Yaşanan ekonomik dar boğazla alım gücünün hızla düştüğü Türkiye’de, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında insanlar en fazla temel gıdalara erişimde güçlük çekiyor. Son günlerde temel besin ürünlerini vuran zam dalgası, insanların yetersiz, dengesiz ve sağlıksız beslenmesine yol açtı. Uzmanlar, sağlıksız beslenmeye bağlı olarak insanlarda kansızlık ve demir eksikliği sorunlarının yaşandığını söylerken, bu durumundan en fazla gebe kadınların ve çocukların etkilendiği belirtiliyor.

Gazete Duvar'dan Nur Kaplan, toplumun en kırılgan nüfusuyla ilk teması kuran, İzmir, Muğla, Aydın ve Urfa’da Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan aile hekimleri ile ekonomik krizin bu kesimler üzerinde yarattığı tahribatı konuştu.

EKONOMİK YIKIM: ÇOCUKLAR VE GEBELER

Urfa’da uzun yıllardır aile hekimliği yapan Urfa Tabip Odası Başkanı Bulut Ezer, bölgede doğum oranının yüksek olduğunu, anne sütü alamayan yeni doğan bebeklerin takviye gıda olan ‘formül’ mamalarla beslendiğini, bu mamaların maliyetinin yüksek olduğunu ifade etti. 

Formül mamalara ulaşamayan annelerin yoğurt ve benzeri ürünlerle bebeklerini beslemeye çalıştıklarını söyleyen Ezer, son dönemde özellikle çocuklarda persentil (büyüme eğrisi) değerlerinde ciddi oranda düşüşler gözlemlediğini ifade etti. Ezer, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Formül mamaların fiyatlarının yükselmesi bölgede Irak’tan ya da İran’dan gelen içeriği belli olmayan yurt içinde sağlıklı olup olmadığı tescillenmemiş mamaların kullanımına sebep oldu. Hatta birçok kişi mamalardan tamamen vazgeçmiş durumda. Gözlemlediğim kadarıyla son dönemde özellikle çocuklarda yüzde 3’ün altında persentil değerleri mevcut. Çocuklarda persentil değerlerinin düşüklüğü kilo kaybı, boy kısalığı, dişlerde bozukluk ve gelişim geriliği gibi sorunlara sebep olur. Bu şikâyetlerle karşımıza gelen pek çok çocuk var. Ekonomik yıkım sağlığı da doğrudan etkiliyor.”

‘GEBELERDE KANSIZLIK VE DEMİR EKSİKLİĞİ ÇOK ARTTI’

Urfa’da son dönemde özellikle gebe kadınlarda kansızlık ve demir eksikliği gözlemlediğini söyleyen Ezer, “İnsanların temel gıdaları kıstığını net olarak görüyoruz. Ailelerde et ve süt tüketiminin azalması gebelerin beslenmesinde ayrı bir soruna sebep oldu. Biz gebelerin iki ayda bir rutin olarak kan değerlerine bakarız. Kansızlık çok arttı. Kansızlık doğrudan beslenmeyle ilişkili, eve giren protein düştü, insanlar artık daha çok tahıl ve hamur ürünlerine yöneldi. Bu da kandaki demiri direkt etkiliyor” diye konuştu.

‘PROTEİN YERİNE GEÇECEK ÜRÜNLERİ SÖYLÜYORUZ’

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyesi doktor Taner Balbay, sağlıklı bir insanın, özellikle çocukların hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için protein ağırlıklı ürünleri tüketmesi gerektiğini ifade etti. 

Pandemi dönemi ve artan gıda fiyatlarıyla insanların temel besin ürünlerine ulaşmalarının zorlaştığını söyleyen Balbay, çocukların, yaşlıların ve hamilelerin direncinin düştüğüne dikkat çekti, şunları kaydetti:

“Biz insanların doğumundan itibaren çeşitli eğitimlerle sağlıklı beslenmelerine dönük çalışmalar yapıyoruz. İnsanlara protein, karbonhidrat, şeker, et, süt ve yumurtayı ne kadar yemesi gerektiğini anlatıyoruz. Ama şimdi artık ekonomik sorunlar nedeniyle bunları söylemek ütopik bir hal aldı, hayal. İnsanlar evlerine hiçbir şey alamıyor. Ne yazık ki biz de artık ekonomik koşullara uygun, protein yerine geçecek, et alamıyorsa etin yerine geçecek ya da sütün yerini alabilir ürünleri söylüyoruz. Ekonomik tabloya göre bu şekilde destek olabiliyoruz.”

