TELE 1 kanalında 14 Ocak 2022 tarihinde yayınlanan "Demokrasi Arenası" isimli programa katılan gazeteci Sedef Kabaş, burada kullandığı sözler nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret iddiasıyla 22 Ocak 2022 tarihinde tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Türkşad Kunthan Uçuk, 11 Şubat tarihinde düzenlediği iddianameyi İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.

İddianamede, Sedef Kabaş hakkında Cumhurbaşkanına ve iki bakana hakaret iddiasıyla 1,5 yıldan 8 yıl 8 aya kadar hapis cezası istendi. Mahkemenin henüz kabul etmediği iddianamede Erdoğan mağdur, Süleyman Soylu ve Adil Karaismailoğlu ise müşteki sıfatıyla yer aldı. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ise ihbar eden olarak iddianameye yazıldı.

AİHM ve Yargıtay'ın siyasilere yönelik hakaret davalarında verdiği bazı kararlara atıf yapılan iddianamede, Kabaş'ın konuşmasında "...taçlanan baş akıllanır diye ama görüyoruz ki gerçek değil ya da tam tersi bir söz vardı, hadi onu söylemeyeyim büyük baş hayvan diyeyim büyük baş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz o saray ahır olur denir yani tam tersini ifade eder" dediğine yer verildi.

"Erdoğan'ın şeref ve saygınlığına hakaret"
İddianamede, Kabaş'ın söylemiş olduğu söz ve beyanların toplumun gelişmesine katkı sunması beklenen bir değer içermediği ve özellikle eleştiri sınırlarını aştığı belirtilerek, bu sözlerin açıkça Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şeref ve saygınlığına alenen saldırı mahiyetinde olduğu iddia edildi.

Açıklanmasında kamu yararının olmadığı öne sürülen iddianamede; "kaldı ki basın mensuplarının, iyi niyetli ve doğru olgular temelinde hareket etme ve gazetecilik etiğine uygun biçimde güvenilir ve kesin bilgi vermek şeklindeki ödev ve sorumluluklarının olduğu, ancak somut olayda hakarete varmadan eleştirisel düşüncesini açıklama imkanı olmasına rağmen hakaret içerikli sarf edilen söz ve beyanların Erdoğan'ı damgalama amacı taşıyan, nefrete kışkırtma ihtimali olan ve hoş görülebilir bir seviyenin üstünde eleştiri sınırını aşan nitelikte olduğu" savunuldu.

İddianamede, "sözlerin yeterli temel olgudan eksik olarak kamuoyunu ilgilendiren konuda açıkça yapılan fikir alışverişi niteliğine haiz olmadığı, salt ve ithafen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı şeref ve saygınlığına alenen saldırı mahiyetinde olduğu bu hali ile de basın ve ifade özgürlüğünden yararlanılamayacağı" kaydedildi.

İki bakana eleştiriler de suç sayıldı

Sedef Kabaş, Tele 1'de 14 Ocak'ta yayınlanan programda Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'na yönelik "bir programda cevap hakkı adı altında Ulaştırma Bakanı canlı yayına çıktı ya ben gerçekten inanamadım Sayın Dündar o nasıl bir üslup nasıl bir konuşma tarzı bir bakansınız siz ya bir bakansınız o üslup yani o suçlayıcı tavır ve hiçbir argüman üretmeden o iddiaların karşılığında bir veri üretmeden trollerin ortaya koyduğu ya da ürettiği yalan haberlerden medet umarcasına bir zavallılık sergilemek yani gerçekten" ifadelerini kullanmıştı.

İddianamede, Kabaş'ın "yalan haberlerden medet umarcasına bir zavallılık sergilemek" sözüyle Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu'na hakaret ettiği öne sürüldü.

Sedef Kabaş, aynı programda İçişleri Bakanı Soylu'yu ise "izleyince insan hicap duyuyor ya da Sayın Soylu'nun soyadına ihanet edercesine takındığı üslup herkesi terörist ilan etmek herkesi hain ilan etmek, yani gerçekten merak ediyorum bırakın siyaseti bırakın makam mevkileri yarın öbür gün hiçbiri orada olmayacak, iktidarlar gelip geçici ya bunların hepsi kayda geçiyor..." sözleriyle eleştirmişti. Savcılık, Kabaş'ın "Sayın Soylu soyadına ihanet edercesine" sözüyle de Süleyman Soylu'ya hakaret ettiğini öne sürerek, cezalandırılmasını istedi.