birikimini, yardımlarını kendi çıkarları için satan, Kızılay’ın iştiraklerini ,üretilen çadır ve emtiaları da babasının şirketinin malı gibi gören, şirketlere, tarikat ve cemaatlere, yandaş vakıflara aktaran yöneticiler yargılanmalıdır. Kızılay siyaset ve ticaretten elini çekmeli iktidarla arasına mesafe koymalı; yasal statüsü içinde faaliyet yürütmelidir.
Kızılay’da ortaya çıkanlar; çürümüş bir sistemin bastırılamayan kokusudur. Kızılay başta olmak üzere tüm kurumlarda liyakat sahibi rant çarkının dişlisi olmayan vatansever kadroların egemen olduğu bir anlayışı egemen kılmanın kaçınılmaz ve en acil ihtiyacımız olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

HELALLİK DEMEK DAHA FAZLA ÖLÜM DEMEK
Ne cebindeki okul harçlığını o gün aç kalmayı göze alarak Kızılay zarfına koymaktan imtina etmeyen çocuklarımız ne bunca acıyı yaşattığınız bir ülkenin vatandaşları olarak helallik melallik vermiyoruz. Size Helallik vermek daha fazla kitlesel ölümler daha fazla baskı daha fazla yoksulluk daha fazla yolsuzluk demektir. Size verilecek en anlamlı helallik, sandıkta iktidarınızı devirmek olacaktır.