ENFEKSİYON, KANSIZLIK, AĞRI KESİCİLERDE ARTIŞ…

Beslenmeye bağlı direnç gelişemediği için son dönemde kansızlık ve enfeksiyon şikayetlerinin çoğaldığını söyleyen Balbay, antibiyotik ve ağrı kesici ilaçların reçetelere yazımının arttığını ifade etti. Balbay, “Kronik hastalıklarda da Covid-19 ile birlikte bir artış var. İlaç ihtiyaçları daha fazla ve bağışıklık sistemleri daha düşük. En ufak sıkıntıda hastalığa yakalanma oranları fazla. Onların daha iyi ve dengeli beslenmesi lazım. Ama gördüğümüz tablo hiç iç açıcı değil” diye konuştu.

‘ET YERİNE ŞU VİTAMİNİ YA DA İLACI AL DESEM BİLE ALAMIYOR’

İzmir’in Tepecik ilçesinde çalışan bir diğer aile hekimi ise ilaç fiyatlarında yaşanan artışa bağlı olarak reçete için gelen hastaların azaldığını, kronik hastalar dışında muayene sayısında azalma gözlemlediğini ifade etti. İsmini vermek istemeyen aile hekimi, “Bölgenin sosyo-ekonomik durumu çok düşük. Bazen reçete yazıyoruz, diğer muayeneye geliyor, almamış, alamamış. Hastaya kansızlık için et, balık tüket diyoruz ama, zor. Dışarıdan alabileceği et yerine şu vitamini ya da ilacı al desem bile alamıyor. Normal hastalık ilaçlarını bile alamıyorlar” dedi.

‘ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE CİDDİ ANEMİ SORUNU BAŞLADI’

Aile Hekimleri ve sağlık çalışanlarının üye olduğu Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı doktor Can Kirişçi, Muğla’da çoğunlukla üniversite öğrencilerinin geldiği bir aile sağlığı merkezinde çalıştığını söyledi. Temel besin ürünlerinde artan fiyatlarla birlikte öğrencilerin beslenmesinde bir geriye gidiş yaşandığını söyleyen Kirişçi, özellikle genç kadınlarda kansızlığın arttığını ifade etti. Kirişçi, şunları dile getirdi: 

“Öğrencilerin en çok tükettiği gıda olan patatesin kilosu 10 lira, soslu tavuk dürümler 40 lira bandında. Onlara bile ulaşamıyorlar artık. Yediklerinin kalitesi ve besleyici değeri gittikçe düştü. Onlar için en önemli şey olan proteini alamaz haldeler. Kırmızı et ve benzeri etleri tüketemedikleri için ciddi bir anemi sorunu başladı. Kadınlarda adet yaşından sonra her ay yaşanan kan kaybını toparlamak için iyi beslenme şart, fakat kriz onları daha fazla etkiledi. Önümüzdeki eylül ayında okul açılınca bu sorunları çok fazla göreceğiz.”

‘BEBEKLERDE DE DEMİR EKSİKLİĞİ BAŞLAYACAK’

Bebeklerde ek gıdaya başlandıktan sonra önerilen yumurta, peynir ve benzeri ürünler erişimin güçleşmesine bağlı olarak artık bebeklerde de demir eksikliği yaşanacağını söyleyen Kirişçi, sosyo-ekonomik geliri düşük bölgelerde yaşayan ailelerin bebeklerinin bu krizden daha fazla etkilendiğini ifade etti.

“Sağlık sisteminde ciddi bir çöküş var” diyen Kirişçi, şunları kaydetti:

“Aile sağlık merkezlerine gidip bir ağrı kesici yazdırmak sağlık sistemine ulaşmak demek değil. Biz bile ekonomik krizde çözüme ulaşmaktan uzağız. Kendimiz güçlük çekmeye başladık. Sağlık sistemi çöküyor, iktidar bununla ilgili hiçbir iyileştirme yapmıyor. Vatandaş sağlıkta çözüme ulaşamadığı zaman ilk temas kurduğu insana öfke kusuyor.”