CHP'nin 3. İstanbul mitingi Başakşehir'de yapıldı
CHP'nin 3. İstanbul mitingi Başakşehir'de yapıldı
İçeriği Görüntüle

Bugün 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü.

İktidarın yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdığı Türkiye’de, her an gazeteci tutuklamalarına tenezzül edilebileceği, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı İmamoğlu’nun tutuklandığı süreçte gerçekleşen kitlesel eylemleri izleyen yedi medya temsilcisinin “caydırıcılık” adına ve “Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla hapse gönderilmesiyle bir kez daha ortaya kondu.

Sorun, Dagens ETC gazetesi muhabiri İsveçli Joakim Medin’in “silahlı terör örgütüne üyelik” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla tutuklanmasıyla birlikte bir kez daha uluslararası boyuta taşındı.

Ocak-Şubat-Mart 2025 dönemini kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, etkili haberci ve eleştirel medya kuruluşlarının ardı ardına yargı operasyonlarıyla taciz altında tutulduğunu, adli kontrolün yeni tür bir “mahpusluk hali” olarak yaygınlaştığını gösteriyor. Birçoğu hapis de yatan Sözcü gazetesi çalışanları, Vice News ekibi, Halk TV habercileri ve Murat Çelikkan, Tunca Öğreten ve Murat Baykara gibi gazeteciler için son üç ayda verilen beraat kararları, yargılamaların keyfi niteliğini gözler önüne seriyor.

Gazetecilere tutuklama ve ev hapsi eziyeti

Halen üç gazeteci (Elif Akgül, Yıldız Tar ve Ercüment Akdeniz), Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik soruşturma kapsamında 22 Şubat’tan bu yana özgürlüklerinden mahrum. Aynı soruşturmada gözaltına alınan Ender İmrek ile Radikal gazetesi muhabiriyken gazetecilik faaliyetleri 12 yıl sonra Gezi soruşturmasına dahil edilen araştırmacı gazeteci İsmail Saymaz ev hapsinde tutuluyor.

Birçok Kürt medya temsilcisi de gözaltı sonrası ağır adli kontrol uygulamalarına tabi tutuluyor. YouTube kanalındaki sözleri nedeniyle Özlem Gürses’e Aralık 2024’te uygulanan ev hapsi ise 52 gün sonra kaldırıldı. Eleştirel televizyon kanallarının yargının hedefinde olduğunu, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın 34 günlük tutukluluğu da gözler önüne serdi.

Türkiye’de onlarca gazeteci, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) 2024 Bilançosu’nda “habercilerin hareket özgürlüğünü ve zihinlerini keyfi şekilde teslim almaya dönük antidemokratik, hızla yaygınlaşan başka bir pratik” olarak aktardığı adli kontrol (pasaport yasağı, imza atma zorunluluğu vs.) altında tutuluyor.

22 haberciye gözaltı: Yeni bahane “Gösteri Yasası”

Son üç ayda özellikle Halk TV, BirGün ve Van medyasına yönelik yargı ve polis operasyonlarında, en az 22 gazeteci çeşitli sürelerle gözaltına alındı.

İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının tetiklediği kitlesel eylemleri izleyen haberciler, özellikle İzmir’de, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” gerekçesiyle keyfi şekilde dört gün gözaltında tutuldu.

BBC muhabiri Mark Lowen, eylemleri izlemek için geldiği Türkiye’den “akreditasyonsuz olduğu” gerekçesiyle ve “kamu düzenine tehdit oluşturduğu” iddiasıyla gözaltına alınıp sınır dışı edildi.

Van Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyon öncesi başlatılan nöbet eylemini izleyen, aralarında Ruşen Takva’nın da olduğu altı gazeteci gözaltına alındı.

Türkiye’de gazetecilerin kriminalize edilmesinin aracı olarak adli kontrol yaygınlık kazandı: BirGün Gazetesi Yayın Koordinatörleri Berkant Gültekin ve Uğur Koç ile Sorumlu Müdür Yaşar Gökdemir, Şubat’ta gözaltına alındı; Koç ve Gökdemir, yurt dışı yasağı ve haftada bir gün imza şartıyla serbest bırakıldı. Araştırmacı gazeteci İsmail Saymaz’ın pasaportuna el konulurken, Halk TV sunucusu Ece Üner de yurtdışına çıkış yasağı ve imza şartıyla bırakıldı.

Üç ayda 26 beraat, 17 mahkûmiyet

2025’in ilk üç ayında yargılanan yaklaşık 150 gazeteciden 26’sı beraat etti, 17’si (Nevşin Mengü, Ali Ergin Demirhan, Kürşat Yılmaz, Görkem Kınacı, Sultan Keleş, İbrahim Aydın, Burkan Karabay, Kazım Güleçyüz...) “Cumhurbaşkanına hakaret”, “hakaret”, “iftira”, “örgüt propagandası”, “devletin kurumlarını aşağılama”, “dini değerleri aşağılama”, “örgüte yardım” ve “örgüt üyeliği” gibi suçlamalarla toplam 25 yıl 7 ay 22 gün hapis ve 2 bin 610 TL adli para cezasına mahkûm edildi.

Bu dönem aynı zamanda, İstanbul’da Sözcü gazetesi çalışanlarına ve Diyarbakır’da Vice News ekibine uzun süre önce açılan davaların beraat ile sonuçlandığı, Halk TV’den beş habercinin yargılandığı ve daha ilk duruşmada aklandıkları bir dönem oldu.

Kapatılan Özgür Gündem gazetesine sembolik dayanışma gösteren gazeteci ve hak savunucusu Murat Çelikkan da, “terör örgütü propagandası” iddiasıyla iki ayı aşkın süre hapis yattığı davadan beraat etti.

Uyuşturucunun etkisine dair belgeselleri nedeniyle “uyuşturucuya özendirmek” suçlamasıyla yargılanan gazeteciler Tunca Öğreten ve Murat Baykara’nın da beraatına karar verildi.

Dava izleyene, haber yapana soruşturmalar patladı!

Üç aylık dönemde 55 gazeteci, köşe yazarı ve muhabir hakkında soruşturma açılması, eleştirel haberciliğin ne denli sıkı bir yargı takibinde olduğunu gösteriyor.

Cengiz Holding adına Mehmet Cengiz, kamu ihaleleri ve çevresel tahribat iddialarıyla gündeme geldikten sonra, “müşteki” sıfatıyla Sözcü gazetesi ve bağlı internet sitesinde çalışan 26 gazeteci ve köşe yazarı hakkında suç duyurusunda bulundu.

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı Kobanî davasını takip eden 21 gazeteci de soruşturma geçiriyor.

Cumhurbaşkanına hakaret: İsveçli tutuklu gazeteci ve 19 sanık

Türkiye’de gazetecilere yönelik “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla ilgili keyfi davalar, Deniz Yücel ve Charlie Hebdo davalarından sonra şimdi de Dagens ETC gazetesi muhabiri İsveçli Joakim Medin 27 Mart’ta Türkiye’ye girişinde tutuklanmasıyla bir kez daha uluslararası boyut kazandı.

Ayrıca son üç ayda en az 19 gazeteci ve karikatüristin adı (Barış Pehlivan, Ozan Alper Yurtoğlu, Deniz Yücel, Ahmet Sever, Levent Gültekin, Sedef Kabaş, Hayko Bağdat, Baransel Ağca, Çiğdem Akbayrak, Erk Acarer, Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sourisseau, “Alice”, Ramazan Yurttapan, Haydar Ergül, Sultan Keleş, Furkan Karabay (2) ve Rüstem Batum) “Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesine dayandırılan davalarda geçti.

Son 10 yılda, TCK’nın 299. maddesi kapsamında 78 gazeteci mahkûm edildi. Son üç ayda ise toplam 88 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanan gazetecilerden Levent Gültekin ve Çiğdem Albayrak beraat ederken, Sultan Keleş’e 1 yıl 2 ay hapis cezası verildi.

“İçimde Kalmasın/Tanıklığımdır” kitabı nedeniyle yıllardır hapis tehdidiyle yaşayan gazeteci Ahmet Seven’in dosyası ise, vefatı nedeniyle düşürülecek.

13 saldırı: Gazeteci “özel hedef” oldu

Son üç ayda en az 13 gazeteci saldırıya uğradı; bunların 12’si toplumsal eylemler sırasında güvenlik güçlerinden kaynaklandı.

Diyarbakır’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitinginde çektiği fotoğraf nedeniyle bianet muhabiri Evrim Deniz sosyal medyada cinsiyetçi ve ırkçı ifadelerle hedef gösterildi.

Özellikle Sinan Ateş cinayeti, adaletsizlik ve yolsuzluk iddialarının üzerine gittiği için daha önce evinin izlendiğini ve çöplerinin karıştırıldığını duyuran araştırmacı gazeteci ve yazar Murat Ağırel, “Bu kez sadece ben değil, tüm ailem hedefte” açıklaması yaptı.

Yayın yasağı, bant daraltma, erişim engeli…

“Kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle keyfi online sansür getiren düzenlemeyi 10 Ekim 2024’ten itibarıyla yürürlükten kaldıran Anayasa Mahkemesi’ne (AYM), erişim engelleriyle ilgili bir başvuru da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK), gazeteciler Metin Cihan, Hayko Bağdat, Erk Acarer ile Artı Gerçek sitesi dahil yüzlerce hesaba yasak getirmesi üzerine X şirketi tarafından yapıldı.

Son üç ayda, Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel’de onlarca kişinin yaşamını yitirdiği yangınla ilgili yayın yasağı gündeme gelirken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından, Cumhurbaşkanlığı talebiyle X, YouTube, Instagram, Facebook, TikTok, Telegram, Signal ve WhatsApp gibi sosyal medya haberleşme araçlarına İstanbul’un genelini etkileyecek şekilde 42 saat süren bir bant uygulanarak müdahale edildi.

Bir mahkûmiyet veren AYM’ye iki yeni başvuru

Son üç aylık dönemde AYM, zorla tekzip yayımlamak zorunda bırakılan Günebakış gazetesi Sorumlu Müdürü Aydın Gelleci’nin ifade ve basın özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine hükmetti; gazeteciye, mahkeme giderleri dahil 29 bin TL ödenmesine karar verdi.

Aynı dönemde AYM’ye, KaosGL.org haber sitesi Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’ın hukuka aykırı şekilde tutuklanmasına ilişkin yeni bir başvuru yapıldı. Diğer bir başvuru ise gazeteci Erdoğan Alayumat’ın dijital materyallerine hukuka aykırı şekilde el konulması iddiasına yönelik olarak yapıldı.

AİHM, TRT kameramanına hak verdi

Son üç ayda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), gazetecilik haklarıyla bağlantılı tek bir kararı tespit edildi: TRT’de başkameraman olarak çalışan Binali Erdoğan’ın, “Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesiyle kamu görevinden çıkarılması, “düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlali” olarak değerlendirildi. Mahkeme, Erdoğan’a 7 bin 600 euro tazminat ödenmesine hükmetti.

RTÜK’ten eşi görülmemiş ağırlıkta cezalar

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak-Şubat-Mart 2025 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına toplam 37 kez idari para cezası ve toplam 11 kez de yayın durdurma cezası verdi. Kurul, TV kuruluşlarına toplam 94 milyon 695 bin 655 TL idari para cezası uyguladı. RTÜK, bu rapor döneminde radyo kuruluşlarına ise ceza vermedi.

Muhalefetin “iktidarın sopası” olarak nitelendirdiği RTÜK, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma, gözaltı ve tutuklama sürecinde gerçekleşen kitlesel eylemlere ilişkin yayınları nedeniyle NOW TV, Tele 1, Halk TV ve SZC TV gibi eleştirel ulusal kanalları, son 20 yılda eşi görülmemiş ağırlıkta cezalarla hedef aldı. Bu süreçte SZC TV’ye 10 gün yayın durdurma cezası verildi.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, kitlesel eylemleri olumsuz şekilde gündeme taşıyan ya da karalayan yayınlara sessiz kalırken, sosyal medya hesabı üzerinden eleştirel kanalları açıkça tehdit etti. Yayın yasaklarını bir araç olarak kullanarak yayıncılık faaliyetlerini taciz etti; yayınlara doğrudan müdahale ederek kendisini adeta bir yayın yönetmeni konumuna yerleştirdi.

Beş gazeteci Halk TV’den ayrıldı

Son üç ayda, birçok medya kuruluşunda ekonomik gerekçelerle onlarca gazetecinin iş akdi feshedilirken; Halk TV’de de önemli bir ayrılık yaşandı.

Şule Aydın, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Timur Soykan ve Barış Terkoğlu; kanalın YouTube hesabında Rasim Ozan Kütahyalı ile yapılmış bir söyleşinin yayımlanmasının ardından, yönetimle aralarında çıkan editoryal anlaşmazlık nedeniyle “Kayda Geçsin” ekibi olarak Halk TV’den ayrıldı.