Bıyıklarına bakarsan tam bir solcu. Aslan solcu! Ama “dediğimi yapmazsanız milleti de çağırırım AKP’ye oy toplarım ha, hesabınızı ona göre yapın” diyor, bu bıyıklı sözde solcu. Bunu diyen kişi İzmir Belediyesinde Disk Temsilcisi Memiş Sarı. Hadi bu bıyıklı şantajcı lafını bilmiyor şuursuzca konuşuyor, Peki Disk Başkanı Çerkezoğlu’ndan neden bir ses çıkmıyor? Neden “bu sözler kabul edilemez şuursuzca edilmiş laflardır” demiyor? “Sesimizi kimse susturamaz” diye meydanlarda bağırıyor. Kime bağırıyor Chp’li İzmir Belediyesine. Bağırsın tabi çünkü bu günlerde Chp’ye bağırmak hem konforlu hem de hiçbir riski yok. Burada Chp’yi falan savunmayacağım. Çünkü Chp’ye dair de söylenecek çok şey var. Bu ayrı bir bahis. Ama zayıf olanın üzerine gidilmesi ezilmesi hep kanıma dokunmuştur. Evet İzmir’deki olayda da işçinin yanındayım burada bir tereddüt yok, benim sözüm kendisini solcu zanneden ücret sendikacılarına, “Akp’ye geçer oy toplarım ha” diyen şantajcılara ve bu skandala ses çıkarmayan sendika yöneticilerine. Benim sözüm, seçme ve seçilme hakkı gasp edilirken Anayasa ortadan kaldırılırken, eylem genel grev gibi lafları zinhar ağzına almayan konforcu Sendika Yöneticilerine. Ama karşısındaki Chp olunca “sesimizi kimse susturamaz” diye bağırıyor. Tabi susturamaz çünkü belediye başkanları tutuklanan, yöneticileri tehdit edilen, kuşatma altındaki devrin mağduru Chp’ye bağırıyorsun. Chp’li Belediyelerde devrimci olduğunu hatırlayan bu sendikacıları Türkiye Genelinde sahada görmek isterdik. Misal 1 Mayısta neden taksimde bir irade ortaya koymadınız da sesiniz kısıldı ve “TAKSİM” diyemediniz. Hani sesinizi kimse kısamazdı? Demek ki sesinizin kısılması kime söz ettiğiniz ile ilgili imiş! Siz işçinin emekçinin emeğini rehin alan ücret Sendikacılarısınız! Parayı kim verirse onun yanında saf tutmak üstelik şantaj yapmak sınıf sendikacılığı değildir uşaklıktır! Her şeyin altının üstüne geldiği bu devir ne garip ne rezil bir devir!!

AH KILIÇDAROĞLU

Kılıçdaroğlu’nu ibretle ve hayretle izliyorum. Chp ve Chp’li Belediyeler Akp’nin yargı kuşatması altındayken iktidar medyasına çıkıyor ve “Chp’de çürüme var” diyor. Neden peki? Kurultayda kaybettiğin için mi? Delegeler seni seçmedi diye mi? Sen gidince mi başladı Chp’deki çürüme? Bunun adı en basit tabirle fırsatçılıktır. Ama ben daha ileri düşünüyorum, bunun adı Akp ile birlikte iş tutmaktır! 3 yıl önce Kılıçdaroğlu’nun adaylığının yanlış olduğunu söyleyip durdum meğer ne kadar da haklıymışım! Doğrusu bu kadar da hırsının kurbanı olacağını Akp ile iş birliği yapma noktasına geleceğini düşünmezdim. CHP'ye yönelik yargı kuşatması Kılıçdaroğlu’nu yeniden CHP’nin başına getirmeyi hedefliyor. Bu çok açık. CHP’ye bir yargı darbesi ile kayyum olarak Kılıçdaroğlu atanırsa yaşanacak sarsıntıyı tahmin etmek zor değil. Geldiğimiz noktada Türkiye otoriter bir rejim değişikliği sürecinden geçiyor ve Kılıçdaroğlu da bu süreçte önemli bir rol oynuyor.

SAHİLLER HALKINDIR

Kıyılar, sahiller Anayasa'nın 43. Maddesi uyarınca, herkesin eşit ve serbest kullanımına açık olan ve kamu yararına kullanılması zorunlu olan alanlardır. Anayasanın bu maddesine dayanarak CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatıyla “Denizler Halkındır” projesi kapsamında sahil kenarındaki tüm ücretli beach’ler kaldırıldığını büyük bir memnuniyetle öğrendik. Umarım ve dilerim ki bu uygulama küçük bir alanı kapsayan bir uygulama olmasın. Antalya’nın tüm sahillerini ve kıyılarını kapsayan ve Türkiye’nin güney kıyılarına da örnek olacak geniş ve kapsamlı bir uygulama olsun. Zira asıl sıkıntı oteller bölgesinde yaşanıyor. Otel müşterisi olmayan vatandaşlar bu kıyılardan adeta tartaklanarak atılıyor ya da zaten hiç sokulmuyorlar. Bir defasında benim de başıma geldi. Bodrum tarafında bir sahil kenarında denize gireyim dedim. Ama tüm sahil otelin şezlongu ile dolu, inanın havlumu serecek yer bulamadım. Havlumu bir şezlongun üzerine koyayım dedim hemen biri geldi şezlong ücreti istedi. Dedim ki şezlongu kaldır o zaman havlumu sereceğim çünkü yer yok! Biz dedi belediyeye para ödüyoruz kaldıramayız ya ücretini ödeyin ya da gidin! Israr etsem tatsız bir tartışma…Düşünün basit gibi görünen önemli bir mesele bu. Denizler sahiller sadece otel müşterisi olan zenginlerin keyif yapacağı yerler değildir, herkesindir. Bu yüzden Antalya Belediyesini takdir ediyoruz ve diğer tüm kıyı belediyelerine örnek olmasını yaygınlaşmasını ve kıyıların sahillerin halka teslim edilmesini bekliyoruz.