10 yıl geçmiş aradan…

Farkında değildim, az önce Facebook hatırlattı.
‘Merhaba’ yazım, anı olarak önüme düştü.

Okumak için tıkladım ama açılmadı.
Daha önce çalıştığımız hosting firması çökmüş, yaklaşık 18 bin haber ile onlarca köşe yazısı çöpe gitmişti.

Neyse, o geride kaldı…

Medyayazar neden yayın hayatına başladı, nasıl bugünlere geldi bunu anlatmaya çalışayım.

Açıkçası başlangıçta karmakarışık duygular içinde başladı her şey. Bizim Sakarya Gazetesi’nden bilmem kaçıncı kez ayrılmıştım. Ayrılmadan önce sık sık düşündüğüm ama her defasında , ‘böyle bir şeye ihtiyaç var mı?’ sorusuna net yanıt veremediğim için vazgeçtiğim haber sitesine olumlu yaklaşmaya başladım birden bire… Kime sorsam mevcut sitelerin içeriğinden, haber dilinden şikayet ediyordu. Farklı bir şey yapılabilir düşüncesi ağır basmaya başladı. Ani bir kararla Google aramasıyla bulduğum yazılım firmasından (en ucuzundan) hazır arayüz edinip, işe koyuldum.

Ne yalan söyleyeyim, beklediğimin üzerinde olumlu tepki aldım. O dönemde yakın dostlarımın büyük desteğini gördüm. Anadolu Ajansı’ndan çalışma arkadaşlarım Ayhan Temizsoy ile Barbaros Tantan’ın haber ve yazı, Gönül ve Osman Topaloğlu, Vecdet Konuk, Harun Gürek, Zafer Manisa Simet, Korkut Akın başta olmak üzere çok sayıda arkadaşın yazı desteğiyle bir yere geldik.

Ne varki işin ticari yönünü oldum olası beceremedim. 1991 yılında Sakarya Gazetesi’nden hep birlikte ayrıldığımız Cevdet Güngör, Hasan Kurtiç, Sevgi Nazlı Çifter ve Sabri Uğan ile bir gazete (Son Olay) denememiz olmuş ama başaramamıştık. Medyayazar’da da aynı sıkıntıyı yaşadım. İstihdam koşulları oluşmadığı için burada çalışma arkadaşım olmadır hiç. 7/24 çalışma gerektiren bir işe tek başıma yetişmem mümkün değildi, sonunda pes ettim. Güncellemeler gecikti, işi oluruna bıraktım.

İşte o günlerde yollarımız Sakarya Kent Çalışma Grubu ile kesişti. Cenk Dik ve gruptaki diğer arkadaşların desteğiyle sitede büyük bir değişim yaşandı. Özellikle Cenk Dik’in Sakarya soluna ilişkin hazırladığı dosyalar, Geçen yıl kaybettiğimiz Özgül Kahraman’ın söyleşi ve haberleri, Yasemin Hacıeyüpoğlu, Hanım Koçyiğit, Elvan Şafak, Av. Zafer Kazan ve Av. Yeliz Aydın’ın yazılarıyla farklı bir statüye geçildi ve daha politize bir siteye dönüştü.

Hala vergi mükellefi değiliz ve reklam kabul etmiyoruz. Tek bir reklam var, oda mobil arayüzünde ve yazarlarımıza ait. Hala, sitenin benim dışında çalışanı bulunmuyor.
Hep böyle mi devam edecek diye sorarsanız, net bir yanıtım yok.
Ama hayalimi sorarsanız, birden birkaç fazla kişinin istihdam edildiği, çizgisini bozmadan gazetecilik yapan bir site yaratmak istiyorum.

Hani hep gazetecilik öldü, gazeteci mi kaldı deniliyor ya, ben aksini düşünüyorum. Gazeteciliğin içinde bulunduğu bu durumdan çıkmanın tek yolunun iyi gazetecilik yapmak olduğuna inanıyorum.

Evet, Medyayazar öyle ya da böyle 10 yılı geride bıraktı.
Önümüzdeki 28 Nisan’da daha farklı, daha olumlu bir yazıda buluşmak dileğiyle….

NOT: Yazıda katkı sağlayan arkadaşların adlarını verdim ama Facebook anısını gördükten sonra alelacele yazdığım için unuttuklarım olabilir. Ne olur beni bağışlasınlar, yapılan her katkı çok değerli benim için